MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

22.05.2017

HZ. MUHAMMED'İN (SAV) ÇOK KADINLA EVLİLİĞİ!

HZ. MUHAMMED'İN (SAV) ÇOK KADINLA EVLİLİĞİ!



“Muhammed ile ilgili okuduğum her satırda, O’na karşı daha fazla hayranlık ve hürmet duyuyorum.”
Annie Besant
İngiliz Sosyal Reformcu
Ne zaman elleri boşa çıksa İslam’dan haz almayanlar, ne zaman yapacak başka işleri kalmasa ısıtıp ısıtıp gündeme getirirler!
Üzerinde azıcık kafa yormadan, lades olacaklarını bile bile saldırırlar: “Şüphesiz ki sen çok yüce bir ahlak üzeresin” övgüsüne (Kur'an - Kalem 68/4) mazhar olmuş Alemlere Rahmet Hz. Muhammed’e (sav)
O’nun çok kadınla evlenmesini dillerine dolayıp:
“Gördünüz mü işte!” derler, utanmadan sıkılmadan. “Muhammed kadınlara düşkün birisiydi!”
Devam ederler herkesi kendileri gibi bildikleri, hiç yapamazlarsa kimi kafaları karıştırmak için:
“Öyle olmasaydı eğer, 9 veya 12 kadınla nikahlanır mıydı hiç?! Demek ki Muhammet..!”
Her yıl bu konu mutlaka birkaç kez sorulur tanıdıklarım tarafından bana da.
Öğrencilerim de dahildir buna ve bende anlatırım hiç bıkıp usanmadan…
Resulullah’ın (sav) –güya- henüz 9 yaşında(!) iken Hz. Aişe validemizle evlenmesi de bu bahis açılınca merak edilenler arasındadır. (Hz. Aişe konusuna yazımın sonunda değineceğim)
Kabul etmek gerekir ki, kendi çevremden olan ve dinine düşkün bilinen gençlerimizin çoğu, hayli hırpalanır ateistlerin bu tür bombardımanından.
Rabbimizin “Üsve-i hasene” yani “en güzel örnek” insanlardan gösterdiği Hz. Muhammed (sav) üzerinde sırf bu sebeple uzun zaman şüphe duyan, sarsılanlar bile olur bizim cenahtan.
Ne yazık ki dindarlarımızın çoğu, kimi ateistler kadar bile dini bilgiye sahip olmadığındandır travma geçirmelerinin tek sebebi.
“Dinini seven ama dininden haberdar olmayan" tuhaf bi dindarlık anlayışımız gelişti maalesef.
"İslam'a bilmeden saldırmak" ve "İslam'ı bilmeden sevmek!" bu toprakların realitesidir.
İnanın kimi ateistlerle ben de çok sohbet ettim ve ediyorum da hala. Bizimkilerden daha çok Kur’an’dan Hadis’ten ya da Hadis zannettiği bilgilerden haberdarlar yine de çoğu.
Sıkıntı burada başlıyor işte.
Dinine düşkün ama yeterli dini bilgiye de sahip olmayan –nasıl oluyorsa bu- gençlerimiz bocalıyorlar ve kafaları karışıyor bu tür konular gündeme gelince…
Eğer doğru bilgiye ulaşamazlarsa bunlardan kimileri inanın dinden bile soğuyabiliyor zamanla.
Böylelerine tavsiyem:
“İman ettiğiniz Kur’an’ı kendi dilinizde anlaya anlaya çok okuyun önce. Sonra da bir o kadar Resulullah’ın (sav) hayatını anlatan Hadis, Siyer ve İslam Tarihi alanında yeterli bilginiz olsun. Ama her halükarda Kur’an’ı iyi bileceksiniz öncelikle.
Yani şu elinden düşürmediğin telefonun kadar bari dinine ilgi göster, önem ver yav.
Dokunmatik telefonunla selfi yapacağına, sivilceyi kafaya takıp retricayla vakit öldüreceğine sabahtan akşama kadar, biraz da kitaplara dokunsun elin!
Ön kameraya baktığın kadar kitaplara bak biraz da!
Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmuyor işte!
Sonra da bocalar, ateistlerin bi kaşık suyunda boğulursun!..
Anlayana bu kadar fırça yeter. ( smile ifade simgesi )
Neyse biz gelelim şimdi şu çok evlilik konusuna.

Şimdi beni iyi dinle ateist kardeşim!
Sana göre “Muhammet” bana göre “Hz. Muhammed (sav)” henüz peygamber falan değilken, gençlik yıllarındayken yani, içinde gezip dolaştığı Mekke’nin sosyal yaşantısını şöyle bir gözünde canlandır önce.
Konumuz gereği özellikle de kadın- erkek ilişkilerinin nasıl olabileceğini hayal et zihninde?
Malum o dönemle ilgili nice bilgilere sahibiz hepimiz, sen de duydun okudun az çok bilirsin!
Daha anlaşılır olsun diye ben hatırlatıyım en iyisi, güncelleyerek hatta o dönemin Mekke’sini:
İslam öncesinin Mekkelisi:
Her ay, her hafta, her gün birisiyle buluşur, hiçbir kural tanımaksızın, hiçbir mahalle baskısı olmaksızın herkes kafasına göre takılırdı!..
Evliymiş bekarmış hiç fark etmezdi onlar için. Bütün mahalle sakinleri üç aşağı beş yukarı aynıydı zira. Kimsenin kimseden utanacak, korkacak kusuru yok(!)tu ki gizlesin kendini, ya da yüzü kızarsın konu komşudan!
Keyfinin kahyası kadar evlilik yapabilirdi erkekler, sınırı yoktu nikahlanmanın.
Nikahsızlığın da sınırı yoktu zaten!
Sonsuz sayıda dost hayatı yaşayabilirdin o dönem, sınırsız nikahın yanısıra!
Kim kimden hoşlandıysa, anında “elektrik aldım senden” diyerek pervasızca yatar kalkarlardı!
Sonra da, yine hiç mi hiç utanma duygusu çevre baskısı olmaksızın, android telefonuna sarılır erkek ya da kadın, mesaj bölümüne girip: “üzgünüm, bizimki hataydı!… Herkes yoluna!” yazar “gönder” düğmesine dokunup yollarını ayırırdı hemen. “mesaj iletildi” ye bile bakmadan bir önceki gün gözü oynadığı, kafasına not ettiği o sarışın kıza ilk mesajını atardı saniye geçmeden: “Seni unutamadım!… Elektriğine kapıldım, yarın falanca kafede buluşalım mı? Yakamda kırmızı bir karanfil olacak. Sakın ha karıştırma beni beyaz güllü, pembe laleli olanlarla imi?”
Ya da şöyle yapardı mesajlaşmanın dışında:
Fesbugdaki “durumu” bölümüne:
“Falancanın (kendisi oluyor) filancayla ilişkisi başladı!” der ve sonuna da, kırmızı kalpli smileyin yanına bir de “mutlu smiley” ekleyiverirdi!
İki gün sonra da, İslam öncesindeki bu Mekkeli Mevlüt’ün fesbug sayfasında görürdünüz, kanıksadığınız “198. ilk aşkı!”yla buluşmasından geriye kalan boy boy sarmaş dolaş fotolarını.
Haliyle Mekkeli Mevlüt’ün kankilerine de:”beğen” butonuna dokunup “hayırlı olsun kardeşim!” yorumu yazmak düşerdi. “Özel”den de sohbete girip ardından: “kim lan bu yavru ceylan!.. yine kapmışsın be koçum!.. Ağzının tadını da bilion len helaaaall!” denirdi hafif kıskançlık koksa da “sırıtma smileyi” eklenen yoruma!
Sonra ne mi olurdu?
Yav n’olacak ki sonra?
Her ay, her hafta olan neyse yine o olurdu:
“Falancanın (Mekkeli Mevlüt yav anna gari) filancayla ilişkisi bitti!..
Ve sonuna da gerçekten üzgünmüş havası vermek için “yeşil renkli üzgün smiley” eşliğinde “Kendisini hasta hissediyor!”u okurdunuz!
Kendini hasta hisseden Mevlüt’e kimi saflar kanarken, aslında onun 199. İlk aşkı(!)yla “özelden” ilk ısınma turlarına başladığını kestirmek hiç de zor değildi.
Vakıayı adiyedendi bunlar… Hatta en masumuydu belki de bu tür ilişkiler.
Dahası da var:
Babasının evlenip ayrıldığı üvey annesiyle, ya da oğlunun evlenip ayrıldığı geliniyle ilişkiye geçmek hiç yadırganmazdı!
Babanın ya da oğulun dost hayatı yaşadığı kadınlarla babanın ya da oğlunun dönüşümlü aşk yaşamaları da gayet normaldi.
Zerre miktarı haya duyulmazdı benzer çarpık ilişkilerden…
Affedersiniz,
“Genelev” statüsünde çalıştırıldığını göstermek etmek için Mekke’nin nice evleri renkli bayrakla donatılır, flörtten hoşlanmayan, zaman kaybetmek istemeyenler de anında birkaç dinarla burada işini halledip yoluna devam ederdi!
Buna imkanı olmayan ya da bunlarla yetinmeyen olursa eğer, hiç sorun değil,
Hemen “Salı pazarı”na gidilir, yok eğer yetişilemediyse, mal(!)ı kapan kapmışsa varsın olsun bir sonraki “Perşembe pazarı” beklenir, domates, salatalık, limon alınır gibi “cariye” adı verilen zavallı kadınlara efendi(!) olmak için günün rayiç fiyatı sahibi(!)ne ödenerek bu zavallıların yeni efendi(!)si olunur, artık bıkıncaya kadar bu masumlar fütursuzca kullanılırdı!
Bıktıysan şayet cariye(!)nden sat gitsin!.. Nasıl olsa “Cuma pazararı”na yenileri gelecekti sorun muydu yani?!!
Çürümüşlüğün her çeşidi mevcuttu sizin anlayacağınız Cahiliyye Mekke’sinde!
Çürümemiş birkaç muvahhid ya da fıtratı bozulmamışlar kalmışsa aralarında, onlar da yadırganır, alaya alınırdı bu çürümüş mendeburlarca:
“ot gibi yaşıyor yav bu saftirikler de! Dünyaya bi daa mı gelcez he!” diye!
Bunları niye anlattım, anlatıyım:
Bak benim ateist, dinsiz kardeşim,
İnsanlığın can çekiştiği bu rezilane ortamda senin “kadın düşkünü!” dediğin Hz. Muhammed (sav) nasıl bir gençlik dönemi geçirdi hiç araştırdın mı bunu???
Anlaman için bunu da günceliyleyim sana:
Değil bir tek kızla kadınla buluşmasını O’nun,
el ele, kol kola sarmaş dolaş orda burada flört etmesini Muhammet’in, (Hz. Muhammed (sav) yani)
android telefonundan herhangi bir kıza bir tek, evet bir tek “senden hoşlandım” mesajı attığını bile göremezsin!!!
Be dostum,
KARI KIZ DÜŞKÜNÜ OLAN BİRİ,
HELE HELE KONJONKTÜR DE MÜSAİTKEN
VE PEYGAMBER BİLE DEĞİLKEN ÜSTELİK,
NİYE BÖYLESİNE PIRIL PIRIL BİR HAYAT YAŞASIN Kİ???
ÖYLE YA, KADINLARA ZAAFI VARMIŞ MADEM???
Nice İslam düşmanları O’nun hayatını didik didik araştırdılar senden önce de, bu yaşlarda bir tane çizik bulamadılar sicilinde. Bir tek örneği yoktur bunun anladın mı beni cahil müfteri? (Hak ettin ama bunu)
25 YAŞINA KADAR 1 TEK KADINLA, KIZLA DÜŞÜP KALKTIĞINI GÖREMEDİLER O PIRLANTANIN!..
O’na her türlü iftirayı attılar İslam düşmanları.
Neler demediler ki:
“Deli, Mecnun, Yalancı, Bölücü, Cinlenmiş… vb” deyip durdular biteviye.
Ama iki şeyi hiç diyemediler Peygamberliğinden önceki hayatı için:
“Yalancı!” ve “Karı kıza düşkünü!”
Bu iki iftira hiç vaki olmadı Elçi’liğinden önce.
Resul olmadan önceki hali için söyledikleri sadece şuydu:
“Muhammed-ül Emin” ve “İçimizdeki en temiz insan!”
O’nun YALANCI, MECNUN, CİNLENMİŞ OLDUĞU İFTİRALARI, TAMAMEN NEBİ OLDUKTAN SONRAKİ HEZEYANLARDIR HEP…
UTANMADAN TÜKÜRDÜKLERİNİ YALAYARAK YAPTILAR BUNU DA HEM!
KARI KIZA DÜŞKÜN OLDUĞU HEZEYANLARI İSE ÇOK DAHA SONRA İCAD EDİLDİ, SİZİN BEYİNSİZ AKIL HOCALARINIZ TARAFINDAN!
25 yıllık hayatında bir tek çiziği olmayan, hiçbir gayr-i meşru hayata imza atmamış insanlığın iftihar tablosu bir örnek insan için değil böyle dil uzatmak, tam aksine çelik gibi bir iradeye, alkışlanacak bir nefse hakimiyete sahip olduğundan dolayı, hakkını teslim edip şapka çıkarmak gerekirken önünde hem de...
Utanmalısınız kendinizden...
İkinci atağım geliyor dikkat et:
Henüz peygamber bile olmayan bu örnek insan, 25 yaşına geldiğinde Hz. Hatice ile evlendi. Rivayetlerin çoğu Hz. Hatice’nin 40 yaşında olduğunu söyler bu evlilik esnasında.
(NOT: Ben çookk önceleri bir kitapta –adını hatırlayamadım şimdi- Hz. Hatice’nin Resulullah’la evlendiğinde 26 yaşında olduğunu okumuştum. Ve ben bunun daha doğru olduğu kanaatindeyim. Velev ki 40 yaşında olsun.)
Hz. Hatice ile Resulullah’ın bu evliliği tam 23 yıl sürdü… Ve Resulullah (sav) asla 2. Bir kadınla evlenmedi Hz. Hatice varken!
Burası da çok önemli es geçme hemen!
Öyle ya, konjonktür birden çok evliliğe çok müsait ve asla yadırganmamasına rağmen, düşünebiliyor musunuz Hz. Hatice’den başka 2. bir kadın yok “kadınlara düşkün”ün (!) hayatında!!!
Ülen bu nası kadınlara düşkünlükmüş öyle???
Sözüm ona “kadın delisi” biri böyle mi yapar hiç? Hiç mi vicdanınız yok sizin, bre insafsızlar???
Niye bunları hiç düşünmezsiniz he???
Basit bi ayrıntı mı bu???
Bak bunu da biraz düşün tamam mı?..
Devam ediyorum:
Hz. Hatice vefat edince ne mi oldu?
Yaşı 48’e gelmişti o güzel insanın.
Fırsatı ganimet bilip biraz gönül eğlendireyim(!) demedi hiç.
TAM 5 YIL KİMSEYLE EVLENMEDİ!!!
Aloooo! Duyuyon mu beni?
Tam 5 yıl dul olarak pırıl pırıl bir hayat sürdürdü yine!
Onun için sıkıntı değildi ki bu durum!.. 25 yıllık bir deneyim sahibiydi zira!
Yav ateist kardeşim, bu nası bi kadınlara düşkünlükmüş öyle yav???
Nasıl bir haşa “zampara”ymış ki bu insan, tam 5 yıl gözünü kaldırıp da bir tek kadına kıza yan gözle bakmadan dul olarak yaşamış yine???
İnsaf yav… İnsaf insaf!..
Ve Alemlere Rahmet bu güzel insanın gelir yaşı 53’e..
BİRDEN FAZLA KADINLA EVLİLİĞİ, İŞTE BU 53. YAŞINDAN SONRA BAŞLAR O’NUN!
Yani fiziksel olarak da hayli ilerlemiş olan ömrünün son 10 yılındadır Hz. Hatice dışındaki bütün evlilikleri!
53 YAŞINDAN SONRA YAPTIĞI/YAPMAK ZORUNDA KALDIĞI ÇOK EVLİLİĞİNİ KADINLARA DÜŞKÜNLÜKLE AÇIKLAMAK, NE AKILLA, NE İNSAFLA NE İZ’ANLA ASLA BAĞDAŞMAZ.
ANLAMAK İSTEMEYENLERİN DIŞINDA KİMSEYE YUTTURAMAZSINIZ BUNU!
BÖYLE BİR ZAAFI OLAN İNSAN, 53 YIL NİYE BAKLESİN BE DOSTUM, NİYE BEKLESİN NİYE NİYE???
Bunca izahattan sonra hala aynı teranelerine devam edeceksen sana diyeceğim tek şey:
HADİ ORDAN!
Şu soru makul, mantıklıdır ama?
Niye o kadar kadınla evlendi peki 53 yaşından sonra?
Bunun izahı apayrı bir paylaşımın konusudur. Birkaç açıklamayla geçiştirilemez.
53 yaşından sonraki evliliklerini tek tek incelediğimizde, Resulullah’ın (sav) “cinselliğin” dışında pek çok özel nedenlerle evlendiğini/evlenmek zorunda kaldığını görürüz… İnanın tek tek ele almak lazım bu evliliklerini.
Siz daima şu 4 maddeyi hatırlayın yeter:
Hz. Muhammed (sav):
1- Ergenlik dönemine ulaştıktan sonra 25 yaşına kadar bir tek kızla kadınla flörtü yoktu!!!
2- 25 yaşından 48 yaşına kadar tam 23 yıl tek eşli yaşadı!!!
3- 48 yaşından sonra 5 yıl dul olarak hayatını sürdürdü!!!
4- Yaş 53’geldikten sonradır ki birden fazla evliliği başladı!!!
BÖYLE BİR HAYAT YAŞAMIŞ BİR İNSANDAN KADIN DÜŞKÜNÜ OLMAZ YAV!
ASLA OLMAZ!.. KENDİNİZİ HİÇ ZORLAMAYIN… KOMİK OLMAYIN!
Selam sana ey Allah’ın son Elçisi!..
Sana layık bir ümmet olamasak da çok seviyoruz seni, yaa Hâtemen Nebi.
●●●
KONUMUZLA YANDAN BAĞLANTILI BİLMEMİZ GEREKEN BİRKAÇ NOT:
1- Nisa Suresi 3. Ayet ile kadınlarla evlilik en çok dört ile sınırlandırılınca, peygamberimiz eşlerini boşama yolunu seçmedi ama bu emirden sonra 4 tanesinin dışında diğer eşleriyle aile ilişkisine de girmedi.
2- İSLAM’DA ASIL OLAN TEK EŞLİ EVLİLİKTİR… Birden fazla evlilik ancak çok özel şartlarda mümkündür. Ve bu da EMİR değil RUHSATTIR… İşte size belgesi:
Nisa suresinin 3. ayetinde: “Dörde kadar evlenebilirsiniz. Ancak haksızlık yapmaktan korkarsanız 1 evlilikle yetin. Bu, âdil olmanız açısından daha uygundur” buyruluyor. Aynı surenin 129. ayetinde ise: “Ne kadar üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz…” hatırlatması yapılıyor… İki ayeti arka arkaya okuduğunuz zaman konu açıklığa kendiliğinden kavuşur:
a- İcap ederse birden fazla evlen tamam, AMA ADİL OL!!!
b- Ne kadar uğraşırsan uğraş ASLA ADİL OLAMAZSIN!!!
Eee bu ne demek oluyor?:
“ZORUNLULUK YOKSA KESİNLİKLE TEK EVLİLİK YAP!” buyuruyor Allah, bunu anlamayacak ne var? Nokta.
3- Hz. Aişe Resulullah (sav) ile evlendiğinde 9 yaşında olduğuna dair kimi rivayetler maalesef bizim kaynaklarda geçer. Ama bu asla doğru değildir asla.
Hz. Ayşe’nin gerçek yaşını ablası Esma’nın biyografisinden anlamak mümkündür. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken derler ki:
“Esma 100 yaşındayken, Hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde Esma 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder.
Hem ayrıca unutulmasın ki Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr Bin Mutim ile nişanlanmıştı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı.”
(Hatemü’l Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)
Bunun anlamı şudur: Hz. Aişe evlendiğinde en az 18 yaşındaydı.
Bunları da bilin istedim...
Buraya kadar bıkmadan sabırla okuyanlara selam olsun…
Umarım okumana değmiştir…
Vesselam…
M. TULUKCU
●●●
"İnsan, Muhammed hakkında hüküm vermeye kalktığı zaman, elinde olmadan hürmet, hatta muhabbet duygularından başka bir şey hissetmez oluyor."
Lane Pelo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.