MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

9 KÖYDEN KOVULSAM DA!

9 KÖYDEN KOVULSAM DA!
Kimi zaman sayfamda hacı hoca, kanaat önderi olarak bilinen bazı insanların konuşmalarından, yazılarından, ses ve görüntülü videolarından örnekler vererek anlattıkları masal ve hurafeyi, Kur’an ve akıl dışı hezeyanlarını belgeler, böylelerine kanılmaması gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya, uyarmaya çalışırım. Yanlışlarını gösterirken doğrusunu da yanında sunarak tabi.
Kim gibi?
Cübbeli Ahmet, Fethullah Gülen gibi hayli şöhretli isimler ile adı sanı pek bilinmeyen daha niceleri. Çok önceleri yaşamış ardından nice eserler, kitaplar bırakmış ulema, evliya diye bilinenler de tabi. İmam-ı Gazali, Ömer Nasuhi Bilmen, Mehmet Zahit Kotku, Mahmut Sami Ramazanoğlu vb gibi. (Bazılarının şimdiden tansiyonu çıkmış olabilir yaldızlı isimleri dilime dolayınca :) )
Aslında bu insanların her söylediği elbette yanlış değil. Bazen öyle muhteşem tespitleri vardır ki şapka çıkarırsınız. Hz. Peygamberin kanını, idrarını, sümüğünü kutsallaştıran, kan ve idrarının içilmesini, (https://youtu.be/GEaiOQcPgcc ) sümüğünün yüze göze sürülmesini hem helal hem de takva alameti gören ( https://youtu.be/xHCUTcQMlaU) şu edep yoksunu müfteri Cübbeli’nin:
"Facebookta durumumu beğen diyeceğine, kalk geceleyin 2 rekat teheccüt namazı kıl da Rabbim durumunu beğensin!"e gel de ‘helaall’ deme mesela!
Aklına estikçe, dengeyi kaybettikçe Pensilvanya’dan lanet okumayı teamül haline getirmiş Bedduacı Fethullah’ın veya yukarıda ismini zikrettiklerimin nice eserleri de gerçekten harika tespitlerle dolu. (örnekler uzun sürer)
Meşhur olmayanları da öyle. Yani her insanın her söylediği illaki yanlış olmaz. Ebu Cehil dahi olsa bu böyledir.
Ama sorun ne biliyor musunuz?
"Kimi doğrularını görünce böylelerinin, zırvalarını fark edemiyor oluşumuz!" Temyiz kabiliyetimiz yok yani! (sana demiyom :) )
Bir kısım doğrularına, kılık kıyafetlerine, tanınmışlıklarına aldanarak ‘her söylediğini’ doğru zannetmeye başlıyor kitlelerin çoğu.
Hele bir de hayranlıkları var ki bu türden hoca(!)lara dindar(!)larımızın, evlere şenlik:
"Ya bu hoca ne güzel konuşuyor yav. Maşallah barekallah ağzından bal yüzünden nur akıyor mübareğin!!!"
Ne güzel dediği, bal zannettiği aslında öylesine berbat ki! Tam bir safsata, iftira, hezeyan, zehir mi zehir. Ama gel de bunu bizim dindar(!)a anlat.
"Yav" der hemen sitayişle azıcık eleştirsen hoca(!)sını. "Sen de onu beğenmen bunu beğenmen yav! Piyasada hoca kalmadı valla!"
Neden göremiyor aleni yanlışları, safsatayı da peşine takılıyor böyle saptırıcıların, kerameti kendinden menkul ulema(!)nın?
Neden mi?
En başta Kur’an bilmiyor bizim dindar(!) (sen yine üstüne alınma)
Kur’an’ı bilmeyen, kendi dilinde 3-5 defa anlaya anlaya meal okumayan bir insan dini konularda neyin doğru neyin yanlış, kimin haklı kimin haksız olduğunu kamilen nerden bilsin? Eşyanın tabiatına aykırı.
Kimin ağzı laf yapıyorsa, biraz edebiyat parçalıyorsa, sakal sarık cübbe yerindeyse, azıcık da fon müziği varsa bitti. Takip ettiğinden daha derin hoca yoktur artık!
Kur’an’a mesafeli olduğu için hem dünya hem de ahirette cezalandırılacağını, (Taha 20/100 - Furkan 25/30) dünyada iken kendisini saptıracak olan ‘İnsan ve Cin şeytanları’nın (Enam 6/112) peşine takılacağını, (Zuhruf 36) buna rağmen kendisini hala doğru yolda zannedeceğini, (Zuhruf 37) Kıyamet Günü’nde de kör olarak yaratılacağını (Taha 20/124-126) anlaması için dahi yine Kur’an bilmesi gerekirdi garibin.
"Hem bilmez hem de bilmediğini bilmez" dedikleri tam da budur işte.
Siz şimdi böylelerine, mesela Nihat Hatipoğlu’nun masalcı, hurafeci olduğuna nasıl inandırabilirsiniz? Mümkün değil. Herkes gibi onun da kimi sohbetleri elbette isabetli, yerinde, ama şunu söyleyen de o değil mi?:
"KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI şerdir, mikroptur, çağın en büyük fitnesidir!!!"
Sormazlar mı adama:
"KUR’AN’DAN BAŞKA MÜSLÜMANLIK DA MI VAR???"
Nihat Hatipoğlu ve kafadarlarını bu vahim ifadeleri kullanmaya sevkeden, Hadisleri toptan silen, hiçbir rivayeti kabul etmeyen marjinal diyebileceğimiz kimi insanların varlığıdır eyvallah. İyi güzel de sayıları 3-5’i geçmeyenlere bindireceğim derken ağzından çıkanı kulakları duyuyor mu acaba???
Aslında asıl dertleri bu da değil Nihatgiller’in. Asırlardır Buhari’yi Müslim’i, Kütüb-i Sitte ve benzeri Hadis kitaplarını putlaştırdılar da ondan. Hepsi Buhariperest, Müslimperest, Rivayetperestler de bunun farkında değiller!
Buyrun hem okuyun hem dinleyin:
"BUHARİ’DEKİ HADİSLER, ALLAH’TAN GELMİŞ GİBİDİR!!!
Hoca Buhari, altıbin küsürlük Hadis ihtiva eden bu mecmuayı 300 bin Hadis’ten ayıklıya ayıklıya yapmış. Hem öyle bir hassasiyet içinde ki, her Hadis’te iki rekat namaz kılmış, Allah’a teveccüh etmiş, Rasul-i Ekrem sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ruhaniyetinden istimdat (yardım) buyurmuş, Efendimiz(!), beyan edilen şeye binaen temessül buyurmuş (canlanmış), 'Bu Hadis bendendir!!!' demiş ve kitabına yazmış!!!" (https://youtu.be/h3PPr432eiw)
Gördüğünüz gibi Resulullah’ın vefatından 200 sene sonra toplanan rivayetleri Kur’an’la eş değer gördüler. "Peygamber onaylı" efsaneyi realite sandılar. 62 yıllık hayatında Buhari’nin sadece topladığı 600 bin Hadisin sahih (geçek) olup olmadığını test etmesi, rüyasında Resulullah’a onaylatması(!) için 600 bin defa gusül abdesti alması, 600 bin defa en az 2 rekat namaz kılması, 600 bin defa istihare uykusuna yatma masalını dini hakikat bellediler. Hesap kitap, akıl iz'an bunların neyine!
Benim gibi kimileri çıkıp "Hadis kitapları Kur’an gibi korunmuş falan değildir. Şunlar şunlar nasıl Hadis olabilir?" diyenlere, sunulan örneklere şahit oldukça küplere binerler tabi bu Habisperest Kur’ansız ulema(!)
Meselenin özü budur. Okuyan, düşünen, sorgulayan Müslümanların sayısı çoğaldıkça bunların at koşturdukları meydanlar daralıyor çünkü. Canları sıkılıyor, kuduruyorlar; mutlu olacakları, yanlış itikadlarından vaz geçecekleri yerde.
Hadis Kitaplarını kutsallaştırmaktan da vahimi, Resulullah’ın vefat ettiğini, (Zümer 39/30 - Ali İmran 3/144) dünya işlerine asla müdahale edemeyeceğini (Fatır 35/22 - Neml 27/80 - Rum 30/52 - Maide 5/109 ve 117) Kur’an’a rağmen kabullenmeme sapkınlığıdır.
"Son zamanlarda Kur'an'ın manasını kafaya takacağız diye iyiden bereketini kaçırdık!!! Kur'an dinlerken sakın ha anlamına kafa yormayın, ağlayın sadece! Ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapın!!!" buyuran(!) Ebu Bekir Sifil ve Cübbeli Ahmet hoca(!)larımıza göre neymiş bakın:
"Hz. Peygamber aleyhissalatü veselam efendimiz(!) bizim gibi değil, ölmedi O!!! Hz. Peygamber hala canlıdır ve kabirde yer içer. Hatta eşleriyle cinsel ilişkiye bile girer!!! Kendisine gönderilen salavatlar için çetele tutar, tek tek yazar çizer!!! Ümmetinin kimi halini görür üzülür hüzünlenir, kimisine de bakar sevinir, hoşnut olur!!!" (Youtubeden bulup dinleyin, hepsini benden beklemeyin)
Bunu anlatıyorlar işte televizyonlarda, orda burda???
Kur’an’ı reddeden dini önderler??? Budur işte gelinen nokta.
Şayet Kur’an’ı anlayarak okusalar, eski itikatlarını sorgulasalardı:
"Resulullah’ın Türkçe olimpiyatlarına gelmesi",
"Tweetleri ikiye katlattırma tavsiyesi",
"Çanakkale, Kıbrıs savaşlarına katılması",
"Fethullah’ın köyüne kadar bizzat teşrif edip ‘aman depremden başlarına bi iş gelmesin’(!) diye Hz. Ali’ye emredip köyün çeşitli yerlerine kazık çaktırması" vb. vb. nı din iman diye anlatamazlardı.
Bırakınız Kur’an’ı, Kitabullah ile eşitledikleri Buhari, Müslim’de geçen kimi Hadislere bile baksalar "Peygamber algısındaki sapma"larını anında fark ederlerdi.
Resulullah (sav), ashabından kimilerinin kendisinin vefatından sonra yoldan çıktıklarını ancak hesap gününde öğreniyor; dünyada hiç değil.
Okuyalım buyrun:
"Kevser havuzu kenarında Ashâbımdan bazılarını bana getirirler. Ben onları tanıyınca -kim olduklarını onaylayınca- onları benden ayırıp götürürler. O zaman ben: 'Ya Rabbi! Ashâbımdı onlar' derim de, 'SENDEN SONRA ONLARIN NELER ETTİĞİNİ BİLMİYORSUN' denilir bana."
(Sahihi Buhari, Kitab'ul Rıkâk, C.4, S.95 - Sünen-i İbni Mâce, Kitab-ı Menâsık, 5830 - Müsned-i Ahmed, C.1, S.453 ve C.3, S.28 ve C.5, S.48)
"Kıyamet günü ben, ashabımdan önce Havuzun yanına varacağım. Bilin ki bazıları sapık develerin kovulduğu gibi havuzumdan kovulacaklar. Ben onları çağırarak: 'Beri gelin' diyeceğim. Bana denilecek ki: 'Şüphesiz onlar senden sonra değiştiler.' Bu esnada ben diyeceğim ki: "Yok olsunlar, yok olsunlar!"
(Sahih-i Müslim, C.1, s.150, Hadis: 249; Kitabut Tahare, Bab: 12)
Hani Resulullah’ın (sav) her şeyden haberi vardı Sayın Ebu Bekir Sifil, Cübbeli Ahmet Hocefendi(!)ler???
Hadi Kur'an'dan geçtik, bu Hadislerden de mi haberiniz yok??? "Hadis de Hadis" dersiniz lafa gelince. Ee???
Sadece Hatipoğlu, Gülen, Sifil, Cübbeli Ahmet mi, 'Kur’an elbet başımızın tacı' deyip de ardından -bilerek ya da bilmeden- Kitabullah’a savaş açan?
Alın size bunların saz arkadaşlarından Mehmet Emin Akın mesela:
"Hadis sahih mi değil mi Kur’an’a bakarak anlaşılmaz!!! Kur’an’a uymuyor diye bir Hadisi inkar eden kafirdir, müslüman değildir!!!"
Siz şimdi bu hoca(!)ya ne cevap verirsiniz?
Videosunu gözümle görmesem, sesini duymasam mürekkep yalamış birinin böylesine konuşabileceğine vallahi ihtimal vermezdim. Bu insanın akıl sağlığı yerinde olamaz. Zaten konuşurken sinirlerine hakim olamıyor. Umalım ki öfke nöbeti geçip, akıl tutulmasından kurtulunca tevbe istiğfar etmiştir.
Biliyorsunuz, çok daha önceleri de: "Hadis’in Kur’an’dan çok Kur’an’ın Hadise ihtiyacı vardır!!! Son zamanlarda bir de Kur’an Müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı!!!" diyen Fethullah Gülen idi hatırladınız mı?
Hakikaten böyle mi? Gerçekten olay "Kur'ansız Müslümanlığın Mucidi" şu Pensilvanya Lanetçisi’nin dediği gibi mi acaba?
Soralım hele Kur’an’a:
"Biz o KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK."
Enam 6/38
"Gerçekten biz, bilen bir toplum için ÂYETLERİ GENİŞ GENİŞ (mufassal) AÇIKLADIK."
Enam 6/97
"Anlayan bir toplum için ÂYETLERİ AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLADIK."
Enam 6/98
"Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz, öğüt alacak bir kavim için ÂYETLERİ AYRINTILI OLARAK AÇIKLADIK."
Enam 6/126
"Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eder VE KİTAB'I UZUN UZUN AÇIKLAR…"
Yunus 10/37
"Elif, Lâm, Râ. Bu öyle bir kitaptır ki, âyetleri sağlamlaştırılmış; sonra da hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan Allah tarafından UZUN UZADIYA AÇIKLANMIŞTIR."
Hud 11/1
"O, kendisinden önceki kutsal kitapları onaylayan, HER ŞEYİ AYRINTILI BİÇİMDE ANLATAN, mü'minler için doğru yol kılavuzu ve rahmet olan gerçek bir ilahi kitaptır."
Yusuf 12/111
"Andolsun ki biz bu KUR'AN'DA İNSANLAR İÇİN HER TÜRLÜ MİSALİ TEKRAR TEKRAR AÇIKLADIK…"
Kehf 18/54
"Andolsun biz BU KUR'ÂN'DA İNSANLARA HER ÇEŞİT MİSALİ GETİRİP ANLATTIK."
Rum 30/59
"Andolsun ki biz, ÖĞÜT ALSINLAR DİYE, BU KUR'AN'DA İNSANLARA HER TÜRLÜ MİSALİ VERDİK."
Zümer 39/27
"Andolsun ki biz, BU KUR’AN’DA İNSANLARA HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK."
İsra 17/89
gibi daha nice ayetler var, "En doğru yola ulaştıran Kur’an"da.
İşte bunların Kur’an’a imanı böyledir: "Bir hoca sıfatıyla Kur’an’a iftira!"
“Dininizi tamamladım” diyen Rabbimize, (Maide 3) "Kendilerine okunan Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?" buyuran (Ankebut 51) Allah’a sözüm ona akıl verir bu hayasızlar:
"Hayır Allahım bu iş tam da senin buyurduğun gibi değil! Dinin eksik kaldı biz onu bi şekilde tamamladık! Kur’an bize yetmez! Hadisler olmasa gönderdiğin Kitabın bulmacadan farkı kalmazdı!!!"
Şu ifadeler Mazhar Osman’dan kaçmış bir delinin günlüğünden değil, aklı başında sanılan bir ilahiyatçının, Nurettin Yıldız’ın videolu sohbetinden. Okuyun hele ne diyor:
"Sahihi Buhari demek Kur'an'dan sonra en güvenilir kitap demektir. Müslim o demektir. Bu iki kitabı tartışamayız!!! Tartışanla selamı kesebiliriz bir sakıncası yok. Tekrar ediyorum anlaşılsın diye, selam kesebilirim, kafirdir demem!!! Ama istemem melekler onunla çay içtiğimi görsün, istemem çaydan dolayı başımın belaya girmesini." :)
Devam ediyor Nurettin Hoca(!):
"Biz bir müslüman olarak ‘Rasulullah dedi ki’ diye bir söz (hadis) duyduğumuzda, o sözün altındaki dip notta Buhari yazıyorsa, Müslim yazıyorsa, Ebu Davud yazıyorsa, Tirmizi yazıyorsa otururuz. Dese ki o söz (hadis)de: “Gökler aşağıda, yer yukarıdadır” diye bir söz (hadis) olsa, belli ki bu söz doğru değil onu da kabul ederiz!!! Demek ki bundan sonra “Gök aşağısı yer yukarısıdır” deriz!!! “Su katıdır, taş sıvıdır” dese bir Hadis’te, hemen bakarım bu nerde geçmiş bu Hadis? Buhari’de mi geçmiş, bundan sonra sıvının adı taş sertin adı da sudur, derim!!! Bitti benim için her şey değişti demektir!!!" :)
Neymiş?
Buhari'de ‘gökler aşağıda yer yukarıda’ diye bir Hadis(!) görse, artık onun için ‘gök aşağısı yer yukarısı’ olurmuş!!! Su katı, taş sıvıymış bunun için!!!
Fıkra gibi yav.
İşte peşine takıldıklarınızın, yere göğe sığdıramadıklarınızın halleri budur: "İki ileri bir geri!"
Hem Kur'an'a sırt dönecekler hem dosdoğru yolda olacaklar, he olur!
Velhasıl,
Siz siz olun en az 10 defa Kur’an meali bitirmeden ben de dahil hiçbir hoca hacıyı dinlemeyin, dini kitapları da okumayın; dininizden olursunuz. Rus ruletinden farksızdır o zaman yaptığınız. "Bizim mahalle" bildiğiniz gibi değil çünkü!
Kur’an’a vakıf olduktan sonra mı? İşte o zaman kafanıza göre takılın, herkesi dinleyin, istediğiniz eseri okuyun; biiznillah kimse sizi saptıramaz.
Hakla batılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt etmeniz ancak 60 saniyenize malolur; hadi bilemedin 1 dagganıza. :)
Ha unutmadan: Bu yazıya kafası bozulanlar varsa, 5 defa meal bitirince bi daha okusunlar!
Vesselam...
M. TULUKCU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.