MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

DERELİ'DE HEM PİKNİK HEM CUMA?

DERELİ'DE HEM PİKNİK HEM CUMA?
Bir önceki gün 12. sınıftan 6 öğrencimle piknik için Dereli'deydik. Cuma vakti geldi, yakınımızda cami de var, gittik tabi...
Hutbe konusunun "Kur'an üzerine" olacağını hocamız Fatır 29'u okurken az çok tahmin ettim. Nitekim duasını bitirince hoca iç cebine el attı ve Kur'an üzerine yazılmış hazır hutbesini okumaya başladı. (Diğer camilerde de aynı hutbe mi okundu bilmiyorum)
Huşu ile dinliyorduk, güzel gidiyordu... Lakin bizim imam "Kur'an'a saygı ve Kur'an okumanın adapları" bölümüne getirdi mevzuyu ve iyiden iyiye şirazeden çıktı! (Aslında çoğunuz da hoca(!) gibi düşünüyor ya neyse )
Bakın neymiş meğer Kitabullah'a saygı sevgi, adap hürmet? Muhtereme accık kulak verelim:
●●●
1- Kur'an'ı daima belden yukarıda tutmalıyız! Mümkünse kalp hizasında!
(Aşağılarda kan, kemik ilik, damar vb var da belden yukarıda farklı şeyler var demek ki?!)
2- Abdest olmadan Kur'an okumak, hele hele Kur'an'ı elimizle tutmak mı asla, aslaa!.. Misafir odasında Kur'an var diye saygısından ayaklarını uzatmayıp sabaha kadar ayakta duran Osman Bey gibi bir ecdadın torunlarıyız!
(Bu şehir efsanesinin orijinalini değiştirdi bizim hoca? Osman Bey odada Kur'an olduğunu görünce sabaha kadar ayakta durdu masalını" "sabaha kadar Kur'an okudu"ya tefsir etti. Bak bu iyi gelişme :) Bizim hoca da haklı; öyle ya hakkında ayet mi var hurafe ve uyduruklara dokunulmaz diye? Ekle sen de ekleyebildiğin kadar :) )
3- Namazda Kur'an okumak farz, namaz dışında okumak sünnet(!), dinlemek ise her halükarda yine farzdır..."
Hurafeler Babı'ndan aklımda kalan bunlardı...
●●●
Hoca eline tutuşturulan hutbesinden bunları okur, bizleri aydınlatırken(!) gözlerim bizim öğrencileri aradı ve hafiften sağa sola şöyle bakındım. Ben biraz ön saflardaydım onlarda arka saflarda gerilerdeymiş, göremedim. Bizim talebeler de tıpkı benim gibi yapmışlar, arkamdan gülümseyerek bana bakmışlar zikrettiğim bölümü duyunca!
Neden mi?
Çünkü onların tefsir derslerine giriyordum ve kendilerine defalarca anlatmıştım:
"Kur'an okurken onu belden yukarıda tutmak, dizlerimizin üstüne bağdaş kurmak, mutlaka abdestli olmak şart değildir. Olsa olsa Kitabullah'a hürmet adına "iyi niyetle" sonra sonra uydurulmuş, dinen zerre miktarı karşılığı olmayan kurallardır... Namaz dışında Kur'an'ı müstakil olarak okumak ise sünnet değil FARZ'dır, FARZ FARZ!..."
Cuma'yı böyle tamamladık işte... Mehter misali iki ileri bir geri giderek! Kah Kur'an'ı yücelterek kah ona iftiralar ederek!
Ben bizim imamın, eline tutuşturulanları okurken üzerinde hiç mi hiç kafa yormadığı kanaatindeyim. Buna ihtiyaç da duymamıştır! Asırlardır böyle bilinir, böyle anlatılır çünkü. Nesilden nesile böyle zehirlenir durur ülkem insanı. Hem de camiler, mektepler, televizyonlar, dini proğramlarda? Benim gibi itirazcıların da zaten kıymeti harbiyesi yoktur! Azınlıktayız öyle ya! Ateş olsak nereyi yakabiliriz, cürmümüz ne ki bizim! Peygamber Hadis düşmanı olmamız kuvvetle muhtemel! Son zamanlar da "Kur'an Müslümanlığı" diye bi sapıklık çıktıydı ya hem! Sakın onlar biz olmayalım! (Evet evet ta kendisiyiz! Kur'an Müslümanıyız... Siz de Kur'ansız Müslüman mı? :) )
●●●
Hoca(!)nın zırvaladığı bu mevzularla ilgili çok daha önceleri müstakil paylaşımlar yaptım. Malum Ramazan yaklaşıyor yani Kur'an ayındayız ayrıca. Eh bir kez daha özet olarak anlatayım ki birilerine ışık tutar belki. Ha okudunuz ve zihninize yatmadı mı? Eyvallah... Kafanıza göre takılabilirsiniz sıkıntı yok.
Zamanınız varsa buyrun:
KUR’AN-I KERİM NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?
1- O’nu okumaya “Euzü Besmele” ile başlanmalıdır:
“Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”
Nahl 16/98
2- Acele edilmeden yavaş yavaş okunmalıdır.
“Kur'an'ı ağır ağır/tane tane oku.” Müzzemmil 73/4
3- Ayetlerini anlaya anlaya, mesaj üzerinde düşüne düşüne okunmalıdır. (Arapçasından okuyamıyorsan yahut okunuşunu biliyor da ne denildiğini anlamıyorsan Türkçe mealini okuyacaksın)
“Sana bu mübarek Kitab'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” Sad 37/29
4- Bir başkası okuyorsa, O’nu sessizce, sükûnetle dinlemek gerekir:
“Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.” Araf 7/204
5- Yanında Kur’an okunurken O’na ilgisiz kalmak, O’nu duymamazlıktan gelmek, gürültü patırtı yapmak bir müslümanın yapacağı davranış şekli olamaz:
“İnkâr edenler: Bu Kur'an'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın; umulur ki bastırırsınız, dediler.”
Fussilet 41/26
İşte bunlardır Kur'an okumanın kural ve adapları.. Bunun dışında kalanların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Olsa olsa ilave dingil sanayidir.
●●●
ABDESTSİZ KUR’AN OKUMAK VE KUR’AN’A DOKUNMAK?
Bu konuyla İlgili rivayetlere göz atalım:
1- Hz. Ali: “Resûlullah (sav) cünüplük durumu hariç, her halimizde bize Kur’an okutup talim ederdi.”
(Kütüb-i Sitte - İ. Canan C. 10 Sh. 548)
Hani nerde burda, abdestli olma şartı?

2- “Resûlullah (sav) tuvaletten çıktıktan sonra abdest almaksızın Kur’an okur, bizimle yemek yerdi. Cünüp halinden başka hiçbir şey O’nunla Kur’an arasına perde olmazdı.”
(Aynı eser C. 10 Sh. 549)
"Cünüp hali hariç" ifadesi dikkatinizden kaçmamıştır umarım.

3- Abdullah İbn-i Abbas: “Resûlullah (s.a.v.) birgün tuvaletten çıkıp ellerini yıkamıştı. Bu arada kendisi için yemek de hazırlanmıştı. Orada bulunanlardan biri:
“Ey Allah’ın Elçisi!” dedi. “Abdest almanız için su getirelim mi?"
Resûlullah (sav): “Ben ancak, namaz kılacağımda abdest almakla emrolundum" buyurdu.
Diğer bir rivayette: “Namaz mı kılacağım ki abdest alayım?" buyurdu.
(Tirmîzi -Tahara 98)
Eğer Kur’an’ı okumada ya da O’na dokunmada abdestli olmak şart olsaydı, Resûlullah:”Ben ancak namaz kılacağımda ve Kur’an okuyup ona dokunacağımda abdest almakla emrolundum“ buyurması gerekmez miydi?
 ●
4- Hz. Ömer, Kur’an okuyan bir topluluğun arasında bulunuyordu. Bir ara tuvalete gidip geldi. Sonra tekrar Kur’an okumaya başladı. Bir adam dedi ki: “Ey Mü’minlerin Emiri! Kur’an’ı abdestsiz mi okuyacaksın?”
Ömer ona: “Sana, abdestsiz Kur’an okunmaz fetvasını kim verdi, Müseylimet’ül Kezzap mı?"
Duydunuz mu Hz. Ömer'i?
NOT: Müseylimet’ül Kezzap, Resulullah (sav) döneminde Yemen'de ben de peygamberim diye ortaya çıkan bir düzenbaz.

5- Buhari’nin naklettiğine göre Hz. Peygamberin (sav) Bizans imparatoru Heraklius’a gönderdiği İslam’a davet mektubunda Kur’an’dan şu âyet yazılı idi:
.
قُلْ يَا اَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ اَلَّا نَعْبُدَ اِلَّا اللّٰهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهٖ شَيْپًا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِاَنَّا مُسْلِمُونَ
.
“Ey Ehli Kitap! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze gelin: Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ın yanısıra kimimiz kimilerimizi Rablaştırmasın. Eğer bunlardan yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şâhit olun ki biz müslümanlarız! deyin.” Ali İmran 3/64
Hıristiyan olan Heraklius, bu mektup elindeyken sizce abdestli miydi? Eğer Kur’an’a ancak abdestli olanlar dokunabilirse, Hz Peygamber (sav) içinde Kur’an’dan âyetler bulunan bir mektubu müslüman olmayanlara ne diye göndersin?
Rabbimiz, Kur’an’ı Kerim’de kâfirler için: “Muhakkak ki müşrikler pisliktir“ (Tevbe 9/28) ”Onlar pistir“ (Tevbe 95) buyuruyor. Kâfirler bu durumda olmalarına rağmen Kur’an’ı ellerine alıp okuyabilecekler, ama bir müslüman ona dokunamayacak! Bu nasıl mantık yav? Cünüp olduğu için bir anda sokakta karşısına çıkan peygamberden kaçıp yolunu değiştiren Ebu Hüreyre’ye daha sonra Hz. Peygamberin: “Demek bu sebeple yolunu değiştirdin? Subhanallah! Müslüman pis olmaz ki!” buyurduğunu unutmayalım.
(Kütüb-i Sitte - C.10 sh 554)
6- Kur’an’a abdestsiz dokunulamayacağını savunanların en sağlam gibi gözüken delili: “O’na tertemiz olanlardan başkası el süremez.” ayetidir. Ancak bu ayetin nüzul (iniş) sebebi tamamen farklıdır. Şöyle ki:
Mekkeli müşrikler, Hz. Peygamber’e Allah tarafından gönderilen Kur’an’ın daha kendisine ulaşamadan şeytanlar tarafından değiştirildiğini ileri sürüyorlardı. Onlara göre, Muhammed’in insanlara okuyup anlattığı, Allah’ın gönderdiği değil şeytanların değiştirerek kendisine verdiği mesajlardan ibaretti. Bu mendeburlara göre Allah peygambere Cebrail vasıtasıyla vahiy gönderiyor, ama daha eline ulaşamadan şeytanlar Cebrail’den kaptıkları bu vahiyleri değiştirerek Muhammed’e veriyorlardı(!) İşte Allah, müşriklerin bu iddialarına cevap olarak Kur’an’a “tertemiz olan melekler”den başkasının asla el süremeyeceğini ifade etmek için:
.
اِنَّهُ لَقُرْاٰنٌ كَرٖيمٌ فٖى كِتَابٍ مَكْنُونٍ لَا يَمَسُّهُ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَ
.
“O, Levh-i Mahfuz’da korunmuş değerli bir kitaptır. O’na tertemiz olanlardan başkası el süremez.” buyurmuş, (Vakıa 56/77-79) şeytanların Kur’an’a asla dokunamayacaklarını haber vermiştir.
Yani tertemiz olanlardan kasıt, abdestli olanlar değil, MELEKLER'dir.
Şimdi anladın mı mevzuyu? Çaktın mı köfteyi?
(Daha geniş bilgi için bkz: İbn-i Kesir – Muhtasar C.5 Sh.2496● Seyyid Kutup – Fi Zılâli’l Kur’an C.11 Sh. 211● Mevdûdi – Tefhimu’l Kur’an C.6 Sh. 107)
Abdestli olma mevzusu işte böyledir. Kesinlikle böyle bir kural yoktur. Yeter ki gusül abdestini gerektirecek bir durum olmasın!
Ha birisi çıkar da: "Ben abdestli olunca daha bi huzurlu oluyorum! Huşu duyuyorum!" derse benim ona ne itirazım olabilir? Yeter ki kimseye böyle bir kuralı dayatmasın. Ben sanki millete "Kur'an okuyacağınız zaman abdestiniz varsa bozun da öyle okuyun!" mu diyorum? :)
●●●
Gelelim şu Kur'an okumanın "sünnet!" olması iftirasına:
"KUR’AN OKUMAK HER MÜSLÜMANA SÜNNET DEĞİL FARZ'DIR, FARZ FARZ!" Şimdi iyi dinle beni, az kafa ver:
Hatırlayalım Farz, ALLAH’ın kullarından yapmalarını KESİNLİKLE İSTEDİĞİ emirlerine, Sünnet ise kısaca, PEYGAMBERİMİZİN (sav) bizzat yaptığı ve müslümanlara yapılmasını tavsiye ettiği söz ve fiillerinin bütününe denirdi değil mi? (Evet desana ne korkuyon :) )
Mesela Kur’an okunurken DİNLEMEK farzdır. Bunu az çok her müslüman şükür ki bilir. Dinlemenin farz olmasına delil:
"Kur'an okunduğu zaman ONU DİNLEYİN VE SUSUN ki size merhamet edilsin." ayetidir. (Araf 7/ 204)
Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zekât vermek, Hacca gitmek vb kimi ibadetler de farzdır. Çünkü Kur’an’da bunların da yapılmasını EMREDEN nice ayetler vardır erbabı bilir konuyu uzatmayayım.
Peki, Cenab-ı Hak Kur’an okumayla ilgili ne buyuruyor? Okuyoruz:
.
1- وَاتْلُ مَا اُوحِىَ اِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ
.
"Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku."
Kehf 18/27
.
2- اُتْلُ مَا اُوحِىَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ
.
"Kitaptan sana vahyedileni oku"
Ankebut 29/45
.
3- وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ وَاَنْ اَتْلُوَا الْقُرْاٰنَ
.
"Ve bana, müslümanlardan olmam ve de Kur’an’ı okumam emredildi."
Neml 27/91,92
.
4- إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْآنَ
.
"Kur'an'ı sana FARZ KILAN ALLAH..."
Kasas 85
Bu ayetler varken nasıl olur da Kur’an okumaya sünnet denilebilir peki??? Şimdi sormak lazım, Kur’an okumak sünnettir diyen gafillere:
Kur’an okumayı emreden kim kardeşim? Peygamber mi, Allah-ü Teâlâ mı?
"Allah-ü Teâlâ"
Eee ???
Gördünüz mü, yukarıda bahsettiklerimi sağda solda din iman diye anlatanların, savunanların içler acısı halini? Cehalet diz boyu! Bunlar sözüm ona hacı hoca, kanaat önderi?
Kur'an üzerine konuşurlar, gel gör ki Kur'an'dan haberleri yok!
Oh maşallah!
●●●
Mevzuyu noktalamadan bir başka anımı kısaca nakledeyim:
Konya İHL'de görev yaparken (1995 falan) benim gibi ilahiyatçı bir grup öğretmen arkadaşlarla bu mevzuda sohbet ediyorduk. Dediklerim Meslek Dersleri Öğretmenlerimizden birisinin kafasına yatmamış olacak ki, sordu bana:
"Her müslüman namazlarında hem de günde 5 defa Kur'an okuyor zaten (Fatiha ve Zamm-ı Sureleri kastediyor) Ayrıca Kur'an okumak neden farz olsun ki!!! Okursak tabii ki sevap alırız amenna sünnettir!!! ama müstakilen Kur'an okumaya farz diyemeyiz!!! Bunca alimlerimiz yanılmış da bir siz mi biliyorsunuz doğruyu hem?!" (Son cümlesi artık bir klasik )
Dedim ki ona:
"Rabbimiz sizin gibi kullarının da bu tür itirazlar yapacağına ezeli ilmiyle vakıf olduğundan sanırım, Fatır Suresi'nin 29. ayetini de göndermiş!.. Namaz ile Kur'an okumayı AYRI AYRI zikretmiş orada dostum!" dedim. "Kur'an okumak ayrı, namaz kılmak ayrı!"
Sonra dedim bizimkine buyur beraber okuyalım Fatır 29'u:
.
إِنَّ الَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَّن تَبُورَ
.
"ALLAH'IN KİTABINI OKUYANLAR, NAMAZI KILANLAR ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ya da açık sarf edenler var ya, işte bunlar asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler."
Kur'an okumak ve Namaz kılmak ayrı ayrı, ikisi de müstakilen farzmış bak gördün değil mi? (Benzer örnekler için Araf 7/170 - Ankebut 29/45"e bakabilirsiniz)
Allah'ı var, bizim meslektaş daha da itiraz etmedi.
Ne gariptir ki Dereli'deki bizim hoca da Fatır 29'la başlamıştı hutbesine hatırladınız mı?!

Cuma sonrası mangal keyfi yaparken, bizim piknik ekibine dedim ki: "Gençler! dedim. İngiliz Nobel edebiyat ödüllü Bernard Shaw'ın meşhur bir sözü var: "Hukukunuzu yargıçlara, dininizi rahiplere bırakırsanız, kısa zamanda hem hukuksuz hem dinsiz kalırsınız!"
Biraz önce bizzat siz de şahit oldunuz benzerine. Allah için söyleyin şimdi bu ecnebi haksız mı???
Gelin en az 5 defa Kur'an meali bitirmeden hiç kimseyi dinlemeyin, hiçbir kitaba el sürmeyin diyordum ya sürekli, eh acizane benim de ikazlarım boşuna mı?
Şunları yazmasam valla çoğunuz benzer hocaların(!) din dışı masallarını sorgusuz sualsiz yutardı!.. Yutmayın! Kur'an'ı anlaya anlaya defalarca okuyun, dininizi cühelaya bırakmayın.
Şimdiden hayırlı Ramazanlar dilerim... Bu Ramazan'da 1 defa Kur'an mealinden de hatim yapalım inş...
Vesselam...
M. TULUKCU
●●●●●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.