ALLAH KALPLERİ MÜHÜRLER Mİ?

ALLAH KALPLERİ MÜHÜRLER Mİ?

Önce şu ayeti okuyalım örnek olarak:
“Gerçek şu ki, kâfir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözleri üzerinde de bir perde vardır. Dehşet verici bir azap beklemektedir onları.”
Kur’an – Bakara 5-6

Buna benzer daha nice ayetler var "kalplerin mühürlenmesi" ile ilgili Kur’an’da.
Eee o zaman ne demek oluyor bu?
Kalpler mühürlenmiş ise, zavallı kulların suçu ne?!
Allah kalplerini mühürlediği için “mecburen mi” iman edemiyor kafirler?!

İçimizden kimilerinin imansız ölmelerini ve cehennemde azap görmelerini mi istiyor yani Yaradan?!

Böyle mi anlamamız lazım bu ve benzer ayetleri?

Kafirlere uyarı yapılsa da yapılmasa da hiç fark etmez, tam olarak böyle mi?
●
Öyle değil!
Son sorudan başlayayım:
Daha önce kafir iken nasıl oldu da bazıları sonradan iman ettiler peki???
Hz. Ömer mesela?
Veya Hz. Hamza?
Resulullah'ın ashabı daha önce müslüman değillerdi ki!
Kur'an inince, Elçi gelince İslam'la tanıştılar hepsi.
Hepsi tam ateş çukuruna düşmek üzereyken kurtuldu; inanç ve yaşam biçimlerini değiştirmeleri neticesinde:
.
وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهٖ اِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ
.
"Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı."
Ali imran 3/103
(Ayrıca bkz: Ali İmran 3/ 164 - Nisa 4/ 94 - Cuma 62/ 2 - Bakara 198)

Çok geriye gitmeye gerek yok, günümüzde de çok var kafir iken müslümanlığı seçen niceleri öyle değil mi?
Demek ki işin içinde iş var.
●
Öncelikle şunu hiç unutmayacağız:
Allah kulları arasında asla ayırım yapmaz, asla yapmaz!
Çünkü:
.
وَمَا كُنَّا ظَالِمٖينَ
.
“Biz zalim değiliz” buyuruyor Yaradan. (Şuara 26/209)
Ve Allah hiçbir kulunun küfrüne de razı olmaz, cehenneme gitmesini mümkün değil istemez:
.
وَلَا يَرْضٰى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ
.
“Allah kullarının küfrüne razı değildir.” çünkü.Zümer 39/7
.
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ النَّاسَ شَيْپًا وَلٰـكِنَّ النَّاسَ اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
.
“Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler.” zira. Yunus 10/44
●
Öyleyse bu kalplerin mühürlenmesi nasıl oluyor?
Anladığım kadarıyla şöyle oluyor:

Allah herkese akıl, irade veriyor.
Doğru ve yanlışı, cennete ve cehenneme gidecek yolu herkese gösteriyor.
Elçilerini ve kitaplarını gönderiyor ayrıca ve:
.
قُلِ الْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَن شَاء فَلْيُؤْمِن وَمَن شَاء فَلْيَكْفُرْ
.
"De ki: Hak, Rabbinizden gelmiştir. ARTIK DİLEYEN İMAN ETSİN, DİLEYEN DE İNKÂR ETSİN” buyuruyor. Kehf 18/29

Sonra da kalbi mühürlenenler(!) de dahil olmak üzere, herkes eşit şartlarda bu dünya sınavına tabi tutuluyor, vakti saati gelince.
Gel gör ki kalbi mühürlü denilenler diğerlerinden farklı olarak, imana karşı inkarlarını inatla sürdürüp bir zaman sonra azgınlıklarında zirve yapıyorlar.
Öyle bir an geliyor ki bizzat kendileri, imanla aralarına aşılmaz bir set çekiyorlar. Ne hakkı duymak istiyorlar artık, ne de değişmek!
Dünya cazibesinin ve egolarının resmen esiri oluyorlar sizin anlayacağınız:
.
وَلٰـكِنْ قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ
.
"Ne var ki KALPLERİ KATILAŞTI. ŞEYTAN DA YAPMAKTA OLDUKLARINI ONLARA SÜSLÜ GÖSTERDİ..."
Enam 6/43
İşte o zaman Rabbimiz de kendi bacağına kurşun sıkan böylesi inatçı geri zekalılara: “siz bilirsiniz!” diyor.
Bunun böyle olduğunu nereden anlıyoruz?
Şu ayetlerden:
●

1-
فَبِمَا نَقْضِهِمْ مٖيثَاقَهُمْ وَكُفْرِهِمْ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَقَتْلِهِمُ الْاَنْبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَقَوْلِهِمْ قُلُوبُنَا غُلْفٌ بَلْ طَبَعَ اللّٰهُ عَلَيْهَا بِكُفْرِهِمْ
.
“Başlarına gelenler, ahitlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve ‘kalplerimiz kılıflıdır’ demeleri yüzündendir. Hayır, -kalpleri kılıflı değildir- aslında Allah HAKİKATİ İNKAR ETMELERİNDEN DOLAYI ONLARIN KALPLERİNİ MÜHÜRLEMİŞTİR.”
Nisa 4/155

2-
ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهٖ رُسُلًا اِلٰى قَوْمِهِمْ فَجَاؤُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا بِمَا كَذَّبُوا بِهٖ مِنْ قَبْلُ كَذٰلِكَ نَطْبَعُ عَلٰى قُلُوبِ الْمُعْتَدٖينَ
.
“Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler. Fakat onlar önceden yalanlamakta oldukları şeye inanacak değillerdi. İŞTE BİZ HADDİ AŞANLARIN KALPLERİNİ BÖYLE MÜHÜRLERİZ.”
Yunus 10/74 - Ayrıca bkz Araf 101

3-
اَلَّذٖينَ يُجَادِلُونَ فٖى اٰيَاتِ اللّٰهِ بِغَيْرِ سُلْطَانٍ اَتٰيهُمْ كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللّٰهِ وَعِنْدَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا كَذٰلِكَ يَطْبَعُ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ قَلْبِ مُتَكَبِّرٍ جَبَّارٍ
.
“Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. ALLAH, HER KİBİRLİ ZORBANIN KALBİNİ İŞTE BÖYLE MÜHÜRLER.”
Mü’min 40/35

4-
وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَاَبْصَارًا وَاَفْپِدَةً فَمَا اَغْنٰى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا اَبْصَارُهُمْ وَلَا اَفْپِدَتُهُمْ مِنْ شَیْءٍ اِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِهٖ يَسْتَهْزِٶُنَ
.
“KENDİLERİNE KULAKLAR, GÖZLER VE KALPLER VERMİŞTİK. FAKAT KULAKLARI, GÖZLERİ VE KALPLERİ KENDİLERİNE BİR YARAR SAĞLAMADI. ÇÜNKÜ ALLAH’IN ÂYETLERİNİ İNKÂR EDİYORLARDI. ALAYA ALDIKLARI ŞEY ONLARI KUŞATTI.”
Ahkaf 46/26

5-
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمُ اسْتَحَبُّوا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَاَنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِى الْقَوْمَ الْكَافِرٖينَ
اُولٰـئِكَ الَّذٖينَ طَبَعَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَاَبْصَارِهِمْ وَاُولٰئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
.
“BU, ONLARIN DÜNYA HAYATINI SEVİP AHİRETE TERCİH ETMELERİNDENDİR. Allah kafirleri doğru yola ulaştırmaz. İşte onlar, Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir. ”
Nahl 107-108

6-
وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِلَّ قَوْمًا بَعْدَ إِذْ هَدَاهُمْ حَتَّى يُبَيِّنَ لَهُمْ مَا يَتَّقُونَ
.
"Allah bir topluluğu, onlara doğru yolu gösterdikten sonra bile, sakınıp gözetecekleri şeyler konusunda KENDİLERİNİ BÜTÜNÜYLE AYDINLATMADAN ASLA SAPIKLIKLA SUÇLAMAZ."
Tevbe 9/115
●
Sanırım mevzu anlaşılmıştır.
Demek ki neymiş?
Rahman ve rahim olan Allah, inkarında direnenlere epey bir imkan verdikten sonra, (Fatır 35/37) hakkı inkara şartlanmalarından dolayı onların da fiili dualarına icabet edip "cehenneme kadar yolunuz var" diyormuş!
Allah Kullarının iradesine ipotek koymaz çünkü, "peki" der!
Ama bütün kullarının cennetlik olmasını ister kesin:
.
مَا يَفْعَلُ اللّٰهُ بِعَذَابِكُمْ اِنْ شَكَرْتُمْ وَاٰمَنْتُمْ وَكَانَ اللّٰهُ شَاكِرًا عَلٖيمًا
.
“EĞER ŞÜKREDER VE İMAN EDERSENİZ, ALLAH SİZE NİYE AZAB ETSİN Kİ? ALLAH, ŞÜKRÜN KARŞILIĞINI VERENDİR, HAKKIYLA BİLENDİR.”
Ali İmran 3/147

"Allah kullarının küfrüne razı olmaz" ayeti de yukarıda geçmişti hatırlayın. (Zümer 39/7)

Ha şunu da unutmayalım:
Eğer inkarcılar inadı bırakır, Allah'ın kendilerine temiz bir sayfa açmasını samimiyetle talep ederlerse, Rabbimiz de böylelerine duyarsız kalmaz:
.
وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَنْ يُنِيبُ
.
"Allah, KENDİSİNE YÖNELENİ doğruyola iletir."
Şura 42/13
●
Bana göre işin özü işte budur. "Kul azmadıkça, Yaradan mümkün değil kullarını gözden çıkarmaz!"

Rabbim cümlemizi, nefsine değil aklına uyan, inkarı değil imanı tercih eden, günahlarında direnen değil tevbeyi seçen, ilmiyle amil olma çabasıyla ömrünü tamamlayan kullarına ilhak etsin.
Vesselam.

M. TULUKCU
(5 Nisan 2015 tarihli paylaşımımdır. Facebook ""Bugün hatırlamak isteyeceğin anıların var" türünden bana bildirim gönderdi; konunun önemine binaen tekrar paylaşmayı uygun buldum.) :)

●●●