BU MU EHL-İ SÜNNET?

BU MU EHL-İ SÜNNET?

En son söyleyeceğimi şimdi söyleyeyim:
"Bugünkü Hanefilik ile İmam-ı Azam Ebu Hanife kesinlikle aynı mezhepten değil!"

Yani?
Yanisi şu:
"Ebu Hanife, imkan olsa da bugün aramıza gelseydi mümkün değil kendi mezhebini tanıyamazdı!"
Niye?
"Ebu Hanife'nin adına neler uyduruldu neler!"
Nerden biliyon?

Önce şu rivayeti oku sonra "nerden bildiğimi" söyleyeceğim:
●
Bezdevî fâsık veya zâlim olan bir imama karşı isyanın câiz olmayıp itaat gerektiğini belirttikten sonra burada kaydında fayda umduğumuz bir vak´ayı nakleder:

Samanoğulları´nın son zamanlarında Buhâra yöresinde Kaderiye ve Mu´tezile fırkaları galebe çalarlar. Öyle ki, vezîr de onlara meyleder. Bu yüzden Ehl-i Sünnet ve´l Cemâate mensûb olanlar onların elinde makhûr (mağlup, bozguna uğramış) ve perişan olurlar. Ancak emîrin imamı Sünnîdir.
İmam bir gün emîre der ki:
“Şu kendilerinin Kaderî olduğunu iddia edenler var ya, onlar senin emîr ve sultan olmadığına itikad ediyorlar. Sâdece Ehl-i Sünnet âlimleri senin sultan olduğuna inanıyorlar.”
Emîr:
"Bu nasıl olur?" der.
Berikisi:
“Sabret, inşaallah yarın sana göstereceğim.”

Ertesi gün, Ehl-i Sünnet ve´l Cemaatten olan imamları çağırtır ve hilâfet sarayına oturtur. Emîr de bir perdenin gerisinde saklanır. Muallim dâvetlilere:

– Emir zina yapsa(!), işkence etse(!), şarap içse(!), gılmanlara tâbi olsa(!) ve bunları yapmanın haram olduğuna da inansa acaba bu durumda emir azledilir mi diye sorar.
(Ünlemler (!) bana ait)

Alimler hep bir ağızdan:

– “Hayır, ancak onun üzerine bu yaptıklarına karşı tevbe etmesi gerekir” derler. (Bunlar Ehl-i Sünnet Vel Cemaat alimleri!!! :) )

Muallim bunlara izin verir, onlar da giderler. Arkadan Kaderî ve Mutezilî imamları çağırarak der ki:

- “Emirlerden biri, zulmen halkın mallarını ellerinden alsa, zina yapsa, şarap içse, gılmana uysa, bunların haram olduğunu bilerek, kabul ederek bunları yapsa, imam azledilir mi ” Onlar hep birlikte cevap verirler:

– “Evet azledilir.”
(Bunlar da Kaderiyye ve Mutezile alimleri oluyor??? :) )

Bunlar, azledileceğini söylemekle kalmayıp fikirlerinde ısrar da ederler. (Ne büyük suç işlemiş sapık alimler :) )

Muallim, çıkmaları için onlara izin verir. Sonra Emîre:

– “Dediklerini işittin değil mi” der ve ilâve eder: “Gördün ya, onlar seni azledilmiş biliyorlar ve seni imamlıktan çıkardılar. Zira sen bu fenalıkların bir kısmını yapıyorsun.” (Sözün bittiği yer)

Emîr onların yakalanıp hapsedilmelerini emreder ve köklerini kazır. Öyle ki, Buhârâ´da Hanefiler´den başka kimse kalmaz. Ehl-i Sünnet ve´l-Cemâat âlimlerine değerli hil´atler verir.”

(Hil'at: Bugünkü hakim Savcı cübbesi gibi. O işlemeli kaftanları giyip Saray Alimi besleme oluyorlar yani :) )

Kaynak: Kütüb-i Sitte. Prof. İbrahim Canan C.2 Sh. 291

●
Okudunuz mu?
Demek ki neymiş?
"Yönetici ne halt işlerse işlesin ona karşı çıkılamaz, azledilemez, ancak boyun eğilirmiş!!!" Ehl-i Sünnet buymuş???

"Böyesine zalim, böylesine edepsiz, böylesine zıvanadan çıkmış bir yönetcinizin görevinden alınmasını istemek ise dinden imandan çıkmak, Kaderiyye, Mutezile türünden zındıklıkmış" Bak seennn?

Şimdi bana Allah için söyleyin:

Bu alimlerden hangi grup Sünni, hangi grup zındık, sapık?
Bunu düşünün biraz!

●

"Ebu Hanife, imkan olsa da bugün aramıza gelseydi mümkün değil kendi mezhebini tanıyamazdı!" demiştim.
Nerden mi biliyorum:

Yav kardeşim, İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin hayatını, mücadelesini hiç mi okumadınız?
Bu büyük İmamın tüm hayatı zalim yöneticilere isyanla geçti. 70 yıllık ömrünün 52 yılı Emeviler, 18 yılı da Abbasiler dönemindeydi. Abbasilere başta bir miktar yakın durmuştu; zulme uğrayan Ehl-i Beyt ve ümmetin haklarını savunacaklar diye. Ama baktı ki onlar da bir zaman sonra Emeviler gibi zulme başladılar, derhal uzaklaştı ve bir alime yakışan onurlu mücadelesini ömrünün sonuna kadar sürdürdü. Ve kendisi hapse düştü. Cafer-i Mansur döneminde Her gün 10 kamçı artırmak suretiyle 150 kamçı vurularak işkenceye tabi tutuldu ve hapiste şehid edildi. (Bir başka rivayette zehirlenerek şehid edildi.)

Şimdi böyle bir İmam çıkar da o "saray alimleri"nin dediği gibi:
"Yöneticileriniz ne halt ederse etsin boyun eğin, onlara isyan Allah'a isyandır! Zira "Sultanlarımız yeryüzünde Allah'ın gölgesidir" aman ha baş kaldırmayın?" der mi?

Kendi hayatı, mücadelesi, zulme razı olmaması, bunu hayatıyla ödemesi apaçık ortadayken???

Babası Sabit'in gençliğinde dereden gelen elmayı ısırıp sonra pişman olarak bahçe sahibiyle helallaşmak için 3 yıl ona ırgatlık yapması, kör, topal, sağır kızıyla evlenmeye bile razı olması masalı ile 40 yıl yatsı abdestiyle sabah namazı kılması yalanından başka Hanefiler(!) İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye dair ne biliyor???

Oyuna gelmeyelim, dinimizi iyi öğrenelim! Kitaplarla barışalım. Maalesef elimizdeki telefon kadar değeri yok ana kaynaklarımızın? Doğrusunu araştırmaz, adam gibi okuyup öğrenmezsek, yalanı, safsatayı, hikayeyi masalı din iman diye yuttururlar bize.
Gördün işte!

Vesselam...
M. TULUKCU
●●●

أَلا لا َ يَمْنَعَنَّ رَجًُ هَيْبَةُ النَّاسِ أنْ يَقُولَ بِحَقٍّ إذَا عَلِمَهُ
.
"Sakın ha, insanlardan korkup da hakkı söylemekten çekinmeyin."
Hz. Muhammed (sav)
.

إنَّ منْ أعظمِ الْجهَادِ كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ ذِى سُلْطَانٍ جَائِرٍ
.
"En büyük cihad, zâlim yöneticiler huzurunda hakkı söylemektir."
Hz. Muhammed (sav)
.
وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ
.
"ZALİMLERE MEYLETMEYİN, YOKSA ATEŞ SİZE DE DOKUNUR."
Kur'an - Hud 11/113