MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

SANZOTU?

SANZOTU?
Kapı komşusu sayılırdık. Fakat onu daha çok mahallemizdeki kahvehanede görürdüm. Her zaman pencere kenarındaki bir masada oturur, arkadaşlarıyla birlikte sabahtan akşama kadar kâğıt oynardı.
Birgün beni yanına çağırarak:
— Gel bir çayımı iç dedi. Sadece selam verip geçmek olmaz.
Yalnız olduğu için gittim. El sıkışırken:
— Sigara dumanı dokunduğundan pek uğrayamıyorum, dedim. Hem yapacak o kadar çok işim var ki.
Çok alıngan bir insandı. Küskün bir ifadeyle:
— Doğru dedi. Fakat bizim yapacak işimiz yok.
— Esasında hepimizin işi çok fazla, dedim. Ebedi hayatımızı bu kısa ömrümüzde kazanmak zorunda değil miyiz?
— Haklısın, dedi. Ama bu illetten bir türlü kurtulamıyorum.
Sebebini sordum.
— Arkadaşlarımı kıramıyorum. Her gün mutlaka çağırıyorlar.
Parmağımla işaret ederek:
— Karşıdaki caminin müezzinini tanıyordun değil mi?
— Yirmi yıllık müezzini nasıl tanımam, dedi. Neden sordun?
— Aklıma geldi işte, dedim. O da günde beş defa camiye çağırıyor da!
Yüzü hafifçe kızarmış ve başını öne eğmişti.
— Ben eskiden böyle değildim, dedi. Genç yaşta emekli olduktan sonra, kahvehaneden çıkamaz oldum. Bu gidişle kurtulacağımı da sanmıyorum...

Onunla konuşmamızdan birkaç hafta sonra, kendisini kahvehanede göremez oldum. Arkadaşlarına sorunca:
— Çok hasta dediler. Evinden dışarı çıkamıyor.
O akşam ziyaretine gittim. Aşırı derecede zayıflamış ve sanki 10 yaş birden ihtiyarlamıştı. Başında Kur’an okuyan büyük oğlu beni görünce:
— İyi ki geldiniz, dedi. Babam çok ağırlaştı.
— Konuşabiliyor mu? diye sordum.
— Hayır, dedi. Ama arada bir sanzotu diye sayıklıyor!
— O da ne? dedim.
— Vallahi biz de anlayamadık, diye cevap verdi. Fakat iyi duyduk, sanzotu diyor.
— Semizotu falan olmasın? dedim. Sever miydi?
— Ağzına bile koymazdı, diye atıldı eşi. Benim de aklıma geldi ama.
— Herhalde bir ilaçtır, dedim. Ben hemen gidip köşedeki eczaneye bakayım.
Eczaneden elim boş döndüm. Eve geldiğimde herkes ağlıyordu. Büyük çocuk:
— Babam biraz önce öldü, dedi. Üstelik hep o ilacı sayıklayarak, Bulmuş muydunuz?
— Artık önemi yok, diyerek lafı değiştirdim. Çünkü eczanede bana gülmüşler ve sanzotu'nun, iskambil oyunlarında geçen bir kelime olduğunu söylemişlerdi!
"Alıntı"
●●
يُبْعَثُ كُلُّ عَبْدٍ عَلَى مَا مَاتَ عَلَيْهِ
.
"Her kul, ölmeden önceki son hali üzere diriltilir."
Hz. Muhammed (sav)
.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ
.
"Siz ey imana ermiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; herkes yarın için ne hazırladığına baksın!"
Kur'an- Haşr 59718
●●●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.