MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

23.05.2017

KUR’AN-I KERİM’DEN BİLİMSEL GERÇEKLER - (Dünya ihtiyarladıkça, Kur'an gençleşiyor)

KUR’AN-I KERİM’DEN BİLİMSEL GERÇEKLER - (Dünya ihtiyarladıkça, Kur'an gençleşiyor)

1- Kur’an, Evren’in yaratılışına açıklık getiriyor (Büyük patlama)

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ كَانَتَا رَتْقاً فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلا يُؤْمِنُونَ
“İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim onları birbirinden kopardığımızı ve  her canlı şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hâlâ inanmazlar mı?”
Enbiya 21/30

2- Kur’an, Evren’in genişlemesinden bahsediyor:

وَالسَّمَاء بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ
Gökyüzünü gücümüzle biz kurduk ve onu genişleten de biziz.”
Zariyat 51/47

3- Kur’an, Atmosferden haber veriyor:

وَجَعَلْنَا السَّمَاء سَقْفاً مَّحْفُوظاً وَهُمْ عَنْ آيَاتِهَا مُعْرِضُونَ
Biz gökyüzünü de koruyucu bir tavan yaptık. Onlar ise gökyüzünün âyetlerinden yüz çevirirler.”
Enbiya 21/32

4- Kur’an, Dünyanın döndüğünü ve yörüngelerin varlığını açıklıyor:


وَتَرَى الْجِبَالَ تَحْسَبُهَا جَامِدَةً وَهِيَ تَمُرُّ مَرَّ السَّحَابِ صُنْعَ اللَّهِ الَّذِي أَتْقَنَ كُلَّ شَيْءٍ
“Sen dağları görürsün de, onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutlar gibi akıp giderler.  İşte bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır.”
Neml 27/88

وَالشَّمْسُ تَجْرِي لِمُسْتَقَرٍّ لَّهَا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ  وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ  لا الشَّمْسُ يَنبَغِي لَهَا أَن تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ وَكُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ
“Güneş, kendisi için belirlenen yerde döner. İşte bu, çok yüce ve herşeyi bilen Allah'ın takdiridir. Ay için de birtakım yörüngeler tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.  Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri yörüngelerinde yüzerler.
Yasin 36/38-40

5- Kur’an, uzaya çıktıkça oksijenin azalacağını hatırlatıyor:

فَمَن يُرِدِ اللّهُ أَن يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلإِسْلاَمِ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقاً حَرَجاً كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَاء كَذَلِكَ يَجْعَلُ اللّهُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ
“Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse onun kalbini göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar.”
Enam 6/125

6- Kur’an, hiçbir insanın parmak uçlarının birbirine benzemediğini ifade ediyor:

أَيَحْسَبُ الإِنسَانُ أَلَّن نَجْمَعَ عِظَامَهُ  بَلَى قَادِرِينَ عَلَى أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُ
“İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Aksine biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar eski haline getirmeye gücümüz yeter.”
Kıyamet 75/ 3,4

 
YORUM:
Benzer ayetleri çoğaltmak mümkündür… Bu örneklerden şunu anlıyoruz: 
571 – 632 yıllarında yaşamış bir insanın bu bilimsel gerçekleri o yıllarda haber vermesi ancak iki şekilde mümkündür:
1- Ya Hz. Muhammed (s.a.v.) yaşadığı çağda çöllerin ücra köşelerinde insanlardan gizlediği bir uzay merkezine ve muhteşem laboratuvarlara sahipti. Gizliden gizliye yaptırdığı uydu çalışmalarını ve bilimsel deneyleri ustalıkla kamufle ederek halkın arasına çıkıyor ve:
“Ey İnsanlar! Bana Allah bildirdi ki: Milyarlarca yıl önce evren gaz ve toz bulutu halinde tek bir kütle halindeydi. Daha sonra büyük bir patlama oldu ve bu patlama neticesinde kopan parçalardan dünyamız gibi gezegenler, yıldızlar ve galaksiler meydana geldi.[1] Bu patlamanın tesiri ile halen evren patlamanın merkezinden uzaklaşarak genişlemeye devam etmektedir…”
“Dünyamızın etrafı atmosfer denen bir tabakayla çevrilidir…”
“Dünyamız dönmektedir…[2] Güneşin ayın ve dünyamızın kendine has yörüngeleri vardır…”
“Gökyüzüne yükseldikçe oksijen azalır…”
“İkizler de dâhil hiçbir insanın parmak uçları birbirine benzemez…” diyerek herkesi peygamber olduğuna inandırmaya çalışıyordu(!)

 2- Ya da gerçekten Allah (c.c.) kendisine bu bilgileri vahiy yoluyla bildiriyordu.

Yaşadığı ortaçağ göz önüne alınır, bu bilimsel gerçeklerin ancak asırlar sonra ispat edilebildiği gözardı edilmezse, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Allah’ın Elçisi olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes zorlanmadan görebilir. Şayet elçiliğini kabul etmezsek, O’nun yaşadığı asrın uzay çağı olduğunu, bilim ve teknoloji açısından günümüzden çok daha ileride olduğunu kabul etmemiz gerekecektir.
Gerçekten hangisine inanmak daha mantıklı sizce:
“Çölün altında gizlenen uzay merkezi ve laboratuarlar mı, yoksa vahiy mi?”
Sahi hangisi?
Mustafa Tulukcu
1 Ocak 2012 –Tavşanlı
●●

وَتِلْكَ الأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ وَمَا يَعْقِلُهَا إِلا الْعَالِمُونَ
“Biz bu örnekleri insanlara anlatıyoruz. Ne var ki   âlimlerden başkası bunları düşünüp akletmez.”
Kur’an – Ankebût 29/43

سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ
“Yakında onlara, gerek ufuklarda (makro âlem) ve gerekse kendi nefislerinde (mikro âlem) âyetlerimizi (kudretimizin belgelerini) göstereceğiz.Ta ki, bu Kur'an'ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun.”
Kur’an – Fussilet 41/53
●●●


[1] Bilim adamları bu patlamanın 17 ila 20 milyar yıl önce meydana geldiğini söylüyor. (Bkz: Uzay ve Dünya – Prf. Dr. Taşkın Tuna)
[2] Dünyanın döndüğünü ilk söyleyen kişinin Galile olduğu öğretilir hep. (D.1564 Ö. 1642) Hâlbuki Kur’an, Galile’den en az 1000 (Bin) yıl önce bu gerçeği ifade ediyor… İlhamını Kur’an’dan alan İslam bilginleri Avrupalılardan asırlarca önce dünyanın yuvarlak olduğunu, hem kendi hem de güneş etrafında döndüğünü açıkça ifade etmişlerdir. Mesela İmam-ı Gazali (Öl.1111) Tehâfüt’ül Felâsife adlı eserinin 4. sayfasında bunu şöyle ifade ediyor: “Ay tutulması, güneşin ay ile güneş arasına girmesinden ileri gelir. Çünkü ay ışığını güneşten alır. Dünya yuvarlaktır. Gök her taraftan onu kuşatmıştır…”
 1262 yılında vefat eden Muhiddin-i ArabîFütühat adlı eserinin 1. cildinde (Galile’den tam 380 yıl önce) aynen şöyle diyor: “Allah kemal sahibidir. Kâinatta kendi kemalini göstermiş, gökleri mükemmel şekilde yaratmıştır. Mükemmel şekil küredir. Onun için Allah, kâinatı küreler halinde yaratmıştır. Dünya da küre şeklindedir ve kendi ekseni etrafında dönmektedir. Bu dönüşünden gece ve gündüz meydana gelir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.