MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

YAYDAN ÇIKAN OK GİBİ!

YAYDAN ÇIKAN OK GİBİ!
"Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu kadar meraklı olmazdık."
La Rochefaucauld
Bir kadın, komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu.
Birkaç gün içinde bütün köy o dedikoduyu duydu.
Dedikodunun kurbanı, derinden yaralandı ve incindi.
Dedikoducu kadın daha sonra bu yaptığından çok pişman oldu.
Hatasını nasıl telafi edebileceğini öğrenmek için bir bilgeye gitti.
"Pazara git."dedi bilge. "Bir tavuk al ve onu kestir. Eve dönerken tüylerini yol boyunca yerlere at!"
Nasihatın garipliğine şaşırsa da denileni yaptı kadın.
Ertesi gün bilge bu defa şu tavsiyede bulundu:
"Şimdi git ve dün attığın bütün o tüyleri topla ve bana getir!"
Kadın aynı yolu izledi, ama umutsuzluk ve korku içinde gördü ki, rüzgar bütün tüyleri uçurup götürmüştü.
Saatler süren arayışın sonunda elinde sadece birkaç tüyle dönebildi.
"Görüyorsun ya" dedi yaşlı bilge. "Onları yere atmak mümkün, ama geri toplamak imkansız. Dedikodu da böyledir işte. Dedikodu yapmak ne kadar kolaysa, bu hatayı telafi etmen de o kadar zordur!"
"Alıntı"

Bir de Kur'an'a bakalım:
.
وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ لَمَسَّكُمْ فِي مَا أَفَضْتُمْ فِيهِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
إِذْ تَلَقَّوْنَهُ بِأَلْسِنَتِكُمْ وَتَقُولُونَ بِأَفْوَاهِكُم مَّا لَيْسَ لَكُم بِهِ عِلْمٌ وَتَحْسَبُونَهُ هَيِّنًا وَهُوَ عِندَ اللَّهِ عَظِيمٌ
وَلَوْلَا إِذْ سَمِعْتُمُوهُ قُلْتُم مَّا يَكُونُ لَنَا أَن نَّتَكَلَّمَ بِهَذَا سُبْحَانَكَ هَذَا بُهْتَانٌ عَظِيمٌ
يَعِظُكُمُ اللَّهُ أَن تَعُودُوا لِمِثْلِهِ أَبَدًا إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
.
"Allah'ın size dünyada ve ahirette lütuf ve merhameti olmasaydı, bulaştığınız bu iftiradan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.
Çünkü siz onu dillerinize doluyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızla söylüyorsunuz ve onu önemsiz bir şey sanıyorsunuz. Oysa o Allah katında büyük bir günahtır.
Bu iftirayı işittiğiniz vakit, 'Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yakışmaz. Haşa bu çok büyük bir iftiradır' demeli değil miydiniz?
Eğer inanmış insanlarsanız, Allah bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakındırıp uyarır."
Kur'an - Nur 24/14-17
●●
Okuduğumuz bu ayetler her ne kadar Hz. Aişe'ye atılan bir iftiradan (ifk hadisesi) bahsediyorsa da hükmü hususi değil geneldir.
Ağzımızdan çıkan sözlere çok dikkat edelim. Hele hele bu, belgesiz, şahitsiz bir konuysa çok daha titiz olmamızı gerektiriyor. Malum İsra Suresi 36. ayette de Rabbimizden benzer bir ikaz vardır:
.
وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً
.
"Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur."
Çevremize uyduk biz de dedikoduya karıştık diyelim, ve doğru da çıktı sonunda! Bundan bizim kazancımız ne? Başkasının günahı bizi evliya mı yaptı şimdi???
Konuştuk ve yanıldık! Asıl o zaman bizim durum???
Sonunda tevbe etsek dahi şu "tavuk tüyü"nü unutmayalım! :)
Vesselam...
M. TULUKCU
●●●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.