MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

21.05.2017

MÜHLETİ RAHMETİNDEN?

MÜHLETİ RAHMETİNDEN?
"Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı, yoksa kalpleri mi kilitli?" ayetinden ne anlamalıyız?
Kur'an üzerinde kafa yormayı, Rabbimizin mesajlarını kavramayı ve buna uygun inanıp yaşamayı elbet. Bunu yapabilmenin olmazsa olmaz şartı Kur'an'ı "anlayarak" okumaktır.
Öyle ya "Sana bu mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik" emriyle (Sad 38729) düşünüp öğüt almamız istendiğine göre, anlayarak okumak "zorunlu"dur. Anlamadan okunan Kur'an'ın nesini nasıl düşünüp de öğüt alabiliriz öyle değil mi?
Bu konuyu defalarca yazdım çizdim, Hz. Ali'nin: وَلاَ قِرَاءَةٍ لاَتَدَبُّرَ فٖيهَا "Kendisinde düşünme olmayan okumada hayır yoktur." ikazını ara ara hatırlattım. (Dârimi C.1 Sh.350)
Peki bunların faydası oldu mu?
Tabii ki, olmaz olur mu?
Öğrencilerim, çevrem elhamdülillah "anlayarak okumanın" önemini fark ettiler.
Kur'an'ı anlaya anlaya, ayetler üzerinde düşüne düşüne okuyunca n'oluyor?
Sınıfın birinde iyi derecede Kur'an okuyabilen bir öğrencimize Fatır Suresinin 45. ayetini (son ayeti, Yasin'in hemen üstünde :) ) okumasını istedim. Arapçasından tecvidine uygun, makamlıca okudu. Bitirince sordum sınıfa: "Yine dehşetli bi ayet değil mi?" dedim. "Gördünüz duydunuz işte, Rabbimiz merhamet ve yasasını nasıl da hatırlattı bak?!"
Birisi tam da beklediğim şekilde güldü:
"Hocam hiç anlamadık ki!"
"İyi o zaman bide mealini okuyalım" dedim ve bir başkasından hepimizin duyacağı şekilde Fatır 45'i Türkçesinden okumasını istedim.
Dinliyoruz:
"Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı... "
Ben ayet meallerini sınıfta genellikle 3 defa okuturum; iyice hazmedilsin diye. Öyle de yaptık.
Tekrar edilince hepsi dikkat kesildi tabi.
Ve birisine sordum ardından?
"Ne anladın bu ayetten?"
Birisi dayanamayıp hemen atıldı:
"Hocam ben bu ayetten, her insanın bi şekilde günah işlediğini anladım!"
Bi başkası bu arkadaşından cesaretlendi:
"Allah insanları hemen cezalandırmıyor hocam," dedi. "Zaman tanıyor!"
Neden zaman tanıyor? dedim.
"Tevbe etmemiz, yola gelmemiz içindir!"
Sohbet böylece devam etti gitti. Bizimkiler birer "müfessir" kesildi yani :)
Sahi, anlayarak okununca işin rengi güzelleşmiyor mu? İlahi mesajlar yerini bulmuyor mu? Akıl ve vicdan sahibi herkes bunun böyle olması, böyle okunması gerektiğini kabul eder.
Acizane Fatır 45 ile ilgili ben de birkaç satır ekleyeyim:
1- Evet, peygamberler de dahil bütün insanlar büyük ya da küçük günah işlemişlerdir. Ayet çok açık: "YERYÜZÜNDE HİÇBİR CANLI BIRAKMAZDI.."dan bunu rahatlıkla anlarız.
"Her günah, içki gibi sarhoşluk verseydi, kimseyi ayık göremezdin" diyenin haklılık payı büyük.
Öyleyse: "Kendinizi temize çıkarıp durmayın. Sakınanları en iyi O bilir" mesajına (Necm 53/32) kulak tıkamamalıyız.
2- Allah rahmeti gereği (Enam 6/12 ve 54 - Araf 7/156 vb) kullarına belki yanlışlarından, taşkınlıklarından dönüş yaparlar diye imkan, fırsat veriyor. Gücünün yetmediğinden, habersiz oluşundan hiç değil. Bizim de çevremize, muhataplarımıza karşı böyle olmamız gerekmiyor mu? Hemen kestirip atmamak, yanlış yapanların bir çırpıda kalemini kırmamak, defterini dürmemek lazımmış demekki. Hâlık (Yaradan) böyle yapıyorsa Mahlûk'a (yaratılan) düşen başka ne?
3- Şu Kur'an'ı "anlayarak" okuyalım inanın çok şey değişecek; hem kendi hayatımızda hem dış dünyada.
Vesselam...
M. TULUKCU
●●●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.