MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

22.05.2017

KRAL ÇIPLAK

KRAL ÇIPLAK


Çok azınızın sonuna kadar okuyacağı, bazılarınızın da okumaya niyetlenip önce, baktı ki ardı arkası kesilmiyor hemen yarıda kesip derhal kaçacağı (haklı) bu çalışmayı tamamlayınca dün gece:
"Oh be!" dedim, kendi kendime. "Bitti sonunda şükür."
Ve derin bir nefes aldım.
Gerçekten yorulmuştum…
Bir hayli dinlendikten sonra:
"Paylaşmadan önce bide kendim okuyayım nası olmuş!" diyerek gözden geçirmeye karar verdim dün yazdıklarımı bugün.
Aman Allahım! diye haykırdım yalan yok, daha başlarında yazının.
Neler demişim ben meğerse neler neler!
“Resmen kılıçları çekmiş, önüme kim geldiyse gözünün yaşına bakmadan doğramışım!”
Hadisleri Kur'an gibi görüp Allah'ın Kitabı'na gizli şirk koşmakta hiçbir bir beis görmeyen, Buhari, Müslim, Tirmizi, Muvatta, Müsned vb vb isimlerini duyar duymaz daha, akan suları bile durduranlara…
Bu topraklarda neredeyse Resulullah’la (sav) eş değerde namı olan –bazı aylar da Hz. Muhammad’i (sav) geçtiği bile olur- M. Celaleddin Rumi sevdalılarına…
Hiçbir çeşidini ayırmaksızın genel anlamda "Nurcular" diye ifade edilen koskoca bir kitleye ...
Her ne kadar Gazali dışında isim vermesem de, zımnen Abdulkadir Geylani, İmam-ı Rabbani, Beyazid-i Bestami vb hayranlarına…

verip veriştirmişim… Fren miren hak getire!...
(Allah’tan ki belgelerim var… Az sabredin hepsi aşağıda)
Dört bir yana ve aynı anda cephe açmak, doğrusu hiç de akıl kârı değildi!.. (Bunu kabul ediyorum bak)
“Eyvah eyvaah!” dedim önce:
“Derhal bu savaşı durdur olum!.. Vaz geç bu işten!.. Bırak şu milleti karşına almayı!.. Hem de toptan!.. Ya bırak ya ne halleri varsa görsünler sen mi düzeltecen!.. Salla başını al maaşını, gör işini!.. Akıllı ol!...”
Kendi yazımı okumaya devam ettikçe korkum(!) daha da arttı!… Başladım düşünmeye… Acaba paylaşsam mı paylaşmasam mı?! (Paylanacağım kesin ya)
Burada paylaşmaktansa kendi bacağıma kurşun sıkmanın daha akıllıca olacağını düşündüm bi ara.
Belli ki sendelemişim…
Dört cephede savaş(!)madan önce:
“Kanına mı susadın olum sen?!.. Rahatlık battı mı len sana ?! (senin adına diyom rahatla diye)
O küçücük beyninle –bu da sana ikinci kıyağım bidaa yok- millete akıl vermekten vazgeç hemen!.. Akıllı oll!..” dedim sonra kamilen karar verip.
Peki n’oldu sonra? (yani ne bu ayak peki?)
Akıllanmamışım ki yazdıklarımı okuyorsunuz!.. ( smile ifade simgesi ) Huylu huyundan vazgeçer mi?
Şunu demeye çalışıyorum buraya kadar okuduklarından:
“Kur’an’ı şaşmaz ölçü kabul etmiş biri olarak, ona aykırı bir şey okumuş ya da duymuşsam eğer, mümkün değildir benim susmam!
“Hayır, doğrusu o değil budur!” diyerek dikilirim karşısına!.. Sayı ve güce takılmam karşımdakinin!
Siz buna ister aptallık deyin ister adamlık… İkisi de umurumda değil.
Susmam vaki değildir yanlış ve zulüm karşısında!.. Mümkün değil!.. Ya elimle ya dilimle.. Çaresiz mi kaldım, hiç yapamazsam kalbimle!..
Böyle durumlarda biraz sendelesem de başlarda, Taha Suresi’nin 45. ayetini hatırlar hemen, bu ayetin yanına Zümer 36’yı da ekler, Hicr 94’ün gereğini yerine getiririm gözümü kırpmadan!.. Ahzap 21 ve Mümtehine 4’’dekileri ve diğer ikiyüzyüzyirmidörtbin'in tamamını (sayıları ne kadarsa işte) “üsve-i hasene” bellediğim için kendime! (Ben olsam uygun zamanda bu ayetlere bakardım ne demek istemiş bu yine die smile ifade simgesi )
Doğru bildiklerimi yazacağım yani, sevinseniz de üzülseniz de…
Hoşlansanız da kızsanız da!..
Kimseye şirin gözükme, övgü veya yergi alma beklentisi olmadan!.. Zerre miktarı korkmadan!.. Ve asla iftira etmeden… Belgeleriyle…
Yazdıklarımdan haz almayanlar varsa, şu ayet de onlara kapak olsun:
وَيَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلٰى مَكَانَتِكُمْ اِنّٖى عَامِلٌ سَوْفَ تَعْلَمُونَ مَنْ يَاْتٖيهِ عَذَابٌ يُخْزٖيهِ وَمَنْ هُوَ كَاذِبٌ وَارْتَقِبُوا اِنّٖى مَعَكُمْ رَقٖيبٌ
“Ey kavmim! ELİNİZDEN GELENİ YAPIN! BEN DE YAPACAĞIM! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim."
Hud 11/93
Gelelim şimdi mevzuya:
Bugün sizlere, dinsiz imansız militan ruhlu İslam düşmanları tarafından falan değil, tam aksine dindar kılıflı, ağzı laf yapan, biraz da mürekkep yalamış kimi alim(!) hacı(!) hoca(!) olarak görülen Bel’amlar tarafından oynanan çok büyük bir tezgahı deşifre etmeye çalışacağım... Aslında tezgah değil tezgahlar demeliyim ama hepsini anlatmam için bu kadar uzun yazı falan yetmez, küçük hacimli bir kitap yazmam lazım. Konu öylesine uzun, öylesine girift ve önemli...
Bu Bel'amlar'ın İslam adına nasıl
Kur’an’a tuzaklar kurmaya çalıştıklarını!..
Kur’an hükümlerini nasıl saf dışı bırakma cür’etine giriştiklerini!..
Kur’an’ın yanındaymış, ona iman ediyormuş gibi gözükerek onun yerine beşer kitaplarını nasıl da kutsallaştırıp din diye pazarladıklarını!..
Ve maalesef bunda da bir hayli başarılı olduklarını!..
Dolayısıyla İslam dünyasının mensupları olarak neden iki yakamızın bir araya gelmediğini,
kalplerimizin niçin darmadağınık olduğunu anlatmaya çalışacağım gücüm yeterse!..
Rabbim böyle sinsi Bel’amlara da izin veriyor çünkü. Herkes imtihanda zira, sınav esnasında hiç kimseye müdahale yapılmıyor!
Sünnetullah, yani Allah’ın yasasıdır bu zira:
“Dileyen iman eder, dileyen de küfür.”
Kehf 18/29
Nasıl yapıyorlar bu kirli tezgahı Bel’am dediklerim?
Şöyle yapıyorlar:
Biliyorsunuz Kur'an, iman edenlere göre yeryüzünde Rabbimiz tarafından korunan tek kitaptır.
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
“Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine BİZ KORUYACAĞIZ.” buyurur çünkü kendi kitabı için Allah. Hicr 15/9
(Bu ayeti yazımın sonuna kadar hiç mi hiç aklınızdan çıkarmayın)
Bu ayetten neyi anlıyoruz?:
KORUNAN, YANLIŞI OLMAYAN, İÇİNE YANLIŞ KATILAMAYAN TEK KİTAP KUR’AN’DIR… ÇÜNKÜ O ALLAH’IN SÖZÜDÜR VE BİZZAT RABBİMİZ TARAFINDAN KORUMA ALTINDADIR.
Bunu anlıyoruz bu ayetten. Rabbimiz söylüyor bunu, mü’min inanmaz mı buna hiç. "Semi'na ve eda'na" (işittim ve itaat ediyorum) der boyun eğeriz elhamdülillah.
Bu aynı zamanda şu demek oluyor:
"KUR’AN DIŞINDAKİ BÜTÜN KİTAPLAR, İSTİSNASIZ BÜTÜN KİTAPLAR KUR’AN GİBİ KORUNMUŞ DEĞİLDİR, YANLIŞI DA OLABİLİR DOĞRUSU DA."
Buraya kadar her şey güzel, pek itiraz gelmez şimdilik. Ama iş asıl bundan sonra başlıyor dikkat!
Şimdi ben bir cümle kullanacağım, kimileri daha okur okumaz burnundan solumaya başlayacak, tecrübeliyim! (Bu defa yanılsam bari)
Yazacağım yine de tabi, hiç yazmaz olur muyum:
Kur’an dışındaki bütün kitaplar koruma dışıdır demiştim ya, bi adım daha atıp söylediklerimi ete kemiğe büründürüyorum:
En sağlam bilinen Kütüb-i Sitte adıyla meşhur BUHARİ, MÜSLİM, EBU DAVUT, TİRMİZİ, NESAİ ve İBN-İ MACE’nin yanı sıra, aklınıza gelebilecek bütün diğer hadis kitapları da dahildir buna!
Siz bu kitapların yanına, isminin başında "Hz" göremeyince bile rengi değişecek kadar ona sevdalanmış Mevlana'nız - haşa benim Mevlam sadece Allah- Celaleddin Rumi’nin MESNEVİ veya FİHİ MA FİH’ini…
İmam Gazali’nin İHYAU ULUMİD DİN veya KİMYAYI SAADET’ini…
Said-i Nursi’nin MEKTUBAT yahut SÖZLER’ini… (diğer kitapları da olur hepsinin fark etmez)
Ve ismini tek tek saymaya gerek görmediğim kimi şeyh, gavs, kutup diye iddia edilenlerin kitaplarını… (Bunları tek tek yazmak uzun olur bilmediğimden değil)
Hristiyan ve Yahudi dünyasına yıllardır hoşgörü gülücükleri dağıtan, Müslüman kardeşlerine gelince sırtlan kesilip BİRİNCİ PENSİLVANYA LANET SAVAŞLARI’nı başlatan, hızını alamayıp daha geçenlerde İKİNCİ PENSİLVANYA LANET SAVAŞLARI’yla ininde böğürmeye devam eden utanmaz arlanmaza özel bir parağraf açıp:
Kerameti kendinden ve köleciklerinden menkul,
"Cebrail Parti kursa onu bile desteklemem!" diyerek meleklere meydan okuyan(!)
Bu densizliği, siz deyin buna ister erkek(!)liğiyle yedi düvelde nam salan(!)
Başına bir bela ve musibet gelince, İstanbul Kartal civarında trafik kazası yapıp da arabaları kanala uçunca örneğin:
“Allah'tan başka bir İlah mı var!.. Darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren!..” Neml 27/61,62 ayetlerine sırtını dönüp,
“Karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) sizi kim kurtarır?.. Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır. Yine de O'na ortak koşarsınız!..” Enam 6/63,64 ikazını pas geçip,
haydi bu ayetlerden haberi yok diyelim hergün Fatiha’da 40 defa okuduğu(!) (anlamadan ya da işine gelmediğinden belli ki)
وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ “Ve sadece senden yardım dileriz”i zerre miktarı umursamayıp
“Yetiş ya Seyyidina Hamzaaaaa!” diye ölmüş beşerden imdat bekleyen…
Konuyu dağıtmamaya çalışarak buraya bi ara parantez açayım:
Pensilvanya Bedduacısı’nın kılavuzu da aynı masalları din diye iddia etti yemin billah ederek hem de Risale-i Nur denilen kitaplarında. Mantalite aynı yani aynı aynı. Al birini vur ötekine! Bakın benzer şeyleri rehberi nasıl diyor mesela:
"Ben sekiz-dokuz yaşında iken, bütün nahiyemizde ve etrafında ahali Nakşî Tarikatında ve oraca meşhur Gavs-ı Hîzan namiyle bir zattan istimdad ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak "YÂ GAVS-I GEYLANÎ" derdim(!!!) Çocukluk itibariyle elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şey kaybolsa, "YÂ ŞEYH! SANA BİR FATİHA, SEN BENİM BU ŞEYİMİ BULDUR(!!!) ACİBDİR VE YEMİN EDİYORUM Kİ BİN DEF'A BÖYLE HAZRET-İ ŞEYH, HİMMET VE DUASİYLE İMDADIMA YETİŞMİŞTİR(!!!)
Kaynak: Said-i Nursi - Sikke-i Tasdiki Gaybî Sh 143 (Mühim bir İhbari Gaybi başlıklı bölümün 5. Vechi’nden)
Ara parantezi kapattım Pensilvanya'ya devam:
“Meryem’e gönderilen ruh neydi?.. Olsa olsa Efendimiz aleyhisselatü vesselamın ruhuydu Meryem’e gelen bu ruh(!!!)
O’nu hamile bırakmaya(!!!) en layık ancak alemlere rahmet Hz. Muhammed Mustafa olabilirdi ancak(!!!)
Cennette peygamber efendimizin de zevceleri arasında olacağına dair hadis(!!!)ler var zaten, sakın inkar itmeyin didiklerimi dinden çıkıvirisiniz neuzubillah!!!…
Yani dimem o ki Hz. İsa’nın babası Hz. Muhammed idi.(!!!)
Gerçi bu konudan tam da emin değilim, ben de bi zamnnar bi yirlerden okuduydum bunnarı, ister inanın ister inanmayın oyun olsun torba dolsun diye didim ben.
Bu günnerde inime girilme korkusu çektiğimden ne didiğimi de pek bilmiyom zati, siz yine de ben bunnarı hiç dimemişim gibi gabulidin, ben bazen sapıtırın huy işte! Hz. İsa’nın babası kimdi konusunu detaylıca(!) açıkladım kendiniz bilirsiniz gari!
Ne haliniz varsa görün bana ne???”
Mealindeki sözleriyle tefsir ilminde çığır açan,
Yav yine dayanamadım parantez açmadan olmuyor:
Allah’ın gücünü kavramaktan aciz bu adam, –beyinsizin kafasına bir türlü yatmıyor Allah’ın babasız da insan yaratabileceği- Allah’ın gücünü de sebeplerle sınırlıyor zavallı. Bırakınız babasını anası dahi olmayan Adem’i hiç mi hiç düşünmüyor!.. Belli ki “O, yaratmanın her çeşidini bilir” yasasını(Yasin 79) bilmediğinden mide bulandırmayı tefsir sanıyor Muhterem Hocefendi Hazretleri!!!..
Parantez bitti devam:
Bir zamanlar MGK denince sokaktaki insanların "Milli Gavurluk Konseyi" olarak tanımladığı bir yapıya, 28 Şubat sonrası müslümanların gözünün içine baka baka övgüler yağdırıp:
"Onlar da bu ülkenin çocukları neticede!.. Vatanın milletin iyiliği(!) için çalışıyorlar(!).. Ülkemiz için aldıkları (mesela küçük çocukların yaz tatilinde Kur'an kurslarına gidemeyeceği, İmam Hatip'lere katsayı engelinin geleceği, bu okulların budanacağı, başörtülülerin üniversitelere sokulmayacağı gibi) kararlarına fıkıh açısından da bakabiliriz(!!!) Eğer bunlar kararlarında (içtihatlarında!!!) isabet etmişlerse -konseydekiler İslam fakihleri ya Lanetçi’ye göre- iki hasene (sevap) yok eğer yanılmışlarsa, varsın olsun yine de bir hasene (sevap) alırlar!!! fetvasını literatürümüze kazandıran,
Henüz köyünde küçük bir sıçırtma iken, Resulullah'ın (sav) ashabını da yanına toplayıp(!) köyünü şereflendirdiği(!!!) çay kahve faslından sonra Resulullah'ın Hz. Ali'ye emredip(!!!): "Fethullah'ın köyüne biraz kazık çakın da depremden filan sallanmasın, pisi pisine geberip gitmesinler, Türkiyeyi karıştırmak pardon düzeltmek için büyüyünce nice hizmet(!)leri olacak(!) Gün gelip de İsrail’deki yavruların Gazzeli Caniler(!) tarafından burnu kanatıldığın(!)da sümüğünü çeke çeke o masumlara hem ağlayacak hem dua edecek(!) Göreceğiz bakalım daha el altından ne haltlar yiyecek, pardon ne hizmetler yürütecek(!) buyurduğu(!!!)
Kazık kıyağından sonra Resulullah’ın (sav) yine hatırını kıramayıp namı yürüsün diye köleciklerine hazırlattığı "Türkçe Olimpiyatları'na dahi katıldığı,
Tayyip'le giriştiği Kutsal Cihad(!)ına Resulullah'ın tarafsız kalamayıp (Fırka-i Naci’yeler ya) "Tweetleri ikiye katlayın" Hadis-i Şerif'iyle(!!!) köleciklerine taktik verdiği,
Her nasıl olduysa gari, bu manevi torpile rağmen yine de kılığını gördüğü (Tayyip karşısında Resulullah da yenilmiş oluyor dimi???!!! Tövbe ya Rabbim tövbe)
son devir meczuplarımızdan Pensilvanya Lanetçisi Fethullah Gülen’in kitaplarını da ekleyebilirsiniz bu listeye...
(Bu Bedduacı'yla ilgili söylediklerimin belgelerini daha önceki paylaşımlarımda yazdım orada görebilirsiniz. Hepsi kendi yazdığı kitaplarında mevcut.. Kimileri de video görüntülü.)
Eh şimdi devam edelim gari ana konuya:
Doğrusu tek korunan kitap Kur’an olduğu ve diğer kitaplarda -potansiyel olarak- yanlışlar bulunabileceği ilkesinden hareketle,
Kur’an’a aykırı bir düşünce olursa şayet bazı kitaplarda, onu derhal dışlamamız gerekirken, realite hiç de böyle değildir İslam dünyasında!
Farzedin ki Buhari veya Gazali’nin bir kitabında Kur’an ile taban tabana zıt bir şeyler okudunuz diyelim!.. (çoğunuza göre olmaz değil mi? Var mı yok mu göreceğiz accık sabır)
Bu durumda ne yapmamız lazım normalde?
Derhal Kur’an’ın dediğine inanıp o kitaplardaki gördüğümüz varsa yanlışı/yanlışları reddetmeniz lazım!
Neydi kural çünkü:
KORUNMUŞ OLAN SADECE KUR’AN idi. Diğer kitapların hepsi koruma dışıydı. Yanlışı da olabilirdi onların doğrusu da.
Kur’an’a iman bunu gerektirir, bunun lamı cimi olmaz… Müslümansan bu iş böyle.
Peki öyle mi oluyor pratikte???
Bir kısım insanları ayırırsak -benim gibileri yani- kahir ekseriyete göre kesinlikle öyle değil durum!
Bu saydığım ve saymadığım kitaplara ve alimlerine asla toz kondurmazlar aslaaa… Hele bir de angaje olmuşsa dindarcımız!.. Eteğine yapışıp şefaatına, Efendisi tarafından cennete uçurulacağı -Efendisinin yeri garanti sanki- vehmine kapılmışsa hele bir de!..
Aşığın gözü kördür göremez ya, anında damgalarlar artık sizi anında… Salya sümük hem.. Ne edep tanırlar gari ne haya.
Ve başlarlar sana –sen rahat ol bana diyor- saydırmaya:
“Sen Hadis(!)lerimizi inkar ediyorsun!!!... Alimlerimize dil uzatıyorsun!!!... Peygambersiz din olmaz, aklını başına topla!!!... Peygamberimizi yok sayarsan -şaşırdı gari bırakın biraz köpürsün- nası namaz kılacan ukela!!!... Senin gibi sapıkları çok gördük biz!!!... Seni Mezhepsiz seni!!!.. Seni Ehl-i Sünnet Vel Cemaat düşmanı seniii!!!”
Bıraksam daha da sapanlayacak aklına ne gelirse mevzuyla ilgili ilgisiz:
“Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas-ı Fukaha, Kelime-i Şahadet.... Amentü billahi ve melaaiketihi ve kütübihi... Buyrun aşkile bir dahi haggun …”
Peki bu insanlar niye bu kadar saldırganlaşıyorlar sizce???
Şu tezgahın kurbanı olduklarından sırf!
Çünkü bunlara,
O KİTAPLARDA ASLA YANLIŞ OLMAZ!!!
O ALİMLER MÜMKÜN DEĞİL YANILMAZ!!!
SİZ KİMSİNİZ Kİ O YÜCELER YÜCESİ İNSANLARI ELEŞTİRECEKSİNİZ!!! İLMİMİZ NE Kİ SİZİN ONLARI DİLİNİZE DOLAYACAKSINIZ!!!
SİZE SADECE MÜRİT OLMAK, KUZU KUZU TAPINMAK, EFENDİ(!)LERİMİZİ VE KİTAPLARINI KUTSAMAK DÜŞER SADECE!!!..
GASSAL ELİNDE MEYYİT OLMAKTIR SİZE YAKIŞAN!!!
PUTU OLMAYANIN ŞEYHİ ŞEYTANDIR SAKIN UNUTMAYIN!!!
gibi şeytani bir itikat, yine şeytani bir yöntemle din iman diye yutturuldu.
Bu propagandaya asırlardır maruz kalan bir insan, tam aksi bir dini inancı duyunca ne yapar?
Empati yapıp kendinizi bu zavallının yerine koyun bir an.
"İmanını kurtarmak, hak olan(!) dinine itikadına sahip çıkmak için icabında ölür de öldürür de!"
Bu zombiler böylesi durumlarda fikrini beğenmediklerini (o ben oluyorum misal) mürted (dinden çıkmış) sanıp pervasızca sövüp saymayı, yakıp yıkmayı, fırsat bulursa boğazından bile kesmeyi helal görüp bu yolda ölürse şehit, öldürürse mücahit olacağı -Irak ve Suriye'de olanları hatırla- vehmine dahi kapılabilir!!!.. Gözünün dönmesi bundan...
(İlkokuldan arkadaşım Niyazi'yi, o tombulu hatırladım şu an nedense!)
Şimdi biraz daha dikkat.
Kur’an Rabbimiz tarafından korunuyor (Hicr 9) ya hani,
işte bu şaşmaz kuralı ekarte edebilmek,
KUR’AN DIŞINDAKİ KİMİ KİTAPLARI DA, KUR’AN GİBİ KORUNMUŞ GÖSTEREBİLMEK İÇİN -çok çeşitli nedenlerle- bu burnundan soluyanların fikir babaları, yıllardır şu tür propagandayı yaptılar, cami kürsüsünde, ev sohbetlerinde, dini konferanslarda, Tevede orda burda. Dediler ki mesela:
“Buhari öyle büyük bir alimdi ki –ben de küçük demiyorum zaten rezil- kitabına hadisleri yazacağında önce mutlaka bi gusül abdesti alır, ardından iki rekat namaz kılar sonra da istihareye yatar, Resulullah’tan bir işaret beklerdi!!! Peygamberimiz aleyhis salatü vesselam Buharimizin yazmayı düşündüğü Hadis’i eğer onaylar, manevi bir işaret verirse ona, aha işte o zaman kitabına o hadisi yazardı!!!... Elindeki bu kitabın gıymetini bil tamam mı!!!.. Ha Kur’an ha Buhari!!!”
(Kafadan yazmıyorum bunları tek tek belgeleyeceğim az sabredin hele)
Yukarıdaki uyduruklar, Buhari’nin kendi iddiası değildir aslında, onun adına yapılmış iftiralardır. Şeyh uçmaz mürit uçurur mevzusu yani. Sanmıyorum duymayanınız dinlemeyeniniz olsun bu menkıbeyi, kesin dinlediniz... Hem de defalarca duymuş olmalısınız bahsettiğim yerlerde, meşhur masalcılardan.
Konuyu dağıtmadan hadi bi parantez daha size:
Buhari, rivayetlere göre 600 Bin hadis toplamış 300 Bin tanesini de senetleriyle birlikte ezberindeymiş zaten. Bunları da defalarca okuyup dinlediniz değil mi?
Eee o zaman 600 Bin Hadisin doğruluğunu Resulullah’a tasdik ettirmek için 600 Bin defa gusül, 600 Bin defa 2 rekat özel namaz, ardından 600 Bin defa istihareye yatış???
Aklınız yatıyor mu buna???
Hadi diyelim avanak olduğunuz için aklınız(!) yattı. 63 yaşında vefat eden birinin buna ömrü kifayet eder mi???
Hadi sizin avukatlığınıza soyunayım:
600 Bin hadis için gusül, namaz, istihare şart değil ki. İlmi ve aklıyla çoğunu hemen elemiş olabilir... (Tamam sizin için avukatlığım bu kadar. Nası beğendiniz dimi savunmamı )
Bakın bu da mümkün... Bence de mantıklı bu (zaten ben didim)
Ama sorun bununla ortadan kalkmıyor!. 600 Bin hadisten 300 Bin hadisi senetleriyle ezberlediğine göre Buhari, demek ki bu 300 Bin hadisi hayli önemsemiş, ciddiye almış ki hafızasına bile kaydetmiş... Bu şu olur en kötü ihtimalle:
Buhari 300 Bin defa gusül abdesti aldı, 300 Bin defa 2 rekat namaz kıldı ve 300 Bin defa istihareye yattı sırf bu iş için???
En taban rakamı bu değil mi bu işin???
600 Bin'den vazgeçtik 300 Bin dahi mümkün mü???
Gelin aklımızla/aklınızla alay etmeyin... Komik olmayın...Külliyyen yalan bunlar… Güldürmeyin kendinize… Bu toplumda dinle arasına mesafe koymuş benim "laikçi" diye kimi zaman kafaya aldığım bazı insanlar sizin gibiler yüzünden soğuyor belki de bu dininden… Hepsi dine düşman değil ki onların… Belli ki masallarınıza yatmıyor kafası, hafızası reddediyor uyduruklarınızı… Hevanızı “şeriat” diye yutturmaya kalktığınız an yutmuyor bu insanlar!.. Ve belki de pek çoğu sırf bu yüzden Kur'an'la, sahih sünnetle tanışmaktan imtina ediyor!..
Bu satırları okuyunca sanal bir Buhari, Müslim vb düşmanı icat etme onu da yutturamazsın kimseye… Beni çevrem tanır, diğer paylaşımlarımı okuyan anında görür!.. Gözünü kapayan sadece kendine karanlık eder dünyayı…
Ben bu kitapların "DOĞRULARINA EYVALLAH, YANLIŞ RİVAYETLERİNE HADİ YALLAH!" derim elimin tersiyle çöpe atarak… Olay budur saptırma…
Senin ilmin ne ki Buhari'yi filan eleştirebiliyorsun? diyenleri de hiç mi hiç takmam ben!
Rabbim beni Kur'an'ıyla şereflendirdi zira... Şaşmaz ölçüm her zaman ve daima, TEK KORUNMUŞ OLAN, ALLAH SÖZÜ KUR'AN'DIR... Buyum ben...
Eğer bu yalanlara zerre miktarı kansaydım kimileriniz gibi, Buhari’nin Sahih’i nasıl bir kitap olur o zaman hiç düşündün mü sen he???
“PEYGAMBERİMİZİN BİZZAT ONAYLADIĞI, KUR’AN GİBİ GARANTİLİ, YANLIŞI OLMAYAN PEYGAMBER KORUMALI İKİNCİ BİR KUTSAL KİTAP!!!!!”
Öyle ya, eğer bir kitabı gerçekten Peygamber onaylarsa o kitaba kim dil uzatabilir artık???
Bazı yanlışlar da var bu kitapta dese çıkıp da biri –ben bile demezdim inansaydım bu masala- zaten din dışı kalır o insan…
Peygambere itaatın Allah’a itaat (Nisa 4/80) olması, Resulullah’ın kendi heva ve hevesinden asla konuşmaması, her sözünün vahye dayalı (Necm 53/3,4) olması nedeniyle en azından…
Analdınız mı şimdi anlatmaya çalıştığım oyunu?
Çaktın mı şimdi köfteyi???
Nasıl bağlıyorlarmış insanın elini kolunu anladınız mı şimdi?!
Kur'an böyle ekarte edilir işte!.. O'NA ŞİRK KOŞULARAK!.. YANINA VEYA YERİNE YENİ KUTSAL(!) KİTAPLAR ÇIKARARAK!
Yaaa, işte böyle dostum… Milleti -belki de seni- böyle kandırırlar işte…
Allah’a söyletemediklerini Peygambere söyleterek!
Bu oyunu bi anlasanız ah bi anlasanız...
Sadece Buhari mi böyle peki?
Hayır hayır piyasadaki kimi kitaplar da aynen Buhari gibidir:
ONLAR DA PEYGAMBER ONAYLI!!! KUR’AN’DAN FARKSIZ!!!
Mesnevi’de aynen böyledir!… İhyay-ı Ulumid din’de!… Said’i Nursi’nin eserleri de hep böyledir!
HEPSİ YA PEYGAMBER ONAYLI, YA GÖKTEN İNMEDİR ,YA DA BİZZAT ALLAH TARAFINDAN YAZDIRILMIŞTIR HATTA ONLARA!!!
(Bunların da belgesini vereceğim aşağıda, az daha sabredin)
Bu durumda ne oluyor biliyor musun?
KUR’AN GİBİ KORUNMUŞ KİTABIN YANINA atıyorum faraza, 100 KORUNMUŞ KİTAP DAHA GELİYOR BU YOLLA!
Oldu mu size şimdi 101 ana kaynak!.. (Kur’an artı diğerleri)
Artık Kur’an tek belirleyici olmaktan çıkmış/çıkarılmıştır. Tereyağından kıl çekercesine!
Allah’ın Kelamı, 101 kitaptan sadece birisidir artık... Yüzbir’de Bir’e düşürülmüştür harika bir operasyonla Kur’an!
KUR’AN BÖYLE SIRADANLAŞTIRILIR İŞTE!.. BÖYLE SAF DIŞI BIRAKILIR!
Bu durumda kaos olmaz da ne olur yavrum???
Hadi bakalım ayıkla şimdi pirincin taşını!
Konu açılınca dersin ki muhatabına örneğin:
“Zina edenlerin cezası, bir grup insanın şahitliğinde 100 sopa vurmaktır. (Nur 3) Allah kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de böyle buyuruyor.”
Hemen atlar bizim dindarcı:
“Hop yavaş ooll! O iş öyle senin bildiğin değil!.. Eğer evliyse o zinakârı halkın önünde taşlayarak gebertiriz biz!”
“Kur’a öyle demiyor ama!” dediğin an çılgına döner Kur’ansız dindarcı. 101 kutsal kitaptan diğer 100 kutsal(!) kitabını delil getirip anında sana:
“Bak burada bizim dediğimiz gibi yazıyor niye inanmıyon bunnara?
Niye Hadis(!)leri, koca koca alimleri(!)mizi reddediyon??? Sen sapık mısın nesin??? Mezhepsiz misin yoğusam???
Alimlerimize, mübarek kitaplarımıza dil uzatmaya utanmayonnu???
Hemen tevbe et!!! Aklını başına topla, bak yoksa!!!!” ya geri dönüyoruz tekrar… Yıllardır böyle bu iş!..
Hadi buyrun buradan yakın…
Bu durumdaki bir dindarcıyı nasıl ikna edebilirsiniz???
Edemezsiniz…
Mümkün değil… Adam sorgusuz sualsiz bodoslama inanmış bu masallara, Kur’an’ı dinler mi gari?
Kur’an’ı tek korunmuş kitap görenler için sorun yok da, bu dindarcılar için haggaten zor bi durum!
“PEYGAMBER ONAYLI(!) KUR’AN GİBİ KORUMALI(!) DİĞER KUTSAL(!) KİTAPLARINI İNKAR ETSE DİNDEN ÇIKACAK(!) GARİBİM.. ŞİMDİ N’APSIN ZAVALLI???
İşte burada bir seçim yapmak zorundasınız değerli okuyucu. Hayatınızın kırılma noktası, safınızı belrleme zamanı tam da burasıdır. Sizi Allah bu durumda imtihan eder:
Ya,
“KUR’AN’ NE DERSE, ALLAH NE BUYURUYORSA BEN SADECE ONA İNANIRIM”ı seçeceksiniz,
Ya da,
“ALİMLERİMİZE(!) HOCALARIMIZA(!) 100 KUTSAL KİTABIMIZA BAKAR ONLARA İNANIRIM BEN!!!. ZATEN BİZ KUR’AN’I ANLAYAMAZ MIŞIZ!!!.. BEN KUR’AN MURAN(!) BİLMEM, ONU BİZİM MERKEZ BİLİR!” deyip hakla batılın iç içe olduğu bir itikada inanacaksınız!
Hayat, tercih meselesidir… Herkes seçimini yaşar, hem dünya hem ahirette… Bu konuda kimse zorlanamaz… Dileyen dilediğine inanır tabi… Ama kırılma noktanız, maçı kazanma kaybetme anınız böyle hassas zamanlarınızdır.. Bunu düşünün…
Korunmuş olan tek kitap sadece Kur’an olduğu için, benim yolum tartışmasız Kur’an'ın yanında yer almaktır... Ben bunu bilir bunu derim size… İster benim gibi düşünün ister sapıtmış bilin...
Bir konuda Kur’an bir hüküm verir başka kitaplar bu hükmün rengini bulandırırsa, aksini söylerse, Kur’an’a söz de değil özde iman etmiş, onu tek korunmuş kitap olarak görmüş bir mü’min olarak o bilgi(!)yi belge(!)yi anında silerim anında.. Daha önce de söylediğim gibi… Saniye beklemem… Bu da benim tercihimdir kime ne!
Şimdi gelelim Kur’an dışındaki zikrettiğim kitapların nasıl Peygambere iftira atılarak onaylandığının belgelerine.
Size 4 kitaptan örnekler verecek, sonra da PEYGAMBER ONAYLI(!!!) BU KİTAPLARDAN KUR’AN DIŞI birkaç misal yazacağım buyrun beraber okuyalım:
1- BUHARİ İÇİN DENİLENLER:
A- Firebrî'nin rivâyetine göre, herhangi bir hadîsi Sahîh'e dahil etmezden önce yıkanıp iki rekat namaz kılan Buhârî, Allah'a istihârede bulunup mânevî bir işâret aramış, ondan sonra hadîsin sıhhatine hükmetmiştir. "BU ŞEKİLDE SIHHATİ NAZARINDA SÜBÛT BULMAYAN HİÇBİR HADÎSİ SAHİH'E ALMADIM." der.
B- Sağlam bir senetle Buhârî'nin kendisinden şu rivâyet anlatılmaktadır:
"Bir gece rüyamda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı gördüm. Ben önünde durmuş, elindeki yelpaze ile Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı sineklerin tâcizinden koruyordum. Bunun mânasını bir tabirciden sordum. Bana: "Sen Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı kizbe (yalana) karşı müdafaa edeceksin" diye yordu. Beni, el-Cami'u's-Sahîh'i te'life sevkeden bu rüya oldu."
C- Ebu Zeyd el-Mervezî'den şu rivâyet kaydedilir. Ebu Zeyd demiştir ki: "Ben, birgün Rükn ile Makam arasında uyuyordum. Rüyamda Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i gördüm. Bana: "Ey Ebu Zeyd, ne zamana kadar benim kitabımı değil de Şâfiî'nin kitabını tedrîs edeceksin?" dedi. Ben: 'EY ALLAH'IN RESÛLÜ SENİN KİTABIN HANGİSİ?' diye sordum. "MUHAMMED İBNU İSMÂİL'İN CAMİÎ" DEDİ."
(Yani Peygamberimizin kitabı Buhari’nin Cami’us Sahih adlı eseriymiş. Muhammed İbn-u İsmail Buhari’nin ön adıdır. M. Tulukcu )
Kaynak: Kütüb-i Sitte – Prof İbrahim Canan C. 1 Sh 198
Okudunuz değil mi?
Buna göre nasılmış Buhari’nin kitabı?
İçinde bir tek yanlış hadis yokmuş!!! (Bkz A)
Peygamberimizin kitabıymış!!! (bkz C)
İçinde BİR TEK YANLIŞ OLMAYAN(!)PEYGAMBER ONAYLI(!) BUHARİ’den bir tek örnek vereyim o zaman, buyrun:
Ebu Hureyre (r.anh) dan:
Rasul-u Ekram (s.a.v.) buyurdu ki:
Melekul Mevt, Musa (a.s.)a ruhunu kabzetmek için gönderilmişti.
Hz. Musa'ya geldiği zaman, Ona tokat vurup, melekul mevt'in bir gözünü çıkarmıştı.
Melekul mevt (a.s.) Rabbine dönerek: "Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölümü istemiyor."
Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmişti.
Buhari, 2/113 ve 4/191 - Ayrıca bkz Sahihi Muslim 4/1843 -
Buhârî, Cenaiz 69, Enbiyâ 31; Muslim, Fezail 157,158; Nesai, Cenaiz 121
En az Buhari kadar sağlam kabul edildiği için, aynı rivayetin datayını ve farklı varyantını Müslim’den dinleyelim biraz da:
"Ölüm meleği Musa’ya gelerek: ‘Rabbine icabet et’ dedi. Bunun üzerine Musa ölüm meleğine tokat atıp gözünü çıkarttı (!!!) Melek hemen Allah’a dönerek ‘Sen beni ölmek istemeyen bir kuluna göndermişsin, o benim gözümü çıkardı!!!’ dedi."
Sahihi Müslim 10/176
Ammar yoluyla gelen bu rivayetin devamında Azrail demiş ki güya:
"Ya Rabbi! eğer Musa’nın Senin nezdindeki değerini bilmeseydim, ben de Musa’ya karşı gelecek ve onu zor bir duruma sokacaktım!!!"
Dahası da var bu masalın:
Allah (c.c.) meleğe gözünü geri verdi ve ona şöyle dedi:
"Ona dön ve elini bir öküzün sırtına koymasını, elinin temas ettiği her bir kıl için kendisine bir yıl ömür verileceğini söyle."
(Ölüm meleği bunları Hz. Musa'ya iletince) Musa:
"Ey Rabbim! Sonra ne olacak?" diye sordu.
Allah: "Sonra öleceksin" buyurdu. Musa:
"Öyleyse şimdi öleyim" dedi.
Bu rivayet Kur’an’a uyar mı???
Hiç mi Allah korkusu yok sizde???
Melekler bizim gibi varlıklar mı ki gözü çıksın, gözünü tutarak Allah’ın huzuruna sızlanarak gelsin???
Meleklerin özelliklerini Kur’an’dan tanımayanlar (Nahl 16/50 – Tahrim 66/6) elbet Azrail’in gözünü de çıkarttırırlar, eceli gelmiş Musa’nın vefatını da pazarlık konusu yaptırırlar.
Bre Kur’an’sız dindarcı müfteriler şu ayeti bilen böyle iğrenç iddialar da bulunur mu?:
“NİHAYET BİRİNİZE ÖLÜM GELDİ Mİ ELÇİLERİMİZ (MELEKLER) ONUN CANINI ALIRLAR. ONLAR VAZİFEDE KUSUR ETMEZLER.” Kur’an – Enam 6/61(Bkz ayrıca mesela Yunus 10/49 – Sebe 34/30)
Hani Buhari, PEYGAMBER ONAYLI KUTSAL BİR KİTAPTI, KUR’AN GİBİ KORUNAN???
BİR TEK YANLIŞ YOKTU HANİ???
Sizden teşekkür falan beklemiyorum, kendinize bir iyilik yapın ve Kur’an’a teslim olun yeter. Düşünün sadece yazıp aktardıklarımı akıl ve izanınızla sadece… (Gerçi kimi beyinsizlere göre akıl bizi sapıtırmış ya, siz yine de aklınızı iptal ederek insanlıktan istifa etmeyin)
Bu yazdıklarımdan:
“Aman ha sakın ola Buhari’yi falan okumayın, elinize almayın yoksa sapıtırsınız” sonucu çıkarmayın. Buhari’yi de okuyun Müslim’i de. Tirmizi’yi de Muvatta’yı da hepsini okuyun… Her kitabı okuyun her kitabı.Tıpkı benim yaptığım gibi. Ama bunları da bilerek okuyun… Hiçbirini kutsamadan!.. Onları putlaştırıp gizli şirke (Tevbe 31) düşmeden… Kur’an nezaretinde… Kur’an rehberliğinde…
2- MESNEVİ İÇİN YAZILANLAR:
Bizzat Celalettin Rumi’den dinleyin bakalım nasılmış yazdığı Mesnevi.
Mesnevi’nin 1. Cildinin önsözü:
Bu kitap Mesnevî kitabıdır. BU (MESNEVİ), DİNİN ASLININ, ASLININ ASLIDIR. Allah’ın en büyük fıkhı, Allah’ın en aydın yolu, Allah’ın en açık delilidir...Ona ancak temiz olanlar dokunur… Alemlerin Rabbinden indirilmedir!!!
Böyle devam edip gidiyor önsözü… Ardından Allah’ın Kur’an için buyurduğu her ayeti kendi kitabı için yaza yaza…
Demek ki neymiş Mesnevi?
Dinin aslının aslının aslıymış!!! Allah’ın en büyük fıkhıymış!!! Falanmış filanmış!!!
Biz bu dinin kaynağını Kur’an biliyorduk halbuki!
Meğer KUR’AN DEĞİL ASIL MESNEVİ İMİŞ KİTABIMIZ!!!... HEM DE ALEMLERİN RABBİNDEN İNDİRİLME!!!... HA MESNEVİ HA KUR’AN YANİ!!!.. YO YO KUR'AN'DAN DA İLERİ HATTA!!!
ALIN SİZE NUR TOPU GİBİ BİR KUTSAL KİTAP DAHA!!!.. HEM DE KUR’AN’I BİLE SOLLUYOR HIZINI ALAMIYOR DA!!!
Buna ne denir şimdi ne denir ne denirrr??? (bana bir de sakin ol diyorlar)
Ne mi denir?
Onu da Mevlana(!) nın oğlu SULTAN VELED'den dinleyelim. Haksızlık etmeyelim Aşağıdaki ifadeler Mevlana aşığı olan o dönemin Mevlevi üsdatlarından Ahmet Eflakî’nin "Menakibul Arifin" adlı eserinde nakledilir. Her ne kadar Mesnevi’nin Cilt 4 Sh 326'da da aynı olayın anlatıldığını bazı kaynaklardan okudumsa da -o cildi evimde şu an bulamadım- kendi gözümle görmediğim için şimdilik itibar etmiyorum.
Bir gün Sultan veled şöyle buyurdu:
Dostlardan biri babama Danişmentler Mevlana Mesnevi,ye niçin Kur,an diyor diye benimle münakaşa ettiler. Ben kulunuz onlara cevaben Mesnevi Kuran'ın tefsiridir dedim diye şikayette bulundu.
Babam bunu işitince bir süre sustu sonra dedi ki:
Ey köpek Niçin Kur'an olmasın???
Ey eşek Niçin Kur'an olmasın???
Ey kahpenin kardeşi niçin Kuran olmasın???
Peygamberlerin ve velilerin söz kalıpları içinde ilahi sırların nurlarından kaynamış ve ırmak gibi olan dillerinden akmıştır.
Kaynak: Ahmed Eflaki, Menakıbu’l-Arifin (Ariflerin Menkıbeleri) Sh. 261
Şimdi de size dinimizin aslının aslının aslı olan Mesnevi’den 2 ayet(!) pardon 2 ibretlik kıssa sunuyorum… (Şimdiden özür dilerim hepinizden, buraya yazmasam kimileri inanmaz dediklerime. İftira attığımı zanneder bilmeyenler):
Bir oğlancı, evine bir oğlan götürdü. Onu baş aşağı edip düzmeye koyuldu. Bu sırada o mel’un, çocuğun belinde bir hançer gördü. Dedi ki: Belindeki ne? Oğlan, kötü düşünceli biri hakkımda kötü bir düşünceye kapılırsa bununla karnını deşeceğim diye cevap verdi.
Oğlancı, Tanrı’ya hamdolsun dedi, iyi ki ben sana bir hile yapıp kötü bir düşünceye kapılmadım….
Kaynak: Mesnevi C. 5 Sh 205-206 MEB yayınları (Şark İslam Klasikleri)
Bunu da okuyun:
Sözü kuvvetli, cerbezesi yerinde bir vazeden vardı. Mimbere çıkmış vaız ediyordu.
Kadın, erkek herkes mimberin dibine toplanmıştı.
Cuha da bir çarşaf giyip yüzünü örttü, kadınlar arasına karıştı. Kimse onu tanımıyordu.
Bir kadın, vaız edene gizlice sordu:
Kasıktaki kıllar,namazın bozulmasına sebep olur mu?
Vaiz dedi ki:
Uzun olursa namaz mekruh olur. Ya hamam otuyla, ya ustura ile traş etmen lazım ki namazın tamam olsun, kabul edilsin.
Kadın:
Ne kadar uzun olursa namazın kabul olmaz dedi.
Vaız eden dedi ki:
Bir arpa boyu uzun olursa traş etmek farzdır.
Cuha, hemen kızkardeş dedi, bak bakalım, benim kasığımın kılı o kadar olmuş mu? Tanrı rızası için elini uzat da bir yokla. Bakalım, mekruh olacak kadar uzamış mı?
Yanındaki kadın, Cuha’nın şalvarına el atar atmaz eline aleti geldi.
Derhal şiddetli bir nara attı.
Hoca, sözüm gönlüne tesir etti dedi.
Cuha dedi ki:
Hayır, gönlüne tesir etmedi, eline tesir etti. A akıllı adam, gönlüne tesir etseydi vay haline!!!
Kaynak: Mesnevi C. 5 Sh 272 MEB yayınları (Şark İslam Klasikleri)
Mesnevi’yi de okuyun tabi, tıpkı benim gibi... ama bunları bilerek… Kutsamadan…. Kur’an nezaretinde… "Doğrularına eyvallah böylesi iğrençliklerine hadi yallah!" kuralıyla...
3- İMAM-I GAZALİ VE KİTABI İÇİN DENİLENLER:
Ebul Hasan Şâzeli’nin rivayetine göre:
Şeyh İbn-i Harzem bir ara elindeki kitabı arkadaşlarına göstererek:
"Bu kitabı tanıyor musunuz? Bu kitabın ismi İHYA’dır" dedi.
Halbuki şeyh Harzem, Gazali’ye ta’n edip (dil uzatan, kötüleyen) İhya’yı okumaktan talebelerini men (yasak) eden birisiydi. Onun bu sözü üzerine talebeleri donup kaldılar. Çünkü "nasıl oluyor da hocamız bize yasakladığı kitabı kendisi eline alıyor?" diye düşündüler. Ayrıca okuyup kendilerine tavsiye etmelerine şaştılar.
Talebelerinin hayretini sezen şeyh Harzem, elbisesini kaldırıp da KAMÇILANAN BEDENİNİ TALEBELERİNE GÖSTERDİ ve şöyle konuşmaya başladı:
"Bu gece rüyamda Gazali bana geldi ve beni Allah Resulü’nün huzuruna davet etti. Huzura vardığımız zaman Gazali beni Allah’ın Resulüne:
"Ey Allah’ın yüce Resulü! BU KİŞİ BENİ, SENİN SÖYLEMEDİKLERİNİ SÖYLEMEKLE İTHAM EDİYOR!" diye şikayet etti.
Bunun üzerine bana iftira haddinin (cezasının) vurulması için emir verildi ve Resulullah’ın bu had emri derhal yerine getirildi!!!"
Kaynak: İhya-i Ulum-id din – İmam-ı Gazali – Mütercim Ali Arslan C. 1 Sh 41 İstanbul yaylacık matb. 1971 baskılı
Okudunuz mu Harzem’in başına gelenleri???
Demek ki neymiş? GAZALİ’NİN İHYA ADLI ESERİ DE RESULULLAH’IN BİZZAT ONAYINDAN GEÇMİŞ!!!
RÜYADA YEDİĞİ KIRBAÇ İZLERİNE BÜTÜN ÖĞRENCİLERİ ŞAHİT OLMUŞ!!!
BÖYLECE İHYA’NIN NE DENLİ MUHTEŞEM BİR DİN KİTABI OLDUĞU BELGEYLE KANITLANMIŞ!!!
Hadi bakalım şimdi Gazali ve İhya’sına dil uzatın da görelim!..
Ne mezhepsizliğinizi bırakırlar ne Vahhabiliğinizi!.. Kırmızı görmüş boğa örneğini boşuna vermiyorum, bi bildiğim var çünkü!
MADEM PEYGAMBER ONAYLIYMIŞ GAZALİ’NİN İHYA’SI, BUYURUN BAKALIM HALEP ORDAYSA ARŞIN BURADA..
Bakın nasıl iftira gelecek Peygamber onaylı(!) bu kutsal(!) kitaptan okuyun da görün bana kuduracağına kimi müfteriler:
Cenab-ı Hak (c.c.) Musa'ya (aleyhisselam) şöyle buyurdu:
"Ya Musa! HERHANGİ BİR KİMSE Kİ, ANNESİNE VE BABASINA KARŞI İYİ DAVRANIR, SADECE BANA İSYAN EDERSE, ONU MUTÎ (İTAATKAR) KULLARIMDAN YAZARIM. VE KİM Kİ, BANA İTAAT EDER, BABASINA VE ANNESİNE İSYAN EDERSE, ONU ÂSİ YAZARIM!!!"
İhyâ-i Ulûmi'd-Dîn -İmâm-ı Gazali -Ali Arslan C.5 (Ana Baba Hakları bölümü)
Bu rivayete göre, demek ki Allah’a itaat eden hayırlı bir kul olman için müslüman olman falan şart değil??!!
Anne baban iyi davrandın mı her şey yolunda!!!
Ebeveynine güzel davran sadece, sonra canın istiyorsa Allah'a bile isyan edebilirsin sıkıntı yok!!!
İyi güzel de, Hıristiyanlardan, Yahudilerden hatta ateistlerden bile nice insanlar var anne babasına mükemmel derecede saygılı davranan… şimdi bunlar ALLAH’A İTAATKARlardan mı olacak bre kuş beyinli??? (Kuşlardan özür dilerim)
Okuyun bakalım şu ayeti Gazali gibi mi diyor:
"Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır…."
Ve ayet şöyle devam ediyor:
وَإِن جَاهَدَاكَ عَلى أَن تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ
"EĞER ANNE BABAN SENİ, HAKKINDA BİLGİN OLMAYAN BİR ŞEYİ BANA ORTAK KOŞMAN İÇİN ZORLARLARSA, ONLARA İTAAT ETME. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy."
Kur’an - Lokman 14, 15 Ayrıca bkz Ankebut 29/8
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ آبَاءكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاء إَنِ اسْتَحَبُّواْ الْكُفْرَ عَلَى الإِيمَانِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, BABALARINIZI VE KARDEŞLERİNİZİ BİLE DOST EDİNMEYİN. SİZDEN KİM ONLARI DOST EDİNİRSE, İŞTE ONLAR ZALİMLERİN KENDİLERİDİR."
Kur’an – Tevbe 9 /23 Ayrıca bkz Mücadele 58/22
Eee noldu şimdi???
Bu nasıl bir Peygamber onaylı kitaptır ki Kur’an’la savaşıyor???
Bitmedi daha, alın size ilkokul çocuklarının bile rahatlıkla görebileceği tam bir iftira daha. Okuyun şunu hele:
Yakub (aleyhisselâm) oğlu Yusuf'un (aleyhisselam) huzuruna girdiği zaman, YUSUF (aleyhisselâm) AYAĞA KALKMADI.
Bunun üzerine Cenab-ı Hak kendisine şu vahyi gönderdi:
- SEN BABAN İÇİN AYAĞA KALKMAYI, KENDİN İÇİN BİR KÜÇÜKLÜK MÜ SANIYORSUN? İZZET VE CELÂLİM HAKKI İÇİN YEMİN EDERİM: BU HAREKETİNDEN DOLAYI SENİN SULBÜNDEN BİR TEK PEYGAMBER BİLE ÇIKARMAYACAĞIM!!!"
Kaynak: Aynı eser aynı sayfa
Bu rivayetten ne anlıyoruz?
Hz. Yusuf Mısırda Kral olduğu zaman, babası Hz. Yakup huzuruna girince kibirlenmiş!!!
Rabbimizden manevi bir şamar yemiş o anda!!!
Okuyun bakalım ayeti Gazali’nin İhya’sı gibi mi diyor:
فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَى يُوسُفَ آوَى إِلَيْهِ أَبَوَيْهِ وَقَالَ ادْخُلُواْ مِصْرَ إِن شَاء اللّهُ آمِنِينَ
"Mısır’a gidip Yusuf’un huzuruna girdiklerinde, YUSUF ANA BABASINI BAĞRINA BASTI VE 'ALLAH’IN İRADESİ İLE GÜVEN İÇİNDE MISIR’A GİRİN! DEDİ."
Kur’an – Yusuf 12/99
Gördünüz mü İhya'da Hz. Yusuf’a yapılan iftirayı???
Bu adam Gazali’yi beğenmiyor, koskoca alimimize dil uzatıyor diyerek bana salya sümük saldıran zavallılar gördünüz mü asıl sizin gibi müfteriyi???
Hala benden özür dilemeyeceksiniz bunu biliyorum. Daha önce de teklif ettim asla yanaşmadınız... Bari şimdi Allah’tan affınızı dileyin…
Sizler, Gazali ve eserlerini de okuyun yine de… Tıpkı benim okuduğum gibi… Ama bu tür yalan yanlış bilgilerin de içinde olabileceğini kabul ederek…İhya'nın Peygamber onaylı olmadığını bilerek…
Kur’an rehberliğinde… Kur’an varsa yanında, biliyorsan Kur’an’ı, korkma o zaman her kitabı oku sıkıntı olmaz…
4- SAİD-İ NURSİ VE RİSALE-İ NUR HAKKINDA SÖYLENENLER:
Bizzat Said-i Nursi’den dinleyelim neymiş bakın Risale-i Nur’lar meğer:
Önce orijinalini yazayım:
A- “Resailin Nur dahi ne şarkın malûmatından, ulûmundan ve ne de garbın felsefe ve fünûnundan gelmiş bir mal ve onlardan iktibas edilmiş bir nur değildir. Belki semavî olan Kur’an’ın, şark ve garbın fevkindeki yüksek mertebe-i arşîsinden iktibas edilmiştir.”
Güncelleyecek olursak şöyle diyor Said-i Nursi:
“Risale-i Nurlar, Doğu’nun kültüründen ve ilimlerinden, Batı’nın felsefe ve bilimlerinden alınmış iktibas edilmiş değildir. RİSALE-İ NURLAR, GÖKTEN İNMİŞ KUR’ÂN’IN, DOĞUNUN DA BATI’NIN DA ÜSTÜNDE OLAN ARŞ’TAKİ YERİNDEN ALINMIŞTIR!!!
Kaynak: Şualar, Birinci Şua, C 1 Sh 833
B- “Kur’an’ın gizli hakikatleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor. Tenzil’ül-Kitab cümlesinin sarih bir manası asrı saadette vahiy suretiyle Kitab-ı Mübîn’in nüzulü olduğu gibi, manayı işarîsiyle de, her asırda o Kitabı Mübin’in mertebe-i arşiyesinden ve mu’cize-i maneviyesinden feyz ve ilham tarîkıyla onun gizli hakikatları ve hakikatlarının bürhanları iniyor, nüzul ediyor…”
Kaynak: Şualar - Birinci Şua, Yirmidördüncü Ayet ve Ayetler, Üçüncü Nokta, C 1 Sh 842
Yine güncelleyecek olursak şöyle diyor Said-i Nursi:
“KUR’AN’IN GİZLİ GERÇEKLERİ RİSALE-İ NUR İLE BİRLİKTE BİZE İNİYOR!!! PEYGAMBER DEVRİNDE KUR’ÂN’IN VAHİY SURETİYLE İNMESİ GİBİ(!!!),
HER ASIRDA, KUR’AN’IN ARŞTAKİ YERİNDEN(!!!) VE MANEVİ MUCİZESİNDEN FEYİZ VE İLHAM YOLUYLA (!!!)
ONUN GİZLİ GERÇEKLERİ VE GERÇEKLERİNİN KESİN DELİLLERİ İNİYOR!!!”
Neymiş Risale-i Nurlar???
BİZZAT ALLAH’IN ARŞINDAN DİREKT ALINMIŞ!!! (bkz A)
TIPKI ASR-I SAADET DÖNEMİNDE RESULULLAH’TA OLDUĞU GİBİ, SAİD-İ NURSİ’YE DE KUR’AN’IN SIRLARI VAHYEDİLİYORMUŞ!!! (Bkz B)
Said-i Nursi'nin bu ifadelerinin üzerine, kitaplarından belge olsun diye ayrıca bir örnek vermeye gerek dahi duymam... Kendi yazdığı bu ifadelerinden daha iyi belge mi olur!!!
Ama bir ayet hatırlatmadan da bu işi kapatmam:
فَوَيْلٌ لِلَّذٖينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْدٖيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هٰـذَا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ لِيَشْتَرُوا بِهٖ ثَمَنًا قَلٖيلًا فَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا كَتَبَتْ اَيْدٖيهِمْ وَوَيْلٌ لَهُمْ مِمَّا يَكْسِبُونَ
"KENDİ ELLERİYLE KİTAP YAZIP sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için: 'BU ALLAH KATINDANDIR!' diyenlere YAZIKLAR OLSUN! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!"
Bakara 2/79
Nerde kalmıştık?
ALIN İŞTE SİZE KUR’AN’DAN AYRI BİR BAŞKA KUTSAL(!) KİTAP DAHA!!! diyorduk.
Bunu da koyduk mu şimdi sepete!…
Daha böyle nice kutsal(!) kitaplarımız var, saymakla bitmez... Faraza 100 demem işte bundan dostlar...
Haydi bakalım şimdi müslümanlar arasında konsensus sağlayın da görelim gali?!
Birisi sordu diyelim mesela:
“Yav geçennerde bi hocadan dinnedim. Onun didiyine göre Rabbimiz diyesiymiş ki peygamberimize gööya:
‘Ey Habibim! Sen olmasaydın sen, alemleri yaratmazdım ben!!!’
Bu dorumu haggaten?
Bu sorunun cevabını HANGİ KUTSAL KİTABA GÖRE CEVAPLAYACAKSINIZ ŞİMDİ???
Çünkü tercih ettiğiniz Kutsal Kitabınıza göre cevaplar farklı farklıdır!!!
KUR’AN BU SAFSATAYI REDDEDER mesela. (Bakara 29, Casiye 13 örneğin)
BUHARİ bu safsatayı kabul etmediği gibi, iftira olduğunu başka rivayetleriyle de destekler. (Bu konuda da müstakil bir paylaşımım var merak eden faceden bulabilir)
Ama Peygamber onaylı(!) veya direkt Arş’dan alınan(!) kimi kutsal(!) kitaplar ve toz kondurulmaz alim(!)lerden bir kısmı bu iğrenç yalana dört elle sarılabiliyor.
“En büyük Hz. Muhammed başka büyük yok!!! Hiçbir Resul O’nun ayağının tozu bile olamaz ne hadlerine!!!” dedirtebilmek için millete!!!
Velhasıl dostum,
İslam Dünyası mümkün değil anlaşamaz bu durumda…
Herkesin ayrı ayrı KUTSAL KİTABI VAR ZİRA!..
DİĞER KİTAPLARI KUR’AN’LA DENETLEYECEĞİ YERDE, KUR’AN’I DİĞER KİTAPLARA DENETLETTİREN BİR İSLAM(!) DÜNYASININ VARACAĞI YER BU OLUR İŞTE:
Kaos… Fitne… Kalplerin dağınıklığı… Savrulma… Dünyaya rezil olma… Çağın dışında kalma... Bir de ahiret var ardından!!!
Halbuki KUR’AN’IN KONUŞTUĞU, HÜKÜM KOYDUĞU KONULARDA -şayet aksini iddia ediyorsa- HİÇBİR KİTABI GALE ALMASAK, ALLAH'IN KORUMASINDAKİ KUR'AN'A GÜVENSEK ANINDA KURTULACAĞIZ…
Benim dediğim bu kadar basit işte:
أَأَنتُمْ أَعْلَمُ أَمِ اللّهُ
"Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı?"
Bakara 140
"Allah bilir tabi ona ne şüphe" desek konu hal yoluna girecek..
Ama var mı bu toplumda böyle bir umut???
Var mı Kur'anı duyunca, diğer kutsal(!) kitaplara "sen az dur hele!" diyebilecek?
Doğrusu çok ümitli değilim…
Çünkü bunu diyebilmesi için önce Kur'an'a söz de değil özde teslim olması, ardından anlaya anlaya devamlı okuması gerekiyor...
Kaldı ki Allah, Kur'an'a sırt çevireni asla doğruyola ulaştırmaz ve ona insanlardan ve cinlerden şeytanları musallat eder (Enam 6/112) gittiği batıl yolu ona süslü, cazip gösterir ki uyanmasın! (Fatır 8 - Enam 6/43 - Yunus 10/12 - Yusuf 12/18 - Rad 13/33 - Hicr 15/39 vb vb) Kur'an'ı saymamanın, onu önemsememenin kaçınılmaz sonucudur bu... İnanın bu da sünnetullahtır... Bir de bu konuya dalmayayım şimdi, dediklerimin doğruluğu test etmek için uygun zamanda yukarıdaki ayetlerin yanısıra şu ayetleri bi inceleyin, mutlaka bakın ama: (Taha 20/124, 125,126 - Zuhruf 43/36,37,38)
Lakin kalpleri çeviren elbette Allah'tır ve bize de düşen uyarıp anlatmaktır... Gerisi O'nun tasarrufu... (Kasas 28/56)
Öylesine yoruldum ki yazarken… Ya siz bu satırları bıkmadan nasıl okudunuz bilmem… Yazım uzun olduğu için bağlantıları kimi zaman koparmış olabilirim, hoşgörünüze sığınıyorum.
Şöyle noktalayayım bari:
Korunmuş olan sadece ve sadece Kur’an’dır… Başka hiçbir kitap ne korunmuş, ne peygamber tarafından onaylanmış, ne de Arş’tan direkt alınmış hiç değildir…
Sakın bu tür propagandalara kanmayın sakın ha sakın… İnanırsan bu safsatalara, sadece sen değil inan hepimiz kaybediyoruz... Gelin Kur'an'ı keşfedin... Çoğunuz okumuyor biliyorum... Kendinize bi iyilik yapın ve Kur'an'ı anlaya anlaya, düşüne düşüne okuyun, okutun...
Yoksa Kur'an'a oynanan sinsi oyunları mümkün değil farkedemezsiniz!
Ben size bu oyunlardan sadece birini anlatmaya çalıştım...
Sadece bundan mı ibaret, icra edilen sinsi oyunlar?
Kimi kitapları "peygamber onaylı, direkt Arş'tan alınmalı yaparak iş bitti mi sanıyorsunuz bu Bel’amlara göre?
Bunlarda daha ne numaralar ah bi bilseniz!
Bu nasipsizler:
KUR'AN'DAKİ FALANCA FİLANCA AYETLER NESH OLDU (hükmü kalktı) ARTIK BU AYETLERLE AMEL EDİLMEZ(!!!) diye kimi ayetleri yok sayarak!
(Süs olsun diye duruyor o ayetler Kur'an'da dimi? Vazo ayetleri onlar yani???)
KUR'AN'DAKİ ŞU AYET O AYETİN İŞİNİ BİTİRMİŞTİR(!!!) diyerek!
KUR'AN'DA DAHA ÖNCE FALANCA FİLANCA AYETLER VARDI DA, ŞİMDİ METNİ KALKTI(!) TAMAM METNİ YOK BUNU GABULİDİYOZ AMMA HÜKMÜ YİNE BAKİ(!!!) diye yeni yeni "SANAL AYETLER" icat ederek!!
ŞU AYETİ ŞU HADİS NESHETMİŞTİR (!!!) bile diyecek kadar edepsizlikte sınır tanımayarak!
(Yanlış yazmadım, koruma altındaki Ayeti, Hadis denen bir rivayete boğduruyor aklınca sersem)
Yemin ediyorum yazarken içim daraldı ya... Bu nasıl hainlik, nasıl alimlik???
Daha böyle ne numaralar var bunlarda, ne numaralar... ne numaralar...
Nerden de daldım bu konuya bilmem... Ne anlatıyordum nerelere geldim...
Artık kapatıyım şu mevzuyu psikolojim harbiden iyi değil...
Bak dostum!
O korunuyor korunmasına da, siz kendi iyiliğiniz için Kur'an'a sahip çıkın... Geç olmadan!...
Kur’an’a iman edelim, her ayetini adımız gibi bilene kadar öğrenmeye gayret edelim… Okuyormuş, her ayetinden haberimiz varmış gibi yapmayalım!..
"Biz Kur'an'ı biliyoruz, git len işine sapık!" diyerek etrafınızı kandırabilrsiniz belki!
Ama YA KENDİNİZİ VE ALLAH'I???
Akla (Yunus 100) ve Kur'an'a (İsra 9) teslim olalım...
Kurtuluş Kur'an'la... Felah Kur'an'ı TEK KORUNMUŞ KİTAP saymakla...
Vesselam.
M. TULUKCU
.
فَاسْتَمْسِكْ بِالَّذٖى اُوحِىَ اِلَيْكَ اِنَّكَ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ وَاِنَّهُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْپَلُونَ
.
"SEN, SANA VAHYEDİLENE SIMSIKI SARIL... ŞÜPHESİZ SEN DOSDOĞRU YOLDASIN.. BU KUR'AN, HEM SENİN HEM DE KAVMİN İÇİN ŞEREF(ÖĞÜT) TİR...VE SİZ BU KİTAPTAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ!"
Kur'an - Zuhruf 43/43-44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.