KABAK!

KABAK!

Geçenlerde tesadüfen görmüştüm facede, "sponsorlu" diye bi sayfada üç-beş kabak resmi ve yanlış hatırlamıyorsam: "Kabağın faziletleri" türünden bir başlık ve altında da kabak yemenin faydaları, peygamberimizin sünneti oluşundan falan dem vuruyordu.

Malum bu "Kabak Sünneti!" müslümanlar arasında hayli yaygındır. "Kabak tadı verdirmemek" şartıyla üzerinde azıcık durmaya değer.

Kendisine her akşam kabak yemeği ikram eden ve: "Ye hacı, peygamber aşı!" diyen ev sahibine ince ayar gönderme yapan misafirin: "Estağfirullah, ben peygamber miyim ki böylesine yüce nimete layık olayım? .......lu bi tavuk neyime yetmezdi benim!" cevabına varana dek hayatımızın bi yerlerinde mutlaka vardır bu kabak.

Şaka bir yana, kimilerinin başına çok da işler açmıştır ha bu kabak!

Bak şu okuyacağınız fıkra falan değil:

"İmam Ebu Yusuf, bir gün halifenin yanında iken bir adam: Resulullah (sav) kabağı severdi, dedi. Bir başkası da "ben sevmem" dedi. Bunun üzerine Ebu Yusuf, idam edilenlerin kanının etrafa saçılmasını önleyen muşamba ve kılıcının getirilmesini emretti! Kabağı sevmem diyen bu sefer "estağfirullah, ben böyle bir şey hatırlamıyorum" diyerek kelime-i şehadet getirdi. Bundan sonradır ki İmam Ebu Yusuf onun katlini emretmekten vazgeçti."
(Ehl-i Sünnet İtikadı - Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Bedir Yayınevi Sh.126 -127 Şerh kısmı madde 141)

Okudunuz değil mi?

Meğer neymiş?

Kabağı sevmem diyen, dolayısıyla peygamberi sevmem demek istiyormuş!!! Mürted olduğu için anında kellesi uçurulmalıymış bu zındığın!!!

Güler misin ağlar mısın?

●

Peki, kabak gerçekten sünnet mi? Faydalı değil mi kabak?

Ben size sorayım:

Kabak sünnet de, patlıcan biber mekruh mu? Karnabahar, ıspanak zararlı mı???

Yav kardeşim sünnetle ne alaka yav!

Resulullah'ın (sav) yedikleri, içtikleri o bölgenin helal ve temiz olan yiyecekleriydi hepsi bu. O coğrafyada yetişenler, yetiştirilenler ne ise o rızıklardan faydalandı. Bundan daha doğal ne var?
Hurmanın, deve eti yemenin nesi sünnetmiş??? Balık geldi de yemedi mi, kivi gördü de tatmadı mı?

Alemlere Rahmet (sav) Arabistan'da değil de Kutuplarda Elçi olsaydı misal, iftarını Ren geyiği yahut ton balığıyla açacağını, yolculuğunu köpek kızaklarıyla yapacağını, Eskimolar gibi giyineceğini anlamak için üstün zekalı olmak gerekmiyor. Normal bir zekalı bunu anlar.

Peygamberimizin övmediği gıdalar, olsa olsa görmediği, bilmediği, tatmadığı gıdalardır.
Rabbimizin yarattığı helal ve temiz gıdaların hangisi faydasız ki, hangisi? Her birisinin sayılamayacak kadar faydası var. Allah abesle işitigal etmez. O'nun her işi bir hikmet üzeredir. "Zararlı otlar yoktur, faydası henüz keşfedilmemiş otlar vardır" diyor hatta bir bilim adamı!

Bütün mesele, Bakara 2/168, Maide 5/88, Nahl 16/114'e uygun, "helal ve temizinden" yemek içmektir o kadar.

Tamam birileri çıkıp: "Haklısın da ben yine de hurma yediğim, deve etinden tattığım zaman O'nu (sav) hatırlıyorum. Yemeklerimde, iftar ve sahur sofralarında bunlardan bulundursam, tercih etsem kime ne!" dese benim buna bi itirazım olmaz. Eyvallah, kim ne yerse yesin bize ne.

Ama çıkıp piyasaya, kabak yemek, deveye binmek, sakal koymak, sarık cübbeye bürünmek sünnettir diye ahkam kesmesin yeter ki!

Birileri de çıkar: "Ebu Cehil, Ebu Lehep sinek kaydı traşlı, İtalyan, İngiliz kumaşlı mıydı?" diye sorarlar sonra adama!

Kutuplarda giy bakalım sünnet diye o ince, açık renkli Arapların yöresel kıyafetini! 5 daggada zatürreden gidersin valla!

İslam öyle, kıl tüy, hurma deve, kabak misvak dini falan değildir.

Ne midir İslam?

İlk başta Allah'a ortak koşmamak, yani tevhîdî bir inançtır.

Ardından haksız yere cana kıymamak,

Zinadan kaçınmak,

İftira etmemek,

Yalan söylememek,

Adil olmak... vs..vs.. vs... tır. Say sayabildiğin kadar.

Allah bizi kabak kızarmasından, biber dolmasından değil, namazdan oruçtan, hacdan zekattan, harama dalıp dalmadığımızdan, cana kıyıp kıymadığımızdan, iftira edip etmediğimizden, adil olup olmadığımızdan, özetle Kur'an'a uyup uymadığımızdan hesaba çekecek!

Sünnet olan misvak değildir velhasıl, ağzımızı, dişlerimizi temiz tutmaktır!
Nur 24/30-31'e uygun davranmaktır, giyinmektir asıl!

Bunları yap da neyle, nasıl yaparsan yap!

Vesselam...
M. TULUKCU