MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

KUL HAKKI AFFEDİLMEZ Mİ?

KUL HAKKI AFFEDİLMEZ Mİ?
Müslümanlar arasında dilden dile kulaktan kulağa dolaşan, vaaz kürsülerinde dini sohbetlerde imam(!) ulema(!) tarafından sürekli işlenen “şehir efsaneleri”nden birisi de bu meseledir: "Kul hakkı bağışlanmaz!"
Ağız birliği yapmışçasına söyledikleri masal şudur:
“Allah Teala kendi zatına ait işlenen günahları dilerse affedebilir ama kul hakkına bir şey yapamaz! Rabbimiz şöyle buyuruyor çünkü(!): "Benim huzuruma ne ile gelirseniz gelin affederim, ancak kul hakkı ile gelmeyin!"
Nerde geçiyor bu? Hangi ayette?
Ayet değil Hadis-i Kudsî imiş!!! (Hadis-i Kudsî, Manası Allah’tan ifade şekli Resulullah’tan olan Hadislere denir kısaca)
Hadis veya Hadis-i Kudsî’ye benim elbette itirazım olmaz, ama Hadis veya Hadis-i Kudsî de Kur’an’a aykırı olmaz! Şayet olursa o Hadis değil Habis’tir ya da Habis-i Na Kudsî’dir. Çünkü Resulullah (sav) Kur’an’ın rakip firması değildir. O (sav) Kitabullah’a aykırı mümkün değil konuşmaz, konuşamaz da! Ama konuşturulur. Burada da aynen öyle olmuş!
İşte belgesi:
.
إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء
.
"Allah, kendisine şirk (ortak) koşulmasını asla bağışlamaz. Bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar"
Kur’an – Nisa 4/48 (Aynı Surenin 116. ayetine de bakınız orada da aynısını görürsünüz)
Neyi öğrendik bu ayetten?:
Allah sadece şirki affetmiyor. Sadece kendisine ortak koşulmasını bağışlamıyor! Eee hani nerde şirk dışında “kul hakkı”nın da bağışlanmayacağı??? Veya kul hakkı hariç her şeyi bağışlayacağı???
Bu ne menem bi müslümanlık yav??? Kur'an'a rağmen!!!
Kul Hakkının affedilmeyeceği masalını anlatanların Nisa 48 ve 116'dan belli ki haberi yok! En iyi ihtimal bu. Yok eğer haberleri var da buna rağmen söylüyorlarsa n'olur şimdi bunların durumu?

Bu masalı din iman diye anlatanların Buruç Suresi'nden de haberleri yok belli ki! Ya da Buruç da bunların umurlarında değil!
Ne anlatılıyor Buruç Suresi'nde?
Az sabredin yazacağım, ama önce "kul hakkı nedir?" onu bi hatırlayalım.
Mesela bir kimsenin ardından dedikodu yapmak, sövüp saymak, iftira atmak, malını mülkünü çalıp çırpmak gibi haksız yere muhataplarımıza maddi ve manevi zarar vermenin hepsi kul hakkının kapsama alanına girer.
Girmez mi?
Evet girer!
Peki, bu saydıklarımdan daha büyüğü diyebileceğimiz kul hakkı, bir kişiye fiziksel saldırı değil midir? Dövüp çarpmak, yüzünü gözünü morartmak gibi?
Tabii ki bunlar da kul hakkı doğru! (sen diyon :) )
Bu türden kul hakkının daha da büyüğü, bir kimseyi haksız yere öldürmek değil midir?
Haklısın bu da doğru. (Bunu da sen diyon :) )
Bu öldürmenin de daha büyüğü yok mu?
Var: (Bunu da ben diyom :) )
"İŞKENCE EDEREK ÖLDÜRMEK! HATTA YAKARAK ÖLDÜRMEK ONU!”
Şimdi dikkat edelim, bir insanı böylesine yakarak hunharca öldüreni, kul hakkının zirvesine ulaşmış böyle bir caniyi Allah affeder mi affetmez mi???
Şu derin(!) ulemaya göre “affetmemesi lazım!" dimi!
Ya buyurmuş ya hani Nisa 48 ve 116'yı indiren(!):"Benim huzuruma ne ile gelirseniz gelin affederim, ancak kul hakkı ile gelmeyin! O konuda ben bir şey yapamam bak, bu iş beni aşar!" (Tövbe ya Rabbim)

Şimdi gelelim Buruç Suresi'ne.
Bahsettiğim bu Sure’de Resulullah’tan çok önceleri Yemen bölgesinde yaşanmış “Ashab-ı Uhdut” kıssası anlatılır. O dönemde yaşayan kimi müslümanlar yine o dönemin kimi zorba yöneticileri tarafından imanlarından döndürmeye zorlanırlar ve bunu yapmazlarsa, ateş dolu hendeklerde yakılarak öldürülecekleri tehdidine muhatap olurlar.
O zalimler nitekim yaparlar da bunu. Yakarak işkenceyle şehid ederler pek çoğunu.
İşte Rabbimiz orada olup bitenleri haber verdikten sonra, 10. ayette şöyle buyurur:
.
إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ
.
"Şüphesiz iman etmiş erkeklerle iman etmiş kadınlara İŞKENCE EDİP SONRA TEVBE DE ETMEYENLERE cehennem azabı, yanma cezası vardır."
Düşünebiliyor musunuz o dönemin zalimleri, işkence ederek hem de hendeklerde yakarak öldürmüş mü’min ve mü’mineleri!
Şunu düşün:
Daha sonra bu yaptıklarından gerçekten tevbe etseler bile, ee nasıl helalaşacaklar o öldürdükleri şehitlerle???
Yav kardeşim, dünyadan göçüp gitmiş şehid olmuş o mazlumlar? Karşılarında hiçbirisi yok ki helallaşabilsinler???
Bu şekilde Allah'ın huzuruna vardıklarında: “Siz kul hakkıyla geldiniz karşıma, ben buna bişey yapamam!” mı denilecek şimdi bunlara???
Haayırrr saçmalama!
Yav okusana tekrar Buruç 10'u:
“Şüphesiz iman etmiş erkeklerle iman etmiş kadınlara İŞKENCE EDİP SONRA TEVBE DE ETMEYENLERE cehennem azabı, yanma cezası vardır."
Kul hakkı konusunda tavan yapmış en azgınlar için bile ancak"TEVBE ETMEZLERSE" cehennem azabı, yanma cezası varmış dimi!
Tevbe ederlerse???
Tevbe ederlerse bağışlanabiliyormuş bak! (Hala annamadıysan 10. ayeti bida oku :) )
Hani kul hakkı affedilmezdi???
Ölmeden önce ve ecel kapıya gelip dayanmadan (Nisa 4/17,18) samimiyetle pişmanlık duyup içtenlikle Rabbimize yakarır günahlarımızdan tevbe edersek, Rabbimiz dilerse hepsini affedebiliyormuş.
Hiçbir günah ayırımı yapmadan hepsini hepsini!
"Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! ÇÜNKÜ ALLAH BÜTÜN GÜNAHLARI BAĞIŞLAR..."
Kur'an - Zümer 39/53
(Şirk günahından tevbe edilmeden Allah'ın huzuruna varılırsa bunun affı mümkün değil, bunu bir kez daha tekrar etmiş olalım. Nisa 48 ve 116'nın yanısıra Maide 5/72 ve Zümer 39/65'e bkz)

Buraya kadar neyi öğrendik?
"Şirk hariç affedilmeyecek günah yok" bunu öğrendik. Ölmeden önce şirkten tevbe edilirse o da af kapsamına girebiliyor, bunu da öğrendik.
Peki, başkaları tarafından dünyadayken haksızlığa uğrayan, malı mülkü gasbedilen, vurulup dövülen sövülen, dedikodusu edilen, iftiraya uğrayan, yakılarak işkenceyle veya başka şekillerde öldürülen onca masum insanların hakkı ne olacak? Herkesin yaptığı yanına kar mı kalacak?
Bu da müstakil bir paylaşım konusudur, hakikaten cevabı uzun kaçar. Ama şu kadarını söyleyeyim paylaşımı noktalamadan:
1- Kul hakkı öyle hafife alınacak günahlardan hiç değildir. Kur'an'ın pek çok yerinde bu cürmü işleyenlere nice tehditler vardır. Mutaffifin Suresi'nin hemen başında anlatıldığı gibi:
"Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun! Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar! Düşünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler!.." ihtarı yapılır!
Veya Maide 32'de haksız yere bir tek cana kıyanın bütün insanları öldürmek gibi en büyük günahlardan (ekber-i kebair) birini işlemiş olacağı, Nisa 93'de ise bir mü'mini kasten öldürmenin ebedi cehennemde kalmaya neden olabileceği hatırlatılır vb vb vb.
Rabbim hepimizi bu tür günahlara dalmaktan muhafaza etsin. (Nefse ve İblis'e uyup günaha dalınırsa çözümü tez elden Tevbe-i Nasuh'tur. Artık kulun durumu Rabbimizin takdirindedir)
2- Rabbim herkese, yaptıkları zere miktarı iyiliklerin de kötülüklerin de karşılığını verecek. (Zilzal 99/7,8)
Nasıl olacak bu?
Haksızlığa, zulme uğrayanlara kat kat fazlasıyla ödüller, dereceler verilebilir mesela. Kul hakkını ihlal edenlerin varsa sevaplarından alınıp zulme uğrayanların terazisi daha da ağırlaştırılabilir veya. Haliyle haksızlık yapanların derecesi düşer, hatta iflasa kadar bile gidebilir örneğin!
Resulullah'ın "müflis kimdir?" diye başlayan Hadis'i zaten bunu anlatıyor.
Senin anlayacağın,
.
وَلِكُلٍّ دَرَجَاتٌ مِّمَّا عَمِلُوا
.
"Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır" o Hesap Günü'nde.
Ahkaf 46/19 (Bkz ayrıca Enam 6/132)
3- Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz yani, Rabbimin adalet terazisi hiç şaşmaz, bunu hiç mi hiç aklımızdan çıkarmayalım.
.
عِلْمُهَا عِندَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَّا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنسَى
.
" Onların bilgisi Rabbimin katındaki bir kitaptadır. Rabbim şaşırmaz ve unutmaz."
Taha 20/52
1. Maddede anlatmaya çalıştığım gibi adaleti sağlamanın pek çok yolu var velhasıl. Allah herkese hak ettiği muameleyi yapacak, ne yapıp edip hak hukuk adalet mutlaka sağlanacaktır, mutlaka.
Biz şunu da bilelim yeter:
.
إِنَّ اللّهَ لاَ يَظْلِمُ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ
.
"Allah kimseye zerre miktarı zulmetmez..."
Nisa 4/40
Durum budur...

Ha unutmadan! Rabbimiz Kur'an'da: "Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi ümmettir. (topluluklardır) Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet hepsi toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler." buyuruyor. (Enam 6/38)
Bu ne demek?
Kul hakkı deyince sadece insanları anlamayacağız. Ayrıca hayvanlardan da sorumluyuz demek!
Sadece müslüman kardeşlerimize değil, saldırganları hariç dünyada yaşayan tüm insanlara, yeryüzünde yaşam sürdüren bütün canlılara karşı merhametli ve adaletli olalım.
Sorumluluk alanımız da ödül ve mükafatı da gerçekten çok büyük!
Rövanşı olmayacak bu büyük sınavda, sana ve bana başarılar dilerim. :)
Kalın sağlıcakla...
M. TULUKCU
●●●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.