MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

BUHARİ ve MÜSLİM’den SAĞLAM(!) HADİS(!)LER?

BUHARİ ve MÜSLİM’den SAĞLAM(!) HADİS(!)LER?

"Amma da uzunmuş yav" diye mızmızlanma bir şeyler öğrenmek istiyorsan oku oku! :)

Önce Buhari’ye sevdalanmış kanaat önderlerimiz(!)den bir kaçını dinleteyim size.
“BUHARİ’DEKİ HADİSLER, ALLAH’TAN GELMİŞ GİBİDİR!!! Hoca Buhari, altıbin küsürlük Hadis ihtiva eden bu mecmuayı 300 bin Hadis’ten ayıklıya ayıklıya yapmış. Hem öyle bir hassasiyet içinde ki, her Hadis’te iki rekat namaz kılmış, Allah’a teveccüh etmiş, Rasul-i Ekrem sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ruhaniyetinden istimdat (yardım) buyurmuş, Efendimiz, beyan edilen şeye binaen temessül (canlanma) buyurmuş: “Bu Hadis bendendir!!!” demiş ve kitabına yazmış!!!” (Videolu konuşmasını aynen buraya yazdım)
Fethullah Gülen – Görüntülü izlemek isteyenler için bkz: (https://youtu.be/h3PPr432eiw)

“Sahihi Buhari demek Kur'an'dan sonra en güvenilir kitap demektir. Müslim o demektir. Bu 2 kitabı tartışamayız!!! Tartışanla selamı kesebiliriz bir sakıncası yok. Tekrar ediyorum anlaşılsın diye, selam kesebilirim, kafirdir demem!!! Ama istemem melekler onunla çay içtiğimi görsün, istemem çaydan dolayı başımın belaya girmesini.” (Bunun da videodaki konuşmasını aynen buraya yazdım.)
Nurettin Yıldız
“Biz bir müslüman olarak “Rasulullah dedi ki” diye bir söz (hadis) duyduğumuzda, o sözün altındaki dip notta Buhari yazıyorsa, Müslim yazıyorsa, Ebu Davud yazıyorsa, Tirmizi yazıyorsa otururuz. Dese ki o söz (hadis)de: “Gökler aşağıda, yer yukarıdadır” diye bir söz (hadis) olsa, belli ki bu söz doğru değil onu da kabul ederiz!!! Demek ki bundan sonra “Gök aşağısı yer yukarısıdır” deriz!!! “Su katıdır, taş sıvıdır” dese bir Hadis’te, hemen bakarım bu nerde geçmiş bu Hadis? Buhari’de mi geçmiş, bundan sonra sıvının adı taş sertin adı da sudur, derim!!! Bitti benim için her şey değişti demektir!!!”
Nurettin Yıldız - Bkz: (http://www.yeniakit.com.tr/…/buhari-ve-muslimi-elestirenler…) NOT: Sanırım videosunu kaldırdılar şu an baktım görünmüyor!!!

Biraz inceleme araştırma yapsanız buna benzer daha nice Buhari, Müslim’in rivayetlerine Kur’an gibi iman etmişleri bulursunuz.
Şimdi bu mantalitede olan, benimle çay içmeyi bile kendine zül sayan, “Buhari’deki Hadisler Allah’tan gelmiş gibidir!!!” diyen kafayla neyi konuşabilirsiniz???
Bu kafalar, korunmuş olan tek Kitab’ın ancak Kur’an olduğuna (Hicr 15/9) gerçekten iman etmiş midir???
Öyle ya, ha Rabbimizin korumasındaki Kur’an, ha “Peygamber onaylı” Buhari ve benzerleri???
Buhariperest, Müslimperest dediğim zamanda alınıyorlar!
Sözde “Peygamber onaylı Kutsal kitaplar" sadece Buhari ile sınırlı değil ki!
Din adına yazılmış kimi meşhur kitapların önsözlerine, ilk cildlerinin birkaç sayfasına şöyle bi göz atsanız daha nice “Peygamber Onaylı Kutsal Kitaplar”ımız(!)ın var olduğunu hayretle göreceksiniz. (kimileri şaşırmaz ama, aksine vurulur)
Bu tür kitapları eline alan, ya da yukarıda örneğini verdiğim alim(!) hoca(!) ulema(!)yı dinleyenler ne düşünür?
“Vay be! Demek ki bu kitaplar da benim için vazgeçilmez, paha biçilmez değerdeymiş! Baksana ya, meğer bizzat Peygamberimiz onaylamış bunu!!! “
Hadi bakalım şimdi benim gibileri eskaza Buhari, Müslim, Tirmizi gibi Hadis kitaplarını, Mesnevi, İhya-i Ulum-id din gibi eserleri Kur’an gibi kutsal, korunmuş görmeyip de kritik düşünceye tabi tutsalar ne olur???
Ne sapıklığımız kalır artık, ne Ehl-i Sünnet, Hadis, Peygamber düşmanlığımız!!!

Asırlardır “Peygamber onaylı” iftiralarla, iğrenç yöntemlerle zehirlerseniz zihinleri, Kur’an’dan örnekler vererek kimi rivayetlerin yanlış, uydurma olduğunu söyleyenleri “sapık” görürsünüz tabi.
Bu kafadaki İslam coğrafyası iflah olur mu???
Olmaz tabi… Bakın işte dünyaya?

"Buhari'de mürted olanları öldürün diye Peygamberimizin sahih Hadis(!)i var" diyerek müşrik, münafık, fasık, kafir gördüklerini kesmiyorlar mı???

Bunlar Kur'an'dan asla onay alamaz "mürted fetvası" için. (Nisa 140 - Enam 68 vb) Ama Buhari'ye Müslim'e yaslanıp dünyayı kan gölüne çevirirler. Bir de IŞİD'e kızarlar "bunlar vahşi" diye!

Buhari'nin her dediğini Kur'an gibi gören şu hoca(!) molla(!)ların eline fırsat geçse Türkiye'de Mürted ilan ettiklerini keserler mi kesmezler mi???
Yaaa!
Bir de IŞİD'i kınarlar bu ikiyüzlüler... Siz de IŞİD'siniz dedim mi küplere biner bir de bu Kur'ansız dindarcılar.

Konu uzayacak biliyorum ama belki birileri ikna olur diye şu örneği tekrar hatırlatıyım ki İslam dünyasının perişan halini görün. Neden iki yakamız bir araya gelmiyor anlayın. Bu müslümanlıkla nereye varılır kavrayın!
Alın size Buhari’den başka “Peygamber onaylı” bir başka Kutsal Kitabımız(!) daha:

Ebul Hasan Şâzeli’nin rivayetine göre:Şeyh İbn-i Harzem bir ara elindeki kitabı arkadaşlarına göstererek:"Bu kitabı tanıyor musunuz? Bu kitabın ismi İHYA’dır" dedi.
Halbuki şeyh Harzem, Gazali’ye ta’n edip (dil uzatan, kötüleyen) İhya’yı okumaktan talebelerini men (yasak) eden birisiydi. Onun bu sözü üzerine talebeleri donup kaldılar. Çünkü "nasıl oluyor da hocamız bize yasakladığı kitabı kendisi eline alıyor?" diye düşündüler. Ayrıca okuyup kendilerine tavsiye etmelerine şaştılar.
Talebelerinin hayretini sezen şeyh Harzem, elbisesini kaldırıp da KAMÇILANAN BEDENİNİ TALEBELERİNE GÖSTERDİ ve şöyle konuşmaya başladı:
"Bu gece rüyamda Gazali bana geldi ve beni Allah Resulü’nün huzuruna davet etti. Huzura vardığımız zaman Gazali beni Allah’ın Resulüne:
"Ey Allah’ın yüce Resulü! BU KİŞİ BENİ, SENİN SÖYLEMEDİKLERİNİ SÖYLEMEKLE İTHAM EDİYOR!" diye şikayet etti.
Bunun üzerine bana iftira haddinin (cezasının) vurulması için emir verildi ve Resulullah’ın bu had emri derhal yerine getirildi!!!"
Kaynak: İhya-i Ulum-id din – İmam-ı Gazali – Mütercim Ali Arslan C. 1 Sh 41 İstanbul yaylacık matb. 1971 baskılı

Duydunuz değil mi Harzem’in başına gelenleri???
Demek ki neymiş? GAZALİ’NİN İHYA ADLI ESERİ DE RESULULLAH’IN BİZZAT ONAYINDAN GEÇMİŞ!!!
Okuyanı kandırmaya, şartlandırmaya, yönlendirmeye, robotlaştırmaya böyle başlarlar işte… Bu ve benzeri utanmaz, arlanmaz, haya nedir bilmez yalanlarıyla…
KIRBAÇ YEMEYİ GÖZE ALARAK (!) aha ben de yazıyorum işte, “Peygamber onaylı” (!!!) İhya’nın Kur’an’a yaptığı iki iftirasını, buyrun bakalım başıma ne gelecekse gelsin:
Cenab-ı Hak (c.c.) Musa'ya (aleyhisselam) şöyle buyurdu:
"Ya Musa! HERHANGİ BİR KİMSE Kİ, ANNESİNE VE BABASINA KARŞI İYİ DAVRANIR, SADECE BANA İSYAN EDERSE, ONU MUTÎ (İTAATKAR) KULLARIMDAN YAZARIM. VE KİM Kİ, BANA İTAAT EDER, BABASINA VE ANNESİNE İSYAN EDERSE, ONU ÂSİ YAZARIM!!!" İhyâ-i Ulûmi'd-Dîn -İmâm-ı Gazali -Ali Arslan C.5 (Ana Baba Hakları bölümünde)
Bu rivayete göre, Allah’a itaat eden hayırlı bir kul olman için müslüman olman bile şart değil??!!
Anne babana iyi davrandın mı her şey yolunda!!!
Ebeveynine güzel davran yeter ki, sonra canın isterse Allah'a bile isyan edebilirsin sıkıntı yok!!!
Hıristiyanlardan, Yahudilerden hatta ateistlerden bile nice insanlar var anne babasına mükemmel derecede saygılı davranan… şimdi bunlar ALLAH’A İTAATKARlardan mı olacak sorarım size???

BAK DOSTUM! Her halükarda anne babaya itaat etmek, onlara iyi davranmak İhya’nın sahibine göredir, Kur’an’a göre değil!
Okuyun bakalım şu ayeti, Gazali gibi mi diyor Allah:

"Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır…."

Ve ayet şöyle devam ediyor:

.وَإِن جَاهَدَاكَ عَلى أَن تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ.

"EĞER ANNE BABAN SENİ, HAKKINDA BİLGİN OLMAYAN BİR ŞEYİ BANA ORTAK KOŞMAN İÇİN ZORLARLARSA, ONLARA İTAAT ETME. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy."
Kur’an - Lokman 31/ 14, 15 Ayrıca bkz Ankebut 29/8.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ آبَاءكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاء إَنِ اسْتَحَبُّواْ الْكُفْرَ عَلَى الإِيمَانِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ.

"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, BABALARINIZI VE KARDEŞLERİNİZİ BİLE DOST EDİNMEYİN. SİZDEN KİM ONLARI DOST EDİNİRSE, İŞTE ONLAR ZALİMLERİN KENDİLERİDİR."
Kur’an – Tevbe 9 /23 Ayrıca bkz Mücadele 58/22

“Peygamber onaylı!” İhya’dan Kur'an’a yapılan 2. İftirayı da okuyun bakalım:

Yakub (aleyhisselâm) oğlu Yusuf'un (aleyhisselam) huzuruna girdiği zaman YUSUF AYAĞA KALKMADI. Bunun üzerine Cenab-ı Hak kendisine şu vahyi gönderdi:
"SEN BABAN İÇİN AYAĞA KALKMAYI KENDİN İÇİN BİR KÜÇÜKLÜK MÜ SANIYORSUN? İZZET VE CELÂLİM HAKKI İÇİN YEMİN EDERİM: BU HAREKETİNDEN DOLAYI SENİN SULBÜNDEN BİR TEK PEYGAMBER BİLE ÇIKARMAYACAĞIM!!!" Aynı eser aynı sayfa

Bu rivayetten ne anlıyoruz?
Hz. Yusuf Mısırda Kral olduğu zaman babası Hz. Yakup huzuruna girince kibirlenmiş de ayağa dahi kalkmamış!!!
Rabbimizden manevi bir şamar yemiş anında!!!
Okuyun bakalım şu ayeti Gazali gibi mi diyor Allah:
.
فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَى يُوسُفَ آوَى إِلَيْهِ أَبَوَيْهِ وَقَالَ ادْخُلُواْ مِصْرَ إِن شَاء اللّهُ آمِنِينَ.

"Mısır’a gidip Yusuf’un huzuruna girdiklerinde, YUSUF ANA BABASINI BAĞRINA BASTI VE 'ALLAH’IN İRADESİ İLE GÜVEN İÇİNDE MISIR’A GİRİN! DEDİ."

.وَرَفَعَ اَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًا.

ANA VE BABASINI TAHTININ ÜSTÜNE ÇIKARTIP OTURTTU ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar…”Kur’an – Yusuf 12/99-100
Gördünüz değil mi Hz. Yusuf’a yapılan iftirayı??? Üstelik "Peygamber onaylı, tenkit edenin rüyada kırbaçlandığı İhya” dan iyi mi???"

Görüyorsun işte "uydurulan rivayetle indirilen ayet" yan yana geldiğinde balonları nasıl da patlıyor bu utanmazların.

Buhari ve İhya’nın dışında daha nice “Peygamber Onaylı Kutsal Kitaplar”ımız var dedim, ama yeter bu kadar örnek.
Hangi kafalarla uğraştığımı varın siz hesap edin.
İşim zor değil mi?
Gerçekten zor. Ama ben şunu biliyorum:
“Benim görevim doğru bildiklerimi apaçık anlatmak, ona inandırmak hiç değil!”

Bir önceki paylaşımımda şöyle demiştim hatırlayın:
Kütüb-i Sitte ne demek?
6 sahih, sağlam güvenilir Hadis Kitabına verilen addır.1- Buhari 2- Müslim 3- Ebu Davud 4- Tirmizi 5- İbn-i Mace 6- Nesai adındaki 6 muhaddisin (Hadisçi) kitaplarıdır yani.
Kimileri için bu 6 hadis kitabı Kur'an gibidir!
Nası yani?
Eğer bu 6 kitapta bir hadis geçerse onun doğru, sahih, gerçek olduğuna güvenebilirsin!!!
Çünkü bu 6 alim öylesine titiz çalışarak, kılı kırk yararak bu hadisleri bir araya getirdiler ki aklın durur!!! (Doğru, birazdan aklınız duracak!)
Hımm!
Yani bu hadisçiler de olur ya her beşer gibi yanılmış, hata yapmış olamazlar mı?
Asla aslaaa!!! Biz kimiz ki onların yanlışlarını bulabilelim!!! İlmimiz ne ki bizim!!! Bize düşen haddimizi bilmek, ben bilmez merkez bilir demek ancak!!!

Nası bu kadar eminsin onlardan?

Onlar her hadisi kitaplarına yazmadan önce sırf bu iş için ayriyeten gusül abdesti alırlar, iki rekat namaz ve duanın ardından uykuya geçerler, Resulullah'dan manevi bir işaret beklerlerdi!!!
Şayet Hz. Peygamber aleyhisselatü vesselam efendimiz görünür de: "Evet bu sözü ben söyledim, doğrudur!!!" derse bu alimlerimize, hemen uyanıp şükür secdesine kapanırlar, sonra alıp ellerine okkayı diviti, bu PEYGAMBER ONAYLI Hadis'i yazarlardı!!!
Yaaa!!!

●●●
Daha sonra da bu Kütüb-i Sitte’den Ebu Davud kaynaklı bir iftirayı, “cinayete kurban giden bebeklerin aynı zamanda cehennemlik de olduğu!!!” nu örnek göstererek:.

وعن ابن مسعود رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: قال رسول اللّه: الْوَائدَةُ وَالْمَوْءُودَةُ في النَّارِ.

"Çocukları diri olarak toprağa gömen de GÖMÜLEN DE ateştedir.”
Ebu Davud - Sünnet 18 / Kütüb-i Sitte Muhtasarı, İbrahim Canan C. 4, Sh. 373

"Çocukları diri olarak toprağa gömen de GÖMÜLEN ÇOCUK DA CEHENNEMDEDİR. Gömen İslam’a yetişirse hariç”!!!Müsned - Ahmed Bin Hanbel - C.3 Sh 478

“Aman ha aman, bu kuyruklu yalanlara, sözde “Peygamber onaylı!” böylesi çirkin propagandalara kanmayın sakın. Unutmayın, korunmuş tek kitap Kur’an’dır. (Hicr 15/9) Tamam Hadis kitaplarını da okuyun elbet ama çok dikkatli olun, pirinç görünümlü nice taşlar da çıkar bu rivayet çuvalında. Önce Kur'an önce Kur'an” demiştim. Örnek olarak da şu ayeti hatırlattım:

.
وَإِذَا الْمَوْؤُودَةُ سُئِلَتْ بِأَيِّ ذَنبٍ قُتِلَتْ.

“Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda?”
Kur’an – Tekvir 81/8-9 - Ayrıca bkz. Enam 6/140

Hatta bizzat kendi içlerinde bile nasıl tezatlarla dolu olduklarını yine Ebu Davud'da geçen bir başka Hadis'le takdirinize sundum:
.
قِيلَ يَا نَبىَّ اللّهَ مَنْ في الجنَّةِ؟ فقَالَ: النَّبيُّ في الجنَّةِ وَالشَّهِيدُ في الجنَّةِ، وَالموْلُودُ في الجنَّةِ، وَالْوَئِيدُ في الجنَّةِ.

"Resûlullah'a: "Ey Allah'ın Resûlü, kim cennete gidecek?" diye sorulmuş, o da şu cevabı vermiştir: "Peygamber cennetliktir, Şehid cennetliktir, Çocukken ölen cennetliktir, DİRİ DİRİ GÖMÜLEN ÇOCUK CENNETLİKTİR."
Ebu Davud- Cihad 27 / Kütüb-i Sitte İbrahim Canan C.5 Sh 57
●●
İşte bugün de size, kimileri tarafından yere göğe sığdırılamayan, eserleri Kur’an gibi sağlam görülen, SAHİHAYN (iki gerçek - iki doğru ) olarak sunulan BUHARİ ve MÜSLİM’in kitaplarından örnekler vereceğim.
Görelim bakalım dedikleri kadar sağlam, güvenilir, yalansız, iftirasız, peygamber tarafından onaylanmış kitaplar mıymış bunlar???
Bilmeyen ya da bilgileri küllenenler için birkaç teknik bilgi vereyim önce:

Buhari, 810 yılında Özbekistan’ın Buhara şehrinde doğmuş, 59 yıl yaşamış (52 diyenler de var) 869 yılında Semerkant’ın Hertenk köyünde ölmüştür.
Buhari, henüz 10 yaşında iken bile 70 bin hadis ezberlemiş(!!!)
(Kütüb-i Sitte – Prof İbrahim Canan C. 1 Sh. 188)

Burada bi araya gireyim hemen:
Nerede ezberlemiş bu 70 bin hadisi?
Medine ile arasında en az 3.500 km mesafedeki Buhara şehrinde ezberlemiş!!!
Birisi çıkıp da sormuyor:
10 yaşında bir çocuğun 70 bin ezberini falan geçtim, o kadar Hadis o asırlarda (iletişim ve ulaşım şartlarını düşünün) Buhara’ya nasıl ulaşmış??? Düşünsenize yav 70 bin hadis???

Neyse devam edelim:
A- Buhari’nin seçkin 5 öğrencilerinden olan ve bizzat hocasından dinleyerek, işiterek (sema) yazdığı Sahih-i Buhari müelliflerinden Firebrî'nin rivâyetine göre Buhari:“Herhangi bir hadîsi Sahîh'e dahil etmezden önce yıkanıp iki rekat namaz kılar, Allah'a istihârede bulunup mânevî bir işâret arar ondan sonra hadîsin sıhhatine hükmeder”miş."BU ŞEKİLDE SIHHATİ NAZARINDA SÜBÛT BULMAYAN HİÇBİR HADÎSİ SAHİH'E ALMADIM." der.
(Kütüb-i Sitte – Prof İbrahim Canan C. 1 Sh. 197)

B- Sağlam bir senetle Buhârî'nin kendisinden şu rivâyet anlatılır:

"Bir gece rüyamda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı gördüm. Ben önünde durmuş, elindeki yelpaze ile Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı sineklerin tâcizinden koruyordum. Bunun mânasını bir tabirciden sordum. Bana: ‘Sen Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı kizbe (yalana) karşı müdafaa edeceksin’ diye yordu. Beni, el-Cami'u's-Sahîh'i te'life sevkeden bu rüya oldu."

C- Ebu Zeyd el-Mervezî'den şu rivâyet kaydedilir. Ebu Zeyd demiştir ki:"Ben birgün Rükn ile Makam arasında (Kabe’nin doğu tarafı) uyuyordum. Rüyamda Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i gördüm. Bana: "Ey Ebu Zeyd, ne zamana kadar benim kitabımı değil de Şâfiî'nin kitabını tedrîs edeceksin?" dedi.Ben:'EY ALLAH'IN RESÛLÜ SENİN KİTABIN HANGİSİ?' diye sordum.
"MUHAMMED İBNU İSMÂİL'İN CAMİÎ" DEDİ."
NOT: Muhammed İbn-u İsmail, Buhari’nin ön adıdır.Yani Peygamberimizin kitabı Buhari’nin Cami’us Sahih adlı eseriymiş!!!

Kaynak: Kütüb-i Sitte – Prof İbrahim Canan C. 1 Sh 198

Bu bilgilere göre nasılmış meğer Buhari’nin kitabı?

1- İçinde bir tek yanlış Hadis yokmuş!!! Yazacağı her Hadis için ayrı ayrı gusül abdesti alırmış önce!!! (600 bin hadis topladığına göre bunların doğruluğunu test etmek için 600 bin defa gusül abdesti almış oluyor!!!)Ardından yine her hadis için istihare namazı kılar ve uykuya dalış yapıyormuş!!! İstihare uykusunda Resulullah’tan manevi bir işaret gelir gelmez hemen şükür secdesine kapanıyor ve ardından bu “Peygamber onaylı” hadisleri kitabına yazıyormuş!!! (Bkz tekrar A)

Buhari’nin sırf bu işlemi bile ne kadar zaman tutar hiç hesap ettiniz mi? Başka hiçbir iş yapmadan sadece 600 bin defa gusül, en az iki rekat namaz ve ardından istihare uykusu ile uğraşsa bi insan, kaç yıl zamanını alır düşündünüz mü hiç???

2- Peygamberimize yapılan iftiralara karşı bir kalkanmış Buhari!!! (Bkz tekrar B)
3- Bizzat Peygamberimizin kitabıymış Buhari'nin Sahih'i!!! (Bkz tekrar C)

Hımm!..

Buyrun o zaman içinde bir tek yanlışı olmayan bizzat ”Peygamber onaylı” Resulullah’ın Kur’an’dan sonraki en mübarek ikinci kutsal kitabı(!) BUHARİ’den ve bir o kadar sağlam, güvenilir MÜSLİM’den Sahih(!) Hadis(!)ler:
●●●

1- Ebu Hureyre (r.anh) dan:Rasul-u Ekrem (s.a.v.) buyurdu ki: Melekul Mevt, (ölüm meleği) Musa (a.s.)ya ruhunu kabzetmek için gönderilmişti. Hz. Musa'ya geldiği zaman, Ona tokat vurup, melekul mevt'in bir gözünü çıkarmıştı. Melekul mevt (a.s.) Rabbine dönerek:"Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölümü istemiyor."Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmişti.Buhari, 2/113 ve 4/191 - Buhârî, Cenaiz 69, Enbiyâ 31; Sahihi Muslim 4/1843 - Muslim, Fezail 157,158 Aynı rivayetin detayını Müslim’den dinleyelim biraz da:"Ölüm meleği Musa’ya gelerek: ‘Rabbine icabet et’ dedi. Bunun üzerine Musa ölüm meleğine tokat atıp gözünü çıkarttı. Melek hemen Allah’a dönerek ‘Sen beni ölmek istemeyen bir kuluna göndermişsin, o benim gözümü çıkardı’ dedi."
(Sahihi Müslim 10/176)

Ammar yoluyla gelen bu rivayetin devamında Azrail demiş ki güya:
"Ya Rabbi! eğer Musa’nın Senin nezdindeki değerini bilmeseydim, ben de Musa’ya karşı gelecek ve onu zor bir duruma sokacaktım!!!"Dahası da var bu masalın:Allah (c.c.) meleğe gözünü geri verdi ve ona şöyle dedi:"Ona dön ve elini bir öküzün sırtına koymasını, elinin temas ettiği her bir kıl için kendisine bir yıl ömür verileceğini söyle."(Ölüm meleği bunları Hz. Musa'ya iletince) Musa: "Ey Rabbim! Sonra ne olacak?" diye sordu. Allah: "Sonra öleceksin" buyurdu. Musa:"Öyleyse şimdi öleyim" dedi.


Şimdi sorarım size:Bu rivayet Kur’an’a uyar mı???
Melekler bizim gibi varlıklar mıdır ki gözü çıksın, gözünü tutarak Allah’ın huzuruna sızlana sızlana gelsin???
Meleklerin özelliklerini Kur’an’dan tanımayanlar elbet Azrail’in gözünü de çıkarttırırlar, eceli gelmiş Musa’nın vefatını da pazarlık konusu yaptırırlar.
Bakın bakalım melekler nasıl görev yaparlarmış:

.يَخَافُونَ رَبَّهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

“Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve KENDİLERİNE NE EMROLUNURSA ONU YAPARLAR.”Kur’an – Nahl 16/50
.
لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُم بِأَمْرِهِ يَعْمَلُونَ

“Melekler Allah’tan önce söz söylemezler ve yalnız O'NUN EMRİYLE İŞ YAPARLAR.”Kur’an – Enbiya 21/27
.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, ALLAH’IN KENDİLERİNE VERDİĞİ EMİRLERE KARŞI GELMEYEN VE KENDİLERİNE EMREDİLEN ŞEYİ YAPAN MELEKLER vardır.
”Kur’an – Tahrim 66/6

Bu özelliklere sahip meleklerin gözünü Hz. Musa falan çıkartamaz. Çıkartsa çıkartsa Buhari ve Müslim çıkartır!
Hem ayrıca melekler insanlarla ölüm pazarlığına mı girer hiç???
Okuyun bakalım ne buyuruyor Rabbimiz:.

وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهٖ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةً حَتّٰى اِذَا جَاءَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ
.
“O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucular gönderir. NİHAYET BİRİNİZE ÖLÜM GELDİ Mİ ELÇİLERİMİZ (MELEKLER) ONUN CANINI ALIRLAR. ONLAR VAZİFEDE KUSUR ETMEZLER.”
Kur’an – Enam 6/61(Bkz ayrıca mesela Yunus 10/49 – Sebe 34/30)

Hani Buhari, PEYGAMBER ONAYLI, EN SAĞLAM, EN SAHİH, KUR’AN GİBİ KUTSAL MÜBAREK BİR KİTAPTI??? BİR TEK YANLIŞ YOKTU HANİ???
Bak gördünüz mü kimilerince Kur’an’a şirk koşulan Buhari ve Müslim’deki kimi masallar da nasıl güme gidiveriyor ayetler karşısında?
Yaaa!
Bunların mumu yatsı ezanını bile bulmaz!

Aslında mevzuyu burada kesmem lazım. Buhari ve Müslüm’in de ne kadar sağlam(!) olduğunu anlamak isteyen bu tek örnekle bile anlar. Anlamak istemeyene 1 değil 1000 örnek versem faydasız. Ama kalbiniz iyice yatışsın diye sizlere birkaç örnek daha vereceğim tabi.
Buyrun size Buhari ve Müslim’den “en sahih” Hadis(!)ler:

2- Şimdi okuyacağınız aşağıdaki 2 rivayete dikkat edin! Birisi Buhari’de geçer bunun, diğeri de Müslim’de. Ama taban tabana da zıt!
Okuyun hele:

A- İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissâlâtu vesselâm)'a zemzemden sundum, AYAKTA OLDUĞU HALDE İÇTİ."
Hadi Buhari’yi destekleyecek bir rivayet daha yazıvereyim:
“İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) devrinde YÜRÜRKEN YER, AYAKTA İKEN İÇERDİK."
(Tirmizî, Eşribe 11, (1881); İbnu Mâce, Et'ime 25, (3301) Kütüb-i Sitte İbrahim Canan C. 8 Sh 104)

B- “Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:"Sizden kimse sakın AYAKTA İÇMESİN. KİM UNUTARAK İÇERSE HEMEN KUSSUN!"
(Müslim, Eşribe 116, (2026). Kütüb-i Sitte İbrahim Canan C. 8 Sh 106)
Bunlardan hangisi doğru???
Suyunuzu Buhari’ye göre mi içiyorsunuz Müslim’e göre mi???

3- “Ebû Seleme:"Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)'nin yanına girmiştim. Yanımda Hz. Aişe'nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in cenabetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa' miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı. (yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki:"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması için saçlarının başlarını alırlardı."
(Buhârî , Gusl 2 - Müslim, Hayz 41, 42 – Kütüb-i Sitte, İbrahim Canan C.10 Sh 542)
Ben bu rivayetin neyini düzeltiyim şimdi?
Gözünüzde canlandırsanıza bi?
Hz. Aişe annemiz evde soyunup guslün nasıl alındığını iki erkeğe –biri süt kardeşi dahi olsa- uygulamalı olarak göstermiş??? Aralarında da perde varmış ama???
Ümmehat’ül Mü’minin olan Aişe validemizin perde arkasından gölgesini mi dikizlemişler yani???
Daha önce hiç mi öğrenememişler nasıl gusül alınacağını da Hz. Aişe'ye gelmişler??? Ashab'tan işin ehli hiç kimseyi bulamamışlar mı???
Aklınınız hafızanız alıyor, hayanıza, edebinize sığıyor mu bu rivayet???

4- Hz. Ömer minberde şöyle demiş:
“Allah Muhammed’i hak ile gönderdi ve O’na Kitaba indirdi. Ona indirilenler arasında recm ayeti (taşlayarak öldürme) de vardı. Biz bu ayeti okuduk belledik anladık. Ayrıca, Allah’ın Elçisi recmetti. Biz de ondan sonra recmettik. Şimdi zaman geçince birinin çıkıp: “Allah’ın Kitabında recm yoktur diyerek Allah’ın indirdiği farzlardan birini terk etmek suretiyle sapmasından korkuyorum. Allah’ın Kitabında recm vardır. Evli erkek ve kadına, zina ettiği kanıtlanır, yahut gebelik olur veya itiraf edilirse recmedilmeleri gerekir.” (Buhari, Hudud 30, Mezalim 19, Menakibu’l-Ensar 46, Megazi 21, İ’tisam, 16; Müslim, Hudud 15)
Şimdi bana soracaksınız:Madem önceden Kur’an’da zina edenleri taşlayarak öldürme (recm) ayeti varmış da şimdi niye yok???
Niye yok biliyonuz mu? O ayet(!) Hz. Aişe’nin yatağının altındaymış da, bi keçi habersizce gelip onu yemiş!!!
Gülmeyin, şaka demiyorum inanın böyle diyorlar:
"Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için buna cesaret edemedi"
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431)
“Kur’an’ı biz indirdik biz ve onu koruyacak olan da yine biziz.” buyuruyor ya Allah (Kur’an – Hicr 15/9)
Şimdi sormazlar mı bunlara:
“Ayetini bi keçiden koruyamadı mı yani Allah???”
Bu rivayetçilerin buna da cevabı hazır aslında:
“Ayet metninin keçi tarafından yenilmesi sorun değil ki ahbab, varsın yesin! Hükmü yine baki nasossa!!!”
İşte bunların Kur’an’a imanı budur!!!
Bırakınız metni olmayan bir ayet uydurmayı, kendilerince sahih sağlam gördükleri bir Hadis’le bile Kur’an ayet’in hükmünün neshedebileceği tezini savunacak kadar kafayı sıyırtmışları vardır bunların. Çünkü Hadisler bile icabında Ayetlerin işini bal gibi bitirebilir, hükmünü buhar edebilirmiş!!!
Bunların pervasızlıkları sınır tanımaz ki... İnsan kayışları koparmaya görsün!
Her ne kadar Resulullah’tan bir hadis değil “mevkuf” haber olsa dahi Recm’in (taşlayarak öldürmenin) kanıtı olarak şu aşağılık rivayeti bile Sahih(!)ine alabilir bunlar. Bakın ne olmuş Buhari'nin naklettiğine göre:

عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ قَالَ رَأَيْتُ فِي الْجَاهِلِيَّةِ قِرْدَةً اجْتَمَعَ عَلَيْهَا قِرَدَةٌ ، قَدْ زَنَتْ ، فَرَجَمُوهَا ، فَرَجَمْتُهَا مَعَهُمْ

Amr ibn Meymûn:
"Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim."(Buhari H. no 3849)
İnsanları geçtik bunlar fırsat bulsa hayvanlara bile recm cezası uygulayacaklar iyi mi??? Asıl merak ettiğim, o recmedilen maymunun evli(!) olduğunu nerden bilmeleri??? Zinakar(!) maymunun evlilik cüzdanını mı gördü yoksa Amr İbn-i Meymun orda bi yerlerde???
Mart ayı geldi mi damlarda, orda burda edepsizlik(!) yapan kedilere de kafayı takar bu kafa! Maymunu taşlayan, bir dişinin etrafını kuşatmış 8-10 ahlaksız(!) hovarda(!) erkek kediyi niye sopalamasın? Hele birde evli olanları varsa bu zinakar(!) kedilerden, hafazanalah taşlaya taşlaya gebertirler!!!
Bırakın siz bu Hadisçi kafanın dini böylesine oyun eğlence haline getirmesini de Kur’an’a bakın asıl.
Nur Suresi’nin 2. ayeti açıktır. Zina edenler 4 şahitle belgelenir ya da kendileri bizzat itiraf ederlerse, evli bekar ayırımı yapmaksızın bir grup insanın şahitliğinde 100 sopa vurulur böylelerine.
Tevrat’ın hükmünü İslam diye yutturuyorlar millete. (Bu konuda müstakil bir çalışma yaptım hayli zaman önce. Dileyenler sayfamı gezip Recm meselesinin detayını oradan da bulup okuyabilirler.)

5- Bu rivayet için şimdiden affınıza sığınırım ama napıyım rivayetleri böyle:

"Namaz için ezan okunduğu zaman, Şeytan ezanı duymamak için arkasını dönüp yellenerek kaçar. Ezan bitince tekrar geri gelir…”
(Buhârî, Ezân 4, Amel fis'-salât 18, Sehv 6, Bed'ü'l-halk 11; Müslim, Salât 19, Mesâcid 83)

Öyle ya, Ölüm meleğinin bile yediği tokattan gözü çıkabiliyorsa, Şeytan da zart zurt yellenir tabi!!!
Birileri bunlara insanların topraktan, balçıktan Şeytan (Cinler) ların da alevli, dumanlı ateşten yaratıldığını, (Rahman 55/14-15 mesela)
İblis’in çamurdan yaratılan insani özellikler taşıyamayacağını hiç mi hatırlatmadı anlayamıyorum???

6- "Peygamber, savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi."(Buhari, Cihad 146)
Tam bir iftira!
Maide Suresi’nin 32. ayetini yok saymaktır mesela bu.
Bu konuda fazla izaha hiç gerek duymuyorum.
Tam aksini söyleyen nice başka Hadis’ler de var çünkü. Resulullah (sav) bu tür masumlara zarar verilmemesini şiddetle men etmiştir.
İşin garip yanı, yasak, haram olduğuna dair bu Hadisler Buhari ve Müslim’de de geçer iyi mi? (Bkz Buharî, Cihad,147, 148 - Müslim, cihad, 24, 25 Hadis No: 1744)
Bu hadislere dayanan dört mezhebin ittifakıyla, bizzat savaşa katılmayan kâfirlerin kadın ve çocuklarının öldürülmesi caiz değildir. Vehbi Zuhaylî, El-Fıkhu’l-İslamî, 6/421-423)
Uzatmayayım dedim ama konunun önemine binaen dayanamadım yine de.
Bak değerli okuyucum, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed şudur:
Huneyn savaşı sonunda Halit Bin Velid’in komutasındaki öncü süvari birliği kâfirleri takibe başladılar. Resûlullah (s.a.v) bir kadın cesedine rastladı. Halk cesedin başında toplanmıştı.
Resûlullah (sav ):
“Nedir bu?” dedi.
“Yâ Resûlallah! O bir kadın ve bunu Halid Bin Velid öldürdü” dediler.
Resûlullah’ (sav ) hemen birisini görevlendirip:
“Çabuk Halid’e yetiş ve ona: RESÛLULLAH SENİ, ÇOCUK, KADIN VE HİZMETÇİLERİ ÖLDÜRMEKTEN MEN EDİYOR DE!” buyurdu.
Biraz sonra, bir çocuğun da öldürüldüğü haberi ulaştı. Resûlullah (sav ):“SAKIN HA ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYİN, ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMEYECEKTİR” diye emretti.
Resûlullah’ın yanında bulunan Üseyd Bin Hudayr:
“Ya Resûlallah! Onlar müşriklerin çocukları değil mi?”
Resûlullah’ın (sav) ona cevabı, sanki atılmış tokat gibiydi:
“BİR ZAMANLAR SİZLER DE MÜŞRİK ÇOCUKLARI DEĞİL MİYDİNİZ?”
Ve Resulullah (sav) sözlerini şöyle noktaladı:
“Her çocuk İslâm’ı benimseyecek yapıda yaratılmıştır. Daha sonra ana – babası o çocukları ya Yahudi, ya Hıristiyan ya da Mecûsi yapar. Sakın ha çocukları öldürmeyin!”
(M. Asım Köksal - İslam Tarihi Şamil Yayınevi C.15 Sh. 433)

7- "Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir!!!"
(Müslim-İman 302)
Allah’ı insan şekline sokmak neyin nesi??? Bu nasıl bir Allah tasavvuru???
Hadis savunucuları anlaşılan çok tenkit yemiş olmalılar ki bu Hadis(!) için öylesine uzun ipe sapa gelmez izahlar yapmışlar ki oku oku bitmez! Yok bilmem buradaki baldır kelimesini "sâkehu" şeklinde zamir olarak gelmiş de, İbnu Hacer bir başka tarikde zamirsiz olarak "sâke" şeklinde geldiğini bu şeklin daha doğru olduğunu söylemiş de… Kalem suresinin 42. ayetinde de "Keşfus' sak" tabiri geçtiğini, yok bilmem bu tür hadislerin aslında müteşabih cinsinden olduğunu falan filan. Yutarsan tabi.)
Şu ayetlere teslim oluverseler mesele anında kapanacak halbuki:

.لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ.

"O’NUN HİÇBİR BENZERİ YOKTUR!" ki bacağı baldırı olsun!!!
Kur’an - Şura 42/ 11

.وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُواً أَحَدٌ

“O’NUN HİÇBİR DENGİ YOKTUR!”
Kur’an – İhlas 112/4.

هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيّاً

“O'na adaş olacak bir benzerini tanıyor musun?”
Kur’an – Meryem 19/65

Belli ki "Allah'ı gereği gibi takdir edemediler" ihtarını (Enam 6/91 - Hac 22/74 - Zümer 39/67 ) iyi hazmetmek, üzerinde çok kafa yormamız lazım.

8- “Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır.” (Buhari-Tesavir, 89 - Müslim, 6/369, 370)
Ressamlar, Müsavvirler niye cehenemde?
Çünkü onlara: “Yaptığınız bu suretlere can verin bakalım hadi?” denilecekmiş!
“Putperestliği önlemek için Resulullah insan hayvan cinsinden suret yapmayı şiddetle yasakladı” diye de kendince ilmi izah getirirler ayrıca.
İyi güzel de, Hz. Süleyman emrinde çalıştırdığı cinlere heykeller de yaptırıyordu ama???
“Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık. ONLAR SÜLEYMAN'A KALELERDEN, HEYKELLERDEN, HAVUZLAR KADAR GENİŞ LEĞENLERDEN, SABİT KAZANLARDAN NE DİLERSE YAPARLARDI. Ey Davud ailesi! Şükredin. Kullarımdan şükreden azdır!”Kur’an – Sebe 34/12-13
Eee???Bu durumda Hz. Süleyman’ın öbür tarafta işi zor mu yani???
“Heykelleri yapan Süleyman değildi ki cinlerdi” deyip işin içinden sıyrılacaklara:
İyi de o cinler: “Ya Rabbi bizim ne suçumuz var, Elçin emretti biz de yaptık!” derse, “Kör mü siz de elçime uymayaydınız!”mı denilecek???
Hadi bunu da geçtim tamam canlı suret, heykel yapmak günah, “en büyük azap getirecek suç, günah resim yapmak mı he???
Kur’an affedilmeyecek tek suçun, günahın “şirk” olduğunu söyler.
En büyük azap “müşrik” olanlaradır yani. Çünkü affı mümkün değil bunun. (Maide 5/72 – Nisa 4/48 ve 116 - Zümer 39/65)
Şirkten sonra en büyük azap haksız yere cana kıyan “katil”lere, ardından nikahsız ilişkide bulunan “zani”leredir. Çünkü “Ekber-i Kebair” denilen “büyüklerin de en büyüğü “ olan 3 günah budur. (Furkan 25/68)

Daha önce de bi vesileyle yazdım, Kütüb-i Sitte’de ayrı ayrı yerlerde bahsi geçen hadislerden çıkan “Büyük günahlar” bazen 7 bazen de 9 olarak sayılır. Bunlar:
"Allah'a şirk koşmak, Haksız yere cana kıymak, Zina etmek, Faiz yemek, Cihad meydanından kaçmak, Sihir ve büyü ileriyle uğraşmak ya da böyle düzenbazlara müracat etmek, Namuslu kadınlara iftira etmek, Ana babaya zulmetmek."
Hani nerde burada, en şiddetli azaba düçar olacak Ressamlar???

9-
لولا بنو إسرائيل لم يخنز اللحم ولولا حواء لم تخن أنثى زوجها .

“Eğer Yahudiler olmasaydı et kokmazdı. Havva olmasaydı, hiç bir kadın kocasına ihanet etmezdi.”(Buhari Hadis No: 3330)

Neyi öğreniyoruz bu Hadis(!)ten:
Etlerin kokma nedeni Yahudilermiş??? Havva olmasaymış kadınlar erkekleri kandırmaz, aldatmaz, yoldan çıkartmazlarmış??? Erkekleri kandırma işinin mucidi, baş sorumlusu Hz. Havva imiş???
Hadis(!)lere dokunmak isteyenlere “cıss” diyen Buhari, Müslim aşıkları bu safsataya ne demişler acep diyerek birkaç siteyi öylesine dolandım internette. Arapça’nın dil derinliğini –ki öyledir-öne çıkararak milleti baştan caydırmak, sayfalar dolusu güya ilmi izahlar yaparak Hadis denen bu “Habis”i temize çıkarmak için doğrusu hayli ter dökmüşler. Peki sonuç:“Yav he he!”
Sünnetullah denilen “Allah’ın yasası” bellidir. Rabbimiz her varlığa, yarattığı her şeye farklı farklı özellikler yasalar koymuştur. Et türünden olan yiyecekler de böyledir. Nedir o?Uygun şartlar oluşursa et kokar kardeşim. Etin kokması Yahudilerden değil Allah’ın eşyaya koyduğu kanunlardan kaynaklanır, nokta.
Havva’nın Adem’i ayartması (dolayısıyla tüm kadınlara kötü çığır açması) Kur’an’a yapılan tam bir iftiradır.
Yasak meyvayı Adem’e yedirten, yani Adem’i yoldan çıkaran Havva değildir.
Ya nedir?
Kur’an ikisi arasında ayırım yapmaksızın, Adem ve Havva’nın İblis’in vesvesesine kanıp bu yasağı birlikte işlediğini anlatır.
Mevzuyu uzatmamak için sadece ayet numaralarını veriyorum: Bkz Bakara 2/35 - 36, Araf 7/19 – 23, Taha 20/120 – 121
Hatta son yazdığım Taha Suresine bakılırsa İblis’in öncelikle Adem’i kandırdığı görülür!
Havva olmasaymış eğer kadınlar ihanet etmezmiş???
De gett!

10- “Yahudi ve Hıristiyanlara evvelâ siz selâm vermeyin. Yolda onlardan biriyle karşılaştığınız zaman, onu yolun dar yerine sıkıştırın.”
(Müslim, Selâm 13)

Neyi öğreniyoruz Müslim’in bu rivayetinden?:

“Öküz olmayı!”

Öyle ya “gavur”ları gördük mü İslam ahlakını, adamlığımızı unutacağız, onlara köprü altında geceleyen tinerci baliciler gibi sokakları caddeleri dar edeceğiz???
İslam bu mu???
Medine’de Resulullah’ın komşuları arasında Yahudiler vardı hatırlayın, onlara Müslim’in rivayetinde olduğu gibi mi davrandı Alemlere Rahmet???
Asla!
Tam aksine, onlara en güzel davranışın numunelerini gösterdi bize. Hastalanan bir Yahudi çocuğunun ziyaretine bile teşrif buyurdu, Yahudi babasını ferahlatmak için!
(Bkz. M. Hamidullah – İslâm Peygamberi C.2 sh. 1078)
Bakın Resulullah’ın ahlakına, din ve vicdan özgürlüğüne verdiği fırsata:

“Necran Hıristiyan heyeti Medine’ye gelmişti. Onların ibâdet vakitleri geldi. Resûlullah (sav) onlara ibâdetlerini Mescid’i Nebi’de yerine getirebileceklerini önerdi. Onlar da bunu yerine getirdiler.”(Muhammed Hamidullah – İslâm Peygamberi C.2 sh.920)

Bi o döneme bakın bir de şimdi bir grup Hıristiyan ya da Yahudi’nin bir camide ibadetlerini yapmaya kalktığını düşünün???
Yahudi ya da Hıristiyanlara ne zaman dünyayı dar eder müslüman?
“Eğer saldırmaya kalkar, bize savaş ilan ederlerse!” (Bakara 190 -191) Bu durum yoksa sırf onlar kafir diye ahlaksızca sataşmalar, aşağılamalar yapacaksak eğer, böyleleri bizim neyimize bakıp da İslam’a ısınacaklar???
Şu ayet ne olacak mesela:
“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, bakarsın candan bir dost oluverir. Ne var ki buna (bu güzel davranışa) ancak sabredenler, hayırdan büyük nasibi olanlar ulaştırılır.”Kur’an – Fussilet 41/34- 35

“Eğer sen onlara kaba ve katı yürekli olsaydın etrafından dağılır giderlerdi” ayetine muhatap olan bir Peygamber (Ali İmran 3/159) böylesine bir emir verir mi???
Hiç mi utanmaz arlanmazsınız Resulullah'a (sav) bu iftiraları yaparken???

SONUÇ:
Bunların en sağlam Buhari ve Müslim'leri de budur işte. Daha nice örnekler verebilirim zamanım ve senin de sabrın olsa.
Bütün bu açıklamalarımdan sonra her zaman olduğu gibi yine diyorum tekrar:
Kütüb-i Sitte başta olmak üzere bütün Hadis kitaplarını da mutlaka okuyun.
Ben okumasam bunlardan nasıl haberim olurdu ki? Kur'an'ın yanısıra hala da okur, İslam'ı daha iyi anlamaya kavramaya çalışırım.
“Hiç konuşmayan bir Peygamber” olamaz çünkü.
Hadisler Kur’an’ın daha iyi anlaşılmasında, Resulullah ve arkadaşlarını (ashab) daha yakından tanımamızda elbette “yardımcı kaynak”lardır ona ne şüphe. Ama tek bir şartla:
“KUR’AN’A UYGUN OLDUĞU SÜRECE”

Kitabullah’ın denetiminden geçemeyen “Hadis” değil olsa olsa “Habis”tir.

Resulullah (sav) Kur’an’a aykırı asla konuşmaz, konuşamaz… Ama örneklerde gördüğünüz gibi konuşturulur!

Kur’an dışında hiçbir kitap “korunmuş” değildir. Bu sebeple Hadis kitaplarını okurken çok dikkat ediniz.
Bembeyaz Pirinç zannederken inci gibi dişinizden olabilirsiniz!
"Hadis kitapları, Pirinç ve Taş karışımı rivayet çuvallarıdır zira!"
Bunu anlamanın yolu ise, Hadis kitaplarına başlamadan önce en az 5-10 defa Kur'an mealini bitirmekle mümkündür ancak... Önce Kur'an önce Kur'an!
Hz. Aişe'nin ifadesiyle "AHLAKI KUR'AN OLAN"

( كَانَ خُلُقُهُ الْقُرْآنَ ) Resulullah’a selam, Kur’an’ı gönderen Rabbimize hamdü senalar olsun.

Vesselam…
M. TULUKCU

NOT: 23 aralık 2015 tarihli paylaşımımdır.
●●●
.
إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ يِهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ

"Şüphesiz ki en doğru yola Kur'an iletir..."Kur'an - İsra 17/9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.