MANŞET!

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR?

KUR’AN NASIL OKUNUR VE DİNLENİR? Karanlıklardan aydınlığa çıkalım, (Hadid 9) en doğru yolu bulalım (İsra 9) diye biz kullarına Kitabullah...

31.07.2017

MUHAMMEDİLİK!

MUHAMMEDİLİK!
Hz. Muhammed'i (sav) "Allah'ın Kulu ve Elçisi" görmez de "Allah'ın Ortağı" sayarsan eğer, varacağın yer işte budur:
"Kim Resulullah'a kul olursa, Allah'a kul olmuş olur!!!"
Yanlış okumadınız, aynen böyle diyor! Hem de milyonların önünde bastıra bastıra, alenen resmen pervasızca!
Kim diyor?
Muhammedilik dininin âkil müminlerinden Ömer Tuğrul İnançer diye biri.
Nerede diyor?
Serdar Tuncer'in hazırlayıp sunduğu Kanal D'de. Hem de canlı yayında. (https://youtu.be/yoMm68i1wc8)
Bahsettiğim proğram aslında baya eskiymiş, ben daha dün gördüm Youtube'da. (9 Ekim 2014'de yayınlanmış)
Bu sözlerin sahibi Ömer İnançer'i TV'de bazen görürdüm de öyle oturup dinlediğim birisi falan değildi. Önceki yıllarda sarf ettiği "Hamile kadınların çarşıya pazara çıkması edepsizliktir!" sözü aklımda kalmış, kendisiyle ilgili tek bildiğim bu. Bunu da kamuoyu çok tartıştığı için biliyorum.
Videosunu görünce merak ettim kim bu adam? diye. Google'ye sordum. Şöyle diyor Gogıl:
"1946 Bursa doğumlu. Avukat, mutasavvıf, müzisyen."

"Bir avukattan, bir mutasavvıftan, bir müzisyenden dinleyeceğiniz öğreneceğiniz din işte böyle olur!" demeyeceğim. Çünkü bizzat mutfağın içinde
olanlardan da bu kadar açık olmasa dahi benzer menüyü servis eden nice uzman(!) Muhammedperest'ler görebilirsiniz. Yine bu adam kadar olmasa da buna yakın inancı taşıyan, buna yakın düşünen ciddi bir halk kitlesinin varlığı da işin bir başka yönü. (İnşallah yanılıyorumdur)
Her neyse gelelim şu avukat, mutasavvıf, müzisyenin din algısına.
Videosunu dinleyenler mutlaka farketmiştir, adam hem de Kur'an'dan belgeler(!) getirerek "Muhammed'e tapın, neticede Allah'a tapmış olacaksınız!" diyor!
Sümme haşa "Niyet ettim Muhammed'in rızası için bu günkü öğle namazının farzını kılmaya!" gibi mi???
Sümme haşa namaza başlarken "Allahü ekber" yerine "Muhammedü ekber" demek gibi mi???
Sümme haşa orucumu açarken "Muhammedim senin için oruç tuttum. Senin verdiğin rızıkla orucumu açıyorum!" desem de farketmez mi???
●●●
İlk belgesi Zümer 53'de geçen "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" ifadesindeki "ibadî" kelimesiymiş. (İbadî, "Kullarım"ın karşılığıdır.) Avukata göre bu ayette "kullarım!" diye seslenen Allah değil bizzat Muhammed oluyormuş!!! Yani Zat-ı şahaneleri ve esinlendiği piri Celalettin Rumi'ye göre Allah değilde Muhammed: "Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan KULLARIM!" diye sesleniyormuş, günaha gömülmüş bir damla sudan yarattığı kullarına!!!"
Kafaya bak kafaya?!
Yani "Muhammed eşittir Allah!!!" Yahut "Ha Allah'a tapmışsın ha Muhammed'e, ikisi de aynı kapıya çıkar sonuçta!!!"
Sevgili müfessir(!) avukat ve pirine göre:
İnsanlar sadece Allah'ın değil aynı zamanda Muhamnmed'in de kullarıymış!!! Aha görmüyor muymuşuz, kapı gibi ayet varmış işte!!! 
Yıkıl dünya altında kalayım!

Peki bu ayet gerçekten müzisyenin dediği gibi mi?
Her ne kadar ayet metninin içinde geçmese de Zümer 53'e bütüncül bir Kur'an anlayışıyla bakarak, "De ki: (ALLAH ŞÖYLE BUYURUYOR) Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!"i göremezsen/görmek istemezsen, putperestliğine belge olarak İslam'ın alfabesi sayılan "La ilahe illlallah" sloganıyla bütün putları yıkmaya çağıran ve sadece Allah'a kulluğa davet eden Kitabullah'tan da Resulullah'tan da işte böyle deliller(!) getirir, dinden imandan olursun!
Bu ifade, bu anlayış, bu inanç şirkin ta kendisidir çünkü.
Bu ve benzer müşriklere şu ayet ne ifade eder bilmiyorum, ama ben yine de hatırlatayım:
"Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra kalkıp da insanlara: ALLAH'IN YANI SIRA BANA DA KUL OLUN! demesi mümkün değildir. Bilakis onlar: 'Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca RABBE HALİS KULLAR OLUNUZ' derler."
Ali İmran 3/79
Okudunuz değil mi? Gördünüz mü avukatın halini? Yaa!
Kur'an'a "bütüncül bakış"tan kastım işte budur. Unutmayalım ki Kur'an'ı indiren de (inna enzelnahu), Kur'an'ı öğreten de (allemel Kur'an), Kur'an'ı açıklayan da (aleyna beyanehu) bizzat Allah'tır. Eğer okuduğumuz duyduğumuz bir ayeti anlamakta güçlük çekiyorsak, öncelikle Kitabullah'ın bütününe bakmalıyız. Biz yeter ki Kur'an'ı, murad-ı ilahiyi anlamak için istekli olalım ve kafa yoralım, Rabbim kesin önümüzü açar. (Kıyame 75/16 -19) Biz yeter ki ayetler, sureler üzerinde derin araştırmalar yapalım, kapalı gibi görünen bir ayetin bir başka ayet ya da ayetlerle nasıl tefsir edildiğini hayranlıkla göreceğiz. Hala anlayamadıklarımız olursa -gayet doğaldır- onları da zamana veya başkalarına bırakmasını bileceğiz tabi.
Gelelim "Kim Resulullah'a kul olursa, Allah'a kul olmuş olur"a davet eden bu mutasavvıf müzisyen avukatın ikinci belgesine!
"Kim Resulullah'a kul olursa, Allah'a kul olmuş olur"un ayrıca fıkhi dayanağı da varmış!!!
Neymiş bu dayanak?
"Kim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur" ayetiymiş. (Nisa 4/80)
Mutasavvıf müzisyene göre bu ayette geçen "itaat" kelimesini kaldırıp onun yerine istediğimiz hangi kelimeyi koyarsak koyalım durum asla değişmezmiş!!!
Buna da şöyle örnek veriyor:
"Kim Resule İSYAN ederse Allah'a isyan etmiş olur." Doğru.
Kim Resulü SEVERSE Allah'ı sevmiş olur." Doğru.
Kim Resulü ÜZERSE Allah'ı üzmüş olur." Doğru.
Kim Resulü MEMNUN EDERSE Allah'ı memnun etmiş olur." Doğru.
Kim Resulü RAZI ederse Allah'ı razı etmiş olur." Bu da doğru.
Şimdi dikkat buyrun:
"Kim RESUL'E KUL OLURSA, Allah'a kul olmuş olur!!!"
Vaaaoovv!
Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kaptı gördün mü! 
Sunucunun -ki aynı kafadalar- önceden hazırlandığı belli "Peki hocam, Fatiha suresinde geçen 'Ancak sana kulluk ederiz' ayetine ne diyeceğiz?" pasına mutasavvıf müzisyenin cevabı da hazırmış:
"Sadece Allah'a sığınmak, sadece O'ndan yardım dilemek bizim becerebileceğimiz bir iş mi!!!"
Değil mi?  Haklısınız "İyya kena'budu ve iyya kenesteın"i bile kabul etmiyordu avukat dimi, vazgeçtim!!! (Bu konuyla ilgili çok ayet yazacağım da adamın umurunda değil ki. "Allah'ı yeterice takdir edemediler"den başlamak lazım. (Hac 22/74 - Zümer 39/67) uzun sürer... Sen çıkar sabah akşam Allah'ı 220 Bin woltluk sanayi cereyanına, Şeyhul Şeytanları, Gavsul' İblisleri de 220 volta düşüren trafoya benzetirsen Allah'a aracısız ulaşamazlar(!) tabi. )
Ve can alıcı(!) sorusu:
"Resulullah neci!!" 
Ben şimdi ne diyem yav bu adama? Nesini düzelteyim bunun?
Muhammed’e kul olmayı kafaya koymuş bir kere, mümkün mü bu sevdadan ayırmak?
“İtaat" kelimesi eşittir "kulluk kölelik” diyen bir zihinsel özürlüyü içinizden hangi babayiğit ikna edebilir? Mümkün değil.
Ben bu mutasavvıf müzisyene değil de sizlere bi şeyler diyem, az daha sabredin bakam:
Biliyorsunuz Hıristiyanlar'ın büyük bir bölümü Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu olarak görüyor ve İsa'ya da kulluk yapıyorlar değil mi? Ve bizde haklı olarak böylelerine "gavur" diyoruz.
İyi güzel de bizim avukatla Hıristiyanların farkı ne???
Hıristiyanlar İsa'ya kulluk yapınca gavur oluyor da bizim avukat Muhammed'e kulluk yapınca müslüman mı kalıyor???
Bak güzel dostum!
"Hz. İsa'ya tapanların adı İSEVİLİK ise Hz. Muhammed'e tapanların adı da bal gibi MUHAMMEDİLİK'tir." Olay bu kadar basit.
Nisa 79'da anlatıldığı üzere ne Hz. İsa ne de diğer elçiler havarilerini, inananlarını, kavimlerini kendisine kul olmaya çağırmadılar, asla!
Okuyun:
"Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin."
Şimdi lütfen biraz daha dikkat:
"Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: BENİM DE RABBİM SİZİN DE RABBİNİZ OLAN ALLAH'A KULLUK EDİN, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyle görensin."
Maide 5/116,117
Gördün mü olayı, çaktın mı iyiden mevzuyu?
İşte İslam budur! Burada beşere değil sadece Allah'a kulluk kölelik vardır.
Bu Avukatın itikadıyla İslam inancının misal zerre ilgisi yoktur. Mutasavvıfın davet ettiği din İslam değil olsa olsa Muhammedilik'tir.
Yani dostum, müzisyenin anlattıkları tam bir Ebu Cehillik'tir.
Şimdi içinizden kimileri bana kızabilir! "Adam Allah, Peygamber diyor. Belli ki namaz kılan oruç tutan da birisi! Böyle bir adama nasıl Ebu Cehil yakıştırması yaparsın?" türünden!
Kafasından böyle geçirenlere tavsiyem, gidip Ebu Cehil'in nasıl bir itikada sahip olduğunu azıcık araştırmalarıdır.
Siz Ebu Cehil ve benzeri müşriklerin Allah'a iman etmediklerini, namaz kılmadıklarını, oruç tutmadıklarını, hac yapmadıklarını, infak etmediklerini vb falan mı zannediyorsunuz? Kafanızdaki "gavur" tipi sadece Aziz Nesin, Prof. Celal Şengör türünden ateistler mi yoksa?
Bu meseleye azıcık değineyim:
Bir insanın müşrik (Allah'a ortak koşan) olmasının olmazsa olmaz şartı, önce Allah'a iman etmesi sonra O'nun yanına birilerini daha ortak kabul etmesiyle mümkündür ancak. Şirk ile Şirket aynı kökten gelir. Nasıl ki şirket "çok ortaklı" demekse, şirk de aynen böyledir işte. Allah'a iman ediyorsun ama Allah'a iman etmekle birlikte bazı kişilere/varlıklara da benzer yetkiler veriyorsun!
Ebu Cehil, Ebu Lehep ve benzerleri tam da böyleydi işte. Yani Allah'ın yanı sıra Lat, Menat, Uzza türünden kimi putları daha vardı onların ve ancak bu putlar vasıtasıyla, bu putlar aracılığıyla Allah'a ulaşabileceklerini savunurlardı. O putlar asla Allah değil, kendilerini Allah'a YAKLAŞTIRAN (Zümer 39/3) ve Allah katında kendilerine ŞEFAAT EDECEK aracılardan (Yunus 10/18) ibaretti!!!
Anlayacağınız, Ebu Cehilllerin Lat Menat Uzza'sı ne ise bu mutasavvıf müzisyenin Muhammed algısı da aynı şeydir.
Bunların inandığı Muhammed'de kendilerini Allah'a YAKLAŞTIRAN ve Allah katında kendilerine ŞEFAAT EDECEK olan aracı değil mi???
Hatta daha da fazlası!
Eee???
Put isimlerinin farklı oluşu dışında aralarında fark yok azizim fark yok! Ne farkı yav! Tıpkısının aynısı!
Velhasıl kulluk/kölelik sadece Allah'a yapılmazsa, Allah'ın yanı sıra başkalarına da kulluk kölelik yapılırsa veya, İslam'la töbe bağımız kalmaz! O inancın adına İslam değil "Şirk", bu işi yapana da Müslüman değil "Müşrik" denir!
Böyle bir inanç taşıdığınız sürece istediğiniz kadar namaz kılın, oruç tutun, isterse 70 defa hacca gidin durum değişmez. O amellerin hepsi boşa gider (Zümer 39/65) ve Allah muhafaza cennet böylelerine haram olur hafazanallah (Maide 5/72)
Ebu Cehillerin bırakınız Allah'a imanını, namazını haccını, onlardan kimileri Beytullah'ın yanında "itikaf"a girecek kadar kendince takvalı(!)ydılar. Dinleyin bakam Hz. Ömer'i:
.
عن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنهما: ]أنَّ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنهُ قَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ إنِّي نَذَرْتُ في الْجَاهِلِيَّةِ أنْ أعْتَكِفَ يَوْماً. وفي رواية: لَيْلَةَ في الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ قَالَ: أوْفِ بِنَذْرِكَ
.
"İbnu Ömer'den. "(Babam) Ömer bir gün dedi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Ben cahiliye devrinde bir gün itikaf yapmayı nezretmiştim. -Bir rivayette Mescid-i Haram'da bir gece denmiştir.- [Bunu îfa etmem gerekir mi?]" Resulullah: "Nezrini yerine getir!" buyurdu"
[Buharî, İ'tikaf 5 - Müslim, Eyman 27 - Ebu Davud, Eyman 32 - Tirmizî, Eyman 11 - Nesâî, Eyman 36]
Gördünüz değil mi Hz. Ömer'i? Müşrik olduğu dönemlerde, Hz. Peygamber'i öldürmeyi kafasına koyduğu, Kur'an'ı reddettiği yıllarda bile itikafa girmeyi düşünecek kadar da takvalı!
Hiç garibinize gitmesin Ebu Cehil, Ebu Lehep ve benzeri müşrikler oruç dahi tutarlardı:
Bize Zuheyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Cerr, Hişâm b. Urve’den, o da babasından, o da Âişe‘den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş:
"Cahiliyet devrinde Kureyş Aşure günü oruç tutarlardı. Onu Resûlullah'de tutardı. Medine’ye hicret edince bu orucu yine tuttu ve tutulmasını emir buyurdu. Ramazan ayı(nda oruç) farz kılınınca: "Aşura orucunu isteyen tutar, isteyen terkeder, buyurdular."
[Müslim, Sıyâm, 114 (2638]
Bu kadar yetmez mi? Anlayana yeter.

Şeytanın avukatı videonun sonunda "Resulullah neci?" diyordu ya hani, eh buna da çok kısa değineyim bari:
Hz. Muhammed Allah'ın kulu ve Elçisidir.
(Ali İmran 3/144 - Ahzab 33/40 - Fetih 48/29 - Fussilet 41/6 - Ahkaf 46/19 - Kehf 18/110)
Hz. Muhammed Alemlere Rahmettir.
(Enbiya 21/107)
Hz. Muhammed Üsve-i Hasene (en güzel model)dir. Tıpkı diğer elçiler gibi ( Ahzab 33/21 - Mümtehine 60/4 ve 6)
Hz. Muhammed çok yüce bir ahlaka sahiptir.
(Kalem 68/4)
Hz. Muhammed sadece Arabistan'a değil bütün insanlığa gönderilmiş bir müjdeci ve uyarıcıdır.
(Sebe 34/28 - Enam 6/92- Şura 42/7)
İşte bir mü'min Hz. Muhammed'i (sav) böyle tanır, böyle iman eder, böyle sever. O'nu bu şekilde kabul etmeyen de O'nu sevip itaat etmeyen de mü'min olamaz.
Siz siz olun Muhammedilik dininden uzak durun! Bu kafa, bu gidişat hayra alamet değil!
Vesselam...
M. TULUKCU
●●●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.